Avukat Ömer Kavili, Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin özel güvenlikçilere hakaret eden kişiye verilen cezayı az bularak, cezanın "kamu görevlisine karşı işlenen suç" kapsamında arttırılmasını talep etmesini "hukuksuzluk" olarak değerlendirdi.
Aydın'ın Söke ilçesinde özel güvenlik görevlileri, ismi bilinmeyen bir kişi hakkında kendilerine hakaret ettiği ve görevlerini yaptırmadığı ve silahla tehdit ettiği gerekçesiyle şikayetçi olmuştu.
CNNTürk'ün haberine göre, bu kişi Söke 1. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) "hakaret" ve "tehdit" suçlarını düzenleyen hükümleri uyarınca hapisle cezalandırdı.
Kararın temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay 9. Ceza Dairesi tarafından incelendi. Daire, sanığa hakaret suçundan verilen cezayı az bularak özel güvenlik görevlilerine hakaret suçunu işleyen sanığın, Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun'un 23/2 maddesi uyarınca "kamu görevlisine karşı suç işlemiş gibi cezalandırılması gerektiğine" işaret ederek, bu nedenle sanığa verilen cezanın artırılması gerektiğine hükmetti.
"Otoriter devlet anlayışının yansıması"
Yargıtay'ın özel güvenlik görevlilerini kamu görevlisi olarak sayan kararı hakkında görüştüğümüz Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) avukatlarından ve Avukat Hakları Merkezi Başkan Yardımcısı Ömer Kavili kararın hukuka uygun olmadığını söyledi.
Özel güvenlik görevlilerinin kamu hizmeti yapsalar bile adlarından da anlaşılacağı gibi özel sektör çalışanı olduklarını ve bu nedenle kamu memuru sayılamayacaklarını ifade eden Kavili, bu kararı otoriter devlet anlayışının yansıması olarak değerlendirdi.
Güvenlik hizmetinin polis ve jandarmaya ait bir görev olduğunu belirten Kavili, özel güvenlikçilerin çok sınırlı koşullar altında, sadece görev yaptıkları yerlerle kısıtlı yetkileri olduğuna dikkat çeken Kavili, bu kişilerin asla polis ve jandarmanın alternatifi olamayacağını dile getirdi.
"Kanun hukuka aykırı"
Yargıtay'ın Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun'un 23/2. maddesi kapsamında karar verdiğini belirten Kavili, söz konusu maddedeki "Özel güvenlik görevlileri Türk Ceza Kanununun uygulanmasında memur sayılır. Bunlara karşı görevleri sebebiyle suç işleyenler Devlet memurları aleyhine suç işlemiş gibi cezalandırılır" ifadesine dikkat çekiyor:
* Kanunda böyle yazılıyor olması kanunun hukuka uygun olduğunu göstermez. Zaten Anayasa Mahkemesi de hukuka aykırı kanun maddelerini iptal etmek için vardır.
* Avukatlık Kanunu'nun 57. maddesinde avukatlara yönelik saldırılarda, "sanıklara kamu görevlisi aleyhine işlenen suçlara göre işlem yapılır" diye çok açık bir madde var. Ancak bu hüküm hiçbir zaman işletilmiyor.
* Avukatlara açık kanun hükmünü işletmeyenler, özel güvenlik gibi otoritenin parçası olanlarla ilgili anında genişletici, keyfi yorum yapabiliyorlar.
* Kanun uygulayan hukukçularda çifte standart var. Bu olay çifte standardın en tipik örneğidir; otoriter devletin bir aşamasıdır.
"Emsal teşkil eder"
Kavili, mahkemenin Yargıtay'ın kararı çerçevesinde hüküm vermesi durumunda bunun yaşanabilecek diğer olaylar için de emsal teşkil edebileceğini söyledi.
Hakimlerin genellikle başları ağrımasın diye Yargıtay'a uygun kararlar verdiğini ifade eden Kavili, bu durumda özel güvenlik elemanlarının da arkalarına yargı gücünü alarak hareket etmelerinden endişe duyduğunu sözlerine ekledi. (EKN)
* "Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun" için tıklayınız.