Sosyal Haklar Derneği'nden (SHD) Nazır Kapusuz, özel istihdam büroları eliyle geçici işçi çalıştırmanın önünü açan yasa değişikliğinin Meclisten geçirilmesini bianet'e "Hükümet sermeyenin beklentilerini tek tek yerine getiriyor" sözleriyle değerlendirdi.
Kapusuz, yasanın Avrupa Birliği ülkelerinde olduğu gibi sendikal hakları gözeten bir biçimde uygulanmasını öneriyor.
Özel istihdam büroları nedir?
Bu uygulama özellikle AB ülkelerinde göçmen, kaçak ve/veya kayıt dışı çalışanların, alt sınıfların ya da sınıf dışı kabul edilenlerin istihdamını sağlamaya çalışan bir yapılanma. Britanyalı yönetmen Ken Loach'un "İşte Özgür Dünya" filminde de anlattığı gibi bu yöntem AB ülkelerinde esnek çalışmanın önünü açabilmek için uygulanıyor.
İşçiler ve işveren açısından neler getiriyor?
Aslında işçiler açısından neler götürüyor demek lazım. Çünkü grev, toplu sözleşme, izin, kıdem ve ihbar tazminatı yok. İşçinin çalıştığı iş yerine ait kolektif haklar yok.
İşveren açısından elbette ki ucuz iş gücü sağlıyor. Bir çok tazminat gibi haklardan kurtulabilme gibi getirileri var.
Fakat kamuoyunda çok da tartışılmayan ve gözden kaçan bir yön daha var. O da şu; işveren işçilerin yüzde 25'ini sözleşmeli çalıştırmak, iş güvencesinden faydalanma sınırı olan 30 kişi çalıştırmak, 50 kişilik yerlerde özürlü çalıştırma zorunluluğu ve bunlar gibi benzer yükümlülüklerden de istihdam büroları sayesinde kurtulacak.
Sendikal haklara etkisi ne olacak?
İşin daha vahim yanı da bu. Türkiye'deki sendikal haklar mesleğe göre değil, iş koluna göre tarif edilmiş. Ancak istihdam büroları yasayla geçerken büroların hangi iş koluna ait olduğu tüzük ve yönetmeliklerde özellikle belirtilmemiş. Yani özel istihdam bürolarında çalışanlar gittikleri işyerlerinde varsa sendikalardan faydalanamayacağı gibi kendileri gibi bile bile oluşturulan bu yasal boşluk yüzünden sendika kuramayacaklar.
Ne yapılmalı?
Öncelikle bu uygulama Avrupa'da olduğu gibi daha çok sınıf dışı tabir edilen geleneksel emekçi ve çalışanların olduğu kesimlerde yaygınlaşacak. Bu profilin gerek örgütlü mücadeleye gerek sendikal mücadeleye uzak olduğu, haklarını bilemeyeceklerini var sayarak sendikaların ve hak mücadelesi yapan örgütlerin muhatap olarak bu kesimleri alması önemli.
Bu raporun gerekçesinde bu uygulamaların AB ile uyum içerisinde yapılması gerektiği ifade edilmekte. Ancak Avrupa emekçi sınıfı için de bir hak kaybı olan bu büroların Avrupa'da bir çok sendikal hakların da korunarak uygulandığını gözden kaçırmamak gerekir.(BÇ)