Özel'den Meriç Kahraman’a destek: Her gün bir şey yapmamız gerektiğini hatırlayalım

Eşi Gezi davası nedeniyle tutuklanan Mimar Meriç Demir Kahraman’la görüşen CHP Genel Başkanı Özel, Tayfun Kahraman’ın Cumhuriyet Halk Partisi üyelik kartını aldı, “Tayfun çıktıktan sonra bu kart Tayfun’a lazım” dedi.

BİA Haber Merkezi

Bu fotoğrafta, bir oturma odası ortamında dört kişi bir araya gelmiş şekilde görülüyor. Sol tarafta bir erkek, elinde bir kart tutarak karşısındakilere bir şeyler anlatıyor. Bu kişi, konuşmasının içeriği ve beden diliyle dikkat çekiyor. Orta kısımda oturan bir adam ve kucağında küçük bir kız çocuğu var. Adam ciddi bir yüz ifadesine sahip ve kız çocuğunu koruyucu bir şekilde kucağında tutuyor. Kız çocuğu kırmızı bir elbise giymiş, bakışlarıyla çevresini inceliyor ve biraz dalgın bir hali var. En sağda, siyah bir üst ve koyu renk bir etek giymiş bir kadın oturuyor. Kadın sakin ama biraz düşünceli bir ifadeyle konuşmaları dinliyor. Arka planda ise birkaç yeşil bitki dekorasyonu dikkat çekiyor ve ortam, samimi bir toplantı havası yaratıyor. Fotoğrafın genel atmosferi, duygusal bir içeriği ve ciddi bir konuşmayı yansıtır nitelikte.

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul’da Doktor Şehir Plancısı Meriç Demir Kahraman'la bir araya geldi. Demir Kahraman’ın eşi Tayfun Kahraman, Gezi davası nedeniyle tutuklu.

Özel’e Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik de eşlik etti.

"Amacı ağaçları kurtarmaktı"

Özel, “Tayfun partimizin ve bu kente çok hizmet etmiş birisi. Gezi olayları sırasında bir meslek örgütünün başkanıydı. Hem de çok önemli bir meslek örgütü. Gezi olayları sırasında elbette bu meseleye duyarsız kalamazdı. Ama o hep ara bulucu rol oynadı. Sayın Erdoğan ile iki kez görüştüğünü biliyoruz. O iki görüşmede de, ben bunu Erdoğan’a da anlattım. İki görüşmede de görüşme sonrası yaptığı açıklamalar çok yapıcı. Olaylar olmadan, kimsenin burnu bile kanamadan evine dönmesi için. Hatta ikinci de bir takım sözler bir takım sözler verildi. ‘Burada ağaçlar kesilmeyecek, mahkeme kararı beklenecek. Karar olumsuz çıkarsa yapılmayacak, olumlu çıksa bile istinaf. Burada referandum yapılacak.’ ‘Bu şartlarda evlerine Gezi sakinlerini evlerine dönme noktasında değerlendirmeye davet ediyorum’ deyip, bazı direniş sürsün diye düşünenlerden eleştiri bile almıştı. Haksız eleştiriler. ‘Sen eylemi kırıyorsun’ diye. Oysa onun amacı ağaçları kurtarmaktı. Bunu dile getirmekti. Bir kişinin burnunun kanamamasına gayret gösteriyordu.

“Her gün bir kere daha hatırlayalım”

Özel, “Daha sonra mesela Erdoğan’ın Tayfun için yaptığı açıklamada ‘Gençler geldiler, konuştuk’ filan diye olumlayarak bu görüşmeyi söylüyor. Ben bunları Sayın Erdoğan’a da bir dosya halinde sunmuştum. Ama bugüne kadar, yani kendisi zaten ‘bir takım çalışmaların olduğunu’ söylemişti. Bu konuda AKPM’de heyetimizin başkanı Tuğrul Türkeş’in gayretleri vardı ama sonradan hiçbir sonuç alınmadı bunlardan. Şimdi siz bu kartı getirdiniz. Bunu Vera’ya verelim. Meriç’e verelim. Ne yapacak? Yani Tayfun’a götürse, bu kartın örneğin CHP toplantılarına gelmek, Genel Merkeze gelmek. Herhangi bir kata çıkmak için kullanılan bir kart. Kullanamayacak. Bu kart Tayfun’da durdukça bence çok işlevsel olmayacak. Tayfun çıktıktan sonra bu kart Tayfun’a lazım. Tayfun çıkana kadar müsaade ederseniz ben Genel Başkan olarak bu kartı cebimde taşıyacağım. Ben bu kartı cebime koyayım. Hiç olmazsa ceketi giyerken, çıkarırken ya da cüzdana koyayım. Her gün bunu gördükçe her gün bir şey yapmamız gerektiğini bir kere daha hatırlayalım. Çünkü bazen her ne kadar çok mücadelede de versek bu konuda, bin gün olacak neredeyse halen daha bir umut bekliyoruz. Vera bekliyor” dedi.

Özel, son olarak şöyle dedi:

“Vera yarın okulların ikinci çeyreği açılıyor. Yarın saban okula gidecek. Babası kreşte alamadı. Okula götüremedi. Kaydını göremedi. Mezuniyetine babasının yerine biz gittik. Babası öyle demişti. O bizim yerimize yattığı için ben de babasının yerine ben de okuluna gitmiştim. Şimdi yarın artık bir daha başlıyor. İkinci çeyrek başlıyor. O yüzden Vera’yı şimdi biz okula yollayalım. O kartı da Tayfun’a yollamayalım. Uygun görürseniz bu benim cebimde dursun. Ben bunu her seferinde o zaman akşamleyin çıkarayım, koyayım oraya. Öbür gün yeni ceketimin cebine koyayım ya da cüzdanıma koyayım."