Oy ve Ötesi, AKP ile MHP'nin ittifak halinde seçimlere girebilmesinin önünü açacak kanun değişikliği teklifine itirazlarını 5 maddede topladı.
AKP ve MHP'nin, siyasi partilerin seçim ittifakına ilişkin düzenlemeyi içeren ortak kanun teklifi 21 Şubat 2018'de Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne sunulmuştu. "298 Sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi" adlı kanun teklifinde AKP İzmir Milletvekili Binali Yıldırım ile MHP Genel Başkanı ve Osmaniye Milletvekili Devlet Bahçeli'nin imzaları bulunuyor.
2014 yılından beri 6 seçimi gözlemleyen bir sivil toplum kuruluşu olarak Oy ve Ötesi 26 madde olarak komisyona gelen teklife itirazlarını 5 maddede şöyle topladı:
"Muhalif seçmen sandık başındaki kolluk gücünden tedirgin olur"
1. Seçmen ihbarı üzerine kolluk kuvvetinin sandık çevresine çağrılmasına ilişkin teklif (Değişiklik Teklifi Madde 8):
Maddede geçen ihbarın kim tarafından ve ne şekilde yapıldığını, ihbarın gerçekleşip gerçekleşmediğini denetleme imkanı yoktur ve bu durum, yetkinin kötüye kullanılması sonucunu doğurabilir. Teklif metninde, ihbara dayanak olarak “cebir, şiddet veya tehdit kullanarak sandık başı düzenini bozmaya kalkışma” fiilinden söz edilmekte ve bu tür bir girişimde bulunanların kolluk marifetiyle sandık çevresinden derhal uzaklaştırılması öngörülmektedir. Bu açıdan bu değişikliğin, farklı niyetlerle suiistimal edilebileceğinden endişe duymaktayız. Benzer şekilde, ihbar sebebinin hangi hal ve şartlarda ortadan kalktığının tespiti de ayrıntılı tanıma muhtaç bir olgudur.
Sandık kurulu başkan ve üyelerinin görev ve yetkilerini kullanma serbestliği ve seçmenin kendisine kanun ile verilen itiraz yetkisini kullanması, kolluk kuvvetinin varlığı ile baskılanma riski ile karşı karşıya kalabilir.
Ayrıca, oy verme ve seçime katılma oranında, pek çok ülkede yapılan seçim güvenliği çalışmaları göstermiştir ki, siyasi görüş, etnik köken, ırk, mezhep, sosyal grup vb. sebeplerden kendini muhalefette gören bir birey, kolluk kuvvetlerinin sandık başında veya yakınında bulunmasından kaygı duyabilir. Bu kaygı, seçmenin oy verme motivasyonunu düşürebilir. Özellikle etkili başvuru hakkı ve temel hakların sınırlandırılmasına imkan tanıyan OHAL sürecinde, kolluk kuvvetlerinin sandık yakınında bulunması veya zaruri olmayan hallerde bile sandık başına çağrılabilme ihtimali bu kaygılara sahip seçmenin seçime katılımını daha da baskı altına alabilir.
İçişleri Bakanlığına bağlı kolluk kuvvetinin kolaylıkla seçim çevresine dahil edilebilmesi ile özgür, eşit ve serbest seçim ilkelerinin zedelenmesi ve Yüksek Seçim Kurulunun yargı yetkisini kullanmada bağımsızlığına gölge düşmesi ihtimalleri doğmaktadır.
Mühür yerine barkod teklifi
2. Üzerinde sandık kurulu mührü bulunmayan zarf ve oy pusulalarının geçerli kabul edilebileceğine ilişkin teklif (Değişiklik Teklifi Madde 9 ve Madde 11):
Üzerinde sandık kurulu mührü bulunmayan zarf ve oy pusulalarının, o sandığa ait olduğunun ispatı mümkün değildir. Bu sebeple, 298 sayılı Seçim Kanununda, tüm zarfların ve oy pusulalarının, oy kullanma işlemi başlamadan önce sandık kurulu tarafından mühürlenmesi gerektiği hükme bağlanmıştır. Ancak değişiklik teklifinde ve teklifin gerekçesinde mühürsüz zarf ve oy pusulalarının geçerli kabul edilebilme şartlarında yer alan “ihmal yoluyla” ve “sehven” mühürlenmemiş olma gibi, ispatı mümkün olmayan tanımlar, sayım ve döküm işlemlerinde farklı uygulamalara yol açabilecek ve kasten mühürlenmeyen zarf ve oy pusulalarının geçerli kabul edilmesi ihtimalini doğurabilecektir. İhmal sonucu/kasten ayrımı tarafsız olarak ortaya koyulamayacağı için seçmenlerin seçime olan güveninin zedelenmesi söz konusu olacaktır.
Değişiklik teklifi, bir yandan liyakatli kamu görevlilerinin ve diğer sandık kurulu üyelerinin ittifak oy hesaplaması gibi zorlaştırılmış sayım ve döküm işlemlerini başarı ile tamamlayabileceğini varsaymakta, diğer yandan ise, aynı kişilerin oy pusulalarına ve zarflara sandık kurulu mührü basma gibi kolay bir işlemi sehven yerine getiremeyebileceğini varsaymaktadır. Oysaki liyakat esasına dayalı olarak seçilmesi öngörülen görevlilerin, sandık kurulu mührü basma gibi basit bir işlemi ihmal sonucu yerine getirmemesi, ağır yaptırım öngörülerek önüne geçilmesi gereken bir durumdur.
Oy pusulaları ve zarfların hangi sandığa ait olduğunu kesin olarak ispat etmeye yarayan mühür uygulamasıyla ilgili öngörülen bu değişiklik yerine, barkod yöntemi gibi, ihmale yer vermeyecek yeni usullerin önerilmesi gerektiği görüşündeyiz.
Oy kullanmayı kolaylaştırmak devletin temel görevidir
3. Vali veya il seçim kurulu başkanının talebi üzerine Yüksek Seçim Kurulu tarafından sandıkların en yakın seçim bölgesine taşınmasına ve sandık bölgelerinin birleştirilmesine karar verilmesine ilişkin teklif (Değişiklik Teklifi Madde 2):
Sandıkların taşınması veya birleştirilmesi teklifi ile sandığın konumunun değiştirilmesi, 298 sayılı Seçim Kanunu’nun 5. maddesinde yer alan “mesafe durumu ve ulaşım zorluğu” ibarelerinin de kaldırılmasıyla seçmenin oy kullanma eğilimini olumsuz yönde etkileyebilecektir. Oysaki devlet, anayasada tanımlanmış bir hak ve ödev olan oy kullanmayı kolaylaştıracak tedbirler almakla yükümlüdür.
Diğer yandan, madde gerekçesinde sunulan “seçmenlerin hiçbir etki ve baskı altında kalmadan seçme haklarını kullanabileceği en yakın seçim bölgelerine (...)” ibaresi, taşıma ve birleştirme uygulamalarının önünü açarken seçmenin hangi bölgede baskı altında hissedeceği yönündeki tespiti seçmenin kendisine değil Yüksek Seçim Kuruluna bırakmaktadır. Bu da seçmenin özgür irade ile oy kullanamamasına sebep olma ve yine, seçimin tüm toplumun iradesini yansıttığına dair güveni zedeleme ihtimalini doğurmaktadır.
Seyyar sandık parti müşahidleriyle uygulanmalı
4. Hastalığı veya engeli sebebiyle yatağa bağımlı olan seçmenlerin oy kullanmalarını sağlamak için seyyar sandık uygulamasının hayata geçirilmesine ilişkin teklif (Değişiklik Teