Tüm Özel Halk Otobüsleri Birliği (TÖHOB), yaptığı açıklamada üst üste yaşanan kazaların sorumlusunun otobüs ulaşım sistemindeki rekabet, yanlışlar, uygulama farklılıkları olduğunu belirtti.
Açıklamada, otobüs ulaşım sisteminin kurumsal değil, bireysel işletmecilikle yürütüldüğüne dikkat çekildi.
Ulaşımın düzenlenmesine yardımcı olacak "Kent içi Ulaşım Kanunu" olmadığı belirtilerek belediyelerin taşeronu konumundaki özel halk otobüsünün yasal tanımı ve kimliğinin yapılması talep edildi.
TÖHOB'un araştırmasına göre 81 ilde 7.337 belediye otobüs işletmesi filosu, 12.039 belediyelerin denetiminde hizmet veren özel halk otobüsü filosu var.
Yüzde 20'si ücretsiz yolcu
Açıklamada sorunlar şöyle sıralandı:
20 bin özel halk otobüsü her gün İstanbul’da 1,5 milyon, Türkiye genelinde 8 milyon kentliye otobüs ulaşım hizmeti sunuyor.
Özel halk otobüsü yolculuklarının yüzde 20’si ücretsiz, yüzde 45’i indirimli, yüzde 35’i tam ücretle gerçekleşiyor. Ücretsiz yolculukların oranının yüzde 20’lere çıkması ile gelir gider dengesi ciddi anlamda zedelendi.
2.159 adet özel halk otobüsü filosunun yanı sıra 937 otobüslük İstanbul Otobüs İşletmeleri A.Ş. (İBB ortaklığıdır) devreye sokuldu.
Üçlü sistem tıkanıklık yarattı
İETT, özel halk otobüsü ve Otobüs A.Ş. araçları aynı sistemde farklı otoriteler olarak hizmet sunmaya başladı.
Sefer aralıkları doğal olarak 5 dakikaya indi ve aynı hatlarda araçlar birbirinin üzerine bindi. Göreceli sağlanan ferahlık aslında bir tıkanıklığın ortaya çıkmasına neden oldu.
Bütün bu sıralananlar bir özel halk otobüsünde dört yolcunun yanarak hayatını kaybetmiş olmasının, arka arkaya gerçekleşen çeşitli kazalarda yaralananların bahanesi veya savunması olarak değerlendirilmemeli.
Şoför ve teknik özellikler
Sorun şoför sürücü davranışlarında ve otobüsün teknik özelliklerinde düğümleniyor. Aslında rehabilite edilmesi gereken topluca kent içi ulaşım sistemleri.
Ceza çözüm değil
Cezalarla yaptırımlarla kazaların önlenemeyeceği de bir başka gerçek. Nitekim Emniyet Trafik Denetleme ekipleri altı ayda 17 bin otobüse cezai işlem yapıldığını belirtiyor. Ama ne acıdır ki birbirini izleyen günlerde otobüs kazalarının meydana gelmesi engellenemedi.
Kazalar sonrasında gerçekleşen denetimler ve alınan önlemlerden herhangi bir rahatsızlık duyulmdı, aksine ilgili özel halk otobüsü kuruluşlarınca desteklendi.
Eğitim şart
Çare şoförlerin bilgi ve bilinç düzeyini geliştirmekten geçiyor.. Bunun yolu da sürekli eğitim. Kazaların tekrar yaşanmaması, yeni mağduriyetlerin doğmaması için gerekli eğitim faaliyetlerini yapacağız. (NV)