Yaşam koşullarını giderek zorlaştıran, bütün meslek gruplarını farklı farklı şekillerde ama aynı şiddetle sarsan ekonomik kriz oyuncuları, performans ve sahne emekçilerini de olumsuz etkiledi.
Çoğunluğu serbest meslek statüsü altında çalışan, sosyal güvenceleri ve sağlık sigortaları olmayan sanatçılar, sektörün asgari ücrete yapılan zammı dikkate alıp ücretleri düzenlemesini ve oyuncuların sosyal haklarını güvence altına almasını bekliyor.
Oyuncular Sendikası dün (1 Aralık 2022) sektörün önde gelen birliklerinden Reklam Yapımcıları Dermeği (RYD) ve Sinema Eseri Yapımcıları Meslek Birliği (SEYAP) ile oyuncuların ücret artış taleplerini ve çalışma koşullarının iyileştirilmesini konuşmak için bir araya geldi.
Tüm bu gelişmeleri, oyuncuların taleplerini, çalışma koşullarını ve medyada gösterilen zengin oyuncu algısının yanlışlığını Oyuncular Sendikası Genel Sekreteri Sercan Gidişoğlu bianet’e anlattı:
“Oyuncuların lüks hayatlar yaşadığı algısı var”
“Oyuncu dediğimizde insanların aklına sadece dizilerde izlediği insanlar geliyor. Performans sanatçısı veya icracı sanatçı dediğimiz insanlar, televizyonlarda, sinemalarda, tiyatro sahnelerinde, stüdyolarda performans veren oyuncular, dansçılar, opera sanatçıları, seslendirme oyuncuları tüm bunlar oyuncu kategorisinde yer alıyor.
"Kamuoyu oyuncu olarak yalnızca dizilerde oynayan oyuncuları biliyor. Dizilerde oynayan oyuncuların hepsinin benzer ücretler kazandığı ve lüks hayatlar yaşayan insanlar olduğuna dair bir algı var.
“Oyuncu dediğimiz kişiler kanunen işçi sayılması gereken insanlar. Fakat serbest meslek erbabı olarak çalıştırılıyorlar. Birilerinin sermayesi adına çalışıyorlar. Ülkedeki tüm emekçiler gibi ciddi bir geçim sıkıntısı yaşıyorlar.
“Dizlerde oynayan oyuncuların bölüm başına aldığı ücretler yüksek görünse de bu ücretler ortalama kazancı hesaba kattığınızda düşük. Örneğin oyuncu bir dizide beş bölüm oynuyor sonra o dizi yayından kaldırılıyor. Sonra bir yıl boyunca o oyuncu o beş bölümden gelen parayla geçinmek zorunda.
“Dizi sektöründe paralar çok geç alınıyor. Dizi çekiliyor, çekildikten birkaç ay sonra yayınlanıyor. Yayınlandıktan bir iki ay sonra da paralar alınıyor. Ya da şöyle bir durum da söz konusu olabiliyor. Oyuncu bir sezon dizide oynayıp diğer iki sezon işsiz kalabiliyor. Bu durumda bir yıllık kazancıyla üç yıl geçinmek zorunda kalıyor.”
“Bu sektörün söylenmeyen gerçekleri var”
“Aynı zamanda oyuncuların birçok görülmeyen masrafı var. SGK 4A kapsamında sigortalı gösterilmedikleri için sigortalarını, sağlık masraflarını kendileri karşılamak durumundalar. Diğer çalışanların böyle masrafları yok. Ekranda görülmenin de bir maliyeti var.
“Tiyatro oyuncularına veya seslendirme sanatçılarına ödenen ücretler ise dünya standartlarının çok altında. Özel tiyatroların durumu ise ortada. Ayakta kalma mücadelesi veriyorlar. Ayda 4 veya 5 oyun oynayan bir oyuncunun geliri ne kadar olabilir?
“Bu sektörün söylenmeyen gerçekleri var. Ekranda gösterildiği gibi parıltılı bir hayat yok. Aksine emekli olamadan ölen, 65-70 yaşına geldiği halde hala emekli olma şansı yakalayamamış oyuncular var. Uzun süre sigortasız çalıştırılmışlar.”
