Tasarının son hali, Meclis'teki Adalet Alt Komisyonu'ndan 19 Haziran'da Adalet Komisyonu'na gönderildi. Adalet Komisyonu da, 26 Haziran'da metni Meclis Başkanlığı'na gönderdi.
Hükümet, daha önce de, tasarıyı bu hafta, Meclis tatile girmeden önce yasalaştırmaya kararlı olduğunu açıklamıştı.
bianet, insan hakları savunucularına, oylama öncesi, milletvekillerine mesajlarını sordu.
Erkem: TMY tasarısına evet, toplumu terörize etmek demek
İzmir Barosu avukatlarından, İşkenceyi Önleme Grubu üyesi Nalan Erkem, "Tasarıya evet demek, toplumu terörize etmek, teröre itmek demek" dedi.
"Düşünceyi açıklamaya bu ağır cezaları verirseniz, insanların başka yollara başvurmaktan başka çaresi kalmaz. Bütün özgürlüklerin karşısında çok ağır yaptırımlar var. Tasarının yasalaşması, toplumdaki güvenlik duygusunu, hukuka olan inancı tümden yok etmek demek."
Dalkıran: Bu tedbir neyin tedbiri?
İnsan hakları savunucusu Özlem Dalkıran da "Bu hata derhal geri çekilmeli" diyor.
"Yıllarca Avrupalılara, '11 Eylül'den sonra terörle mücadele yasalarınızı sıkılaştırdınız, bizim yasalarımızsa iyileşmeye başladı' dedik. Şimdi ne yazık ki, bu eğilime kapılarak reform sürecinde elde edilmiş hak ve özgürlüklere, özellikle de ifade özgürlüğüne ciddi darbe vurulacak. Bu yasa niye çıkıyor; gerekçeleri anlatılabilir değil. Sormak istiyorum, bu neyin tedbiri?"
Yurdatapan: Siz de bir gün bu yasanın kurbanı olursunuz
TMY tasarısına karşı "Seçmen Sizi Gözetliyor" girişiminin sözcülerinden Şanar Yurdatapan'sa, milletvekillerinin önce "Bu kanunun ne gereği var" diye düşünmesini istiyor.
"Mevcut kanunlar terör eylemlerinin soruşturulmasına, yargılanmasına ve cezalandırılmasına yetip de artıyor. Güvenlik güçlerinden gelen baskı üzerine bu antidemokratik yasayı çıkartırsanız, korkarım bir gün siz de onun kurbanı olursunuz. Aynen 312'nin düzeltilmesine engel olan Erbakan'ın ve Erdoğan'ın bu maddeden ceza almaları gibi. Gerisi sizin bileceğiniz iş."
Önderoğlu: Bu yasa ölçüsüz, nereye sıçrayacağı da belli değil
Gazeteci Erol Önderoğlu, "Hükümet ve meclis üyeleri, kendilerinden ve camialarından uzakta uygulanacak bir yasayı oyladıkları fikrinden hareket ediyorlarsa, yanıldıklarını söylemek isterim" diyor.
"Tasarısının gelecekte Türkiye'nin jeopolitik durumu ve stratejisiyle ilgili olarak çıkartıldığına inananlar da var. Ama varolan koşullar içinde, güvenlik kuvvetlerinin ısrarıyla çıkarılan bu dışlayıcı yasanın uygulama alanlarının hayli fazla olacağını hepimiz göreceğiz.
"Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Türkiye'deki ifade özgürlüğü cezalarının tümüne yakınının gereksiz ve antidemokratik olduğuna hükmetti. Bu cezaların önemli bir bölümüne Olağanüstü Hal, Devlet Güvenlik Mahkemeleri ve TMY uygulamalarının temel oluşturduğunu biliyoruz. Bu yasanın ölçüsüzlüğünün ötesinde, nereye sıçrayacağı belli değil.
"Eğer Britanya AİHM'ye ifade özgürlüğü cezaları nedeniyle her yıl bu kadar para ödemiyorsa, sizin de Britanya'nın 'terörle mücadelesini' örnek almak için bir nedeniniz yok."
Önen: İşkenceciyi koruyan, sanık haklarını sınırlayan tasarıya evet demeyin
Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Başkanı Yavuz Önen, "TMY adı altında hak ve özgürlüklere getirilen çok ciddi bir sınırlamadır bu" diyor.
"Getirilen değişiklikler, özellikle gözaltı süreleri, şiddet ve işkence uygulamalarıyla ilgili bir sürü yasadışı durum yaratıyor. İşkenceci korunuyor, sanığın hakları sınırlanıyor."
Alataş: Son 20 yılda hangi yasalarla neyi önleyebildik?
İnsan Hakları Derneği (İHD) Başkanı Yusuf Alataş da "Son 20 yılda hangi yasalarla neyi önleyebildik?" diye soruyor.
"Madem bu değişikliği yapacaktık, niye 99'dan 2004'e kadar, daha adil bir yargılamanın yapılması, hakimin ve savcının etkinliğinin artırılması için değişiklik yaptık? Soruşturmanın yürütülmesinde, delillerin toplanmasında polisin yetkisinin sınırlanmasını neden sağladık? Milletvekillerinin bunu düşünmelerini isterim. Bunlar işe yaramadıysa neden aynı şeyi tekrar ediyoruz, yaradıysa niye bu değişikliği yapıyoruz?"
Bilgen: Topluma hesap veremezsiniz
İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği'nin (MAZLUMDER) Başkanı Ayhan Bilgen'se, milletvekillerine "Hiçbir gerekçe, hiçbir mazeret, vicdanınızın sesinden daha belirleyici olmamalı" diyor.
"Böyle bir yasaya ihtiyaç olmadığı gibi, doğrudan sivil toplumu ve siyaseti hedef alacak operasyonlarda kullanılacağını bile bile evet oyu vermenin, topluma verilebilecek hiçbir hesabı yok."
Tanrıkulu: Bu yasa dönüp sizi de vurur
Diyarbakır Barosu Başkanı Sezgin Tanrıkulu'nun mesajı kısa ve net:
"Bu yasa döner dolaşır sizi de vurur; sizin de karşınıza çıkar."
Biçen: Türkiye'nin işkenceye, yargısız infaza ihtiyacı yok
Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Genel Başkanı Hüseyin Biçen, "Söyleyecek üç şeyim var" diyor:
"Birincisi TMY'ye ihtiyaç yok. Türk Ceza Kanunu (TCK) daha yeni çıktı. Zaten bu tasarı da yeni bir yasa tanımlamıyor, TCK'deki belli maddeleri terör suçu olarak tanımlıyor.
"Ceza Muhakemeleri Kanunu'nun altına imza atan parlamenterlersiniz. Bu tasarıyla CMK, dolaylı olarak ortadan kaldırılıyor. CMK'yle 'özgürlükleri savunuyorum' deyip, şimdi TMY'yle yok etmek için imza atıyorsunuz.
"Bağımsız olduğunuzu söylüyorsunuz, ama askerin direktifiyle yasa hazırlıyorsunuz. Üstelik ihtiyaç olmayan bir yasa. Bu bir güç gösterisi. Türkiye'nin işkenceye ihtiyacı yoksa, yargısız infazlara ihtiyacı yoksa, bu yasaya da ihtiyaç yok." (TK)