“Sorun yanlış usulle çalıştırılma”
Gidişoğlu sorunun kayıt dışı çalıştırılma değil yanlış usulle çalıştırılma olduğunu ifade ediyor:
“Sendikanın da varlığıyla sektörümüzde kayıtsız çalışma diye bir şey azaldı. 8-10 yıl önce kayıtsız çalışma diye bir şey oldukça yaygındı. Ama şu anda sorun kayıt dışı çalışma değil yanlış usulle çalıştırılma. İşçi gibi çalıştırılması gereken oyuncular tüccar gibi kendi dükkanları varmış gibi çalıştırılıyorlar.
"Hukuka uygun olmayan usulle çalıştırılıyoruz. Ama mali olarak vergilerimizi ödüyoruz devlete. Sektördeki bu hukuki yanlışlık çok sorgulanamıyor.”
“Ücretlerde en az yüzde yüz bir artış yapılmalı”
“Çoğu oyuncu yıla böldüğümüzde aylık olarak asgari ücrete bile denk gelmeyen ücretlerle hayatını devam ettirmeye çalışıyor. Dizide, sinemada, sahnede, seslendirmede çalışan bu insanların ücretlerinde iyileştirme yapılacaksa en az yüzde yüz bir artış yapılmalı.
“Bu nedenle de çeşitli kurumlardan da randevu taleplerinde bulunduk. Yapımcı derneklere ve yayıncı kurumlara da görüşme talebinde bulunuldu. İlk olarak Sinema Yapımcıları Derneği ve Reklam Yapımcıları Derneği, Sinema Eseri Yapımcıları Meslek Birliği (SEYAP) ile bu hafta ilk görüşmeleri gerçekleştirdik. TESİYAP, Netflix ve Disney’den görüşme taleplerinde bulunduk.”
“Oyuncuların ücretleri arasında ciddi bir uçurum var”
Gidişoğlu oyuncuların bireysel çalışmalarının ve yapılan sözleşmelerin emek sömürüsünün önünü açtığını vurguluyor:
“Dizi-sinema alanında oyuncuların ücret artışı talepleri sektörde çalışan diğer çalışma gruplarında olduğu gibi değerlendirilemiyor. Örneğin bir kamera, bir prodüksiyon veya makyaj ekipleri sektörde grup olarak çalışıyorlar. Bu ekipler içinde yer alan insanların yevmiyeleri, kaşeleri birbirlerine yakın.
“Oyuncular ekip olarak çalışmayan bir grup. Biz ekip olarak değil bireysel çalışmaya zorlanıyoruz. Çalışma kontratlarımızda çok ağır cezai yaptırımlar var. Oyuncular işsiz kalma korkusuyla bu sözleşmelere boyun eğiyor. Kölelik sözleşmeleri dediğimiz sözleşmeler bunlar.
“Bütün haklarımız yapımcıya devretmek zorunda bırakılıyoruz. Bu nedenlerle dizide oynayan star oyuncuyla ikinci, üçüncü dereceden bir rol oynayan oyuncuların ücretleri arasında ciddi uçurumlar oluyor.
“Ücretlere yüzde 100 zam istiyoruz dediğimizde hangi ücrete yüzde yüz zam yapılacak, bu bir soru olarak önümüze geliyor. Oyuncuların ücretlerine yüzde şu kadar zam yapıldı demek doğru olmuyor. Taban-tavan ücret vb. kanuni kıstaslar olmadığı için asgari ücret gibi bazı sektörlerdeki benzer ücretlendirmeler yapılamıyor.
“Yüksek sesle dile getirmek zorundayız”
“Geçinemediğimizi ve ücret talep artışlarımızı yüksek sesle dile getirmek zorundayız. Umarım bu çağrı yapımcılar, yayıncılar, kanallar nezdinde de cevap bulur. Oyuncuların geçim sıkıntısını aşmaları için ortak bir formülü sektörce bulmayı umut ediyoruz.”
(ED/EMK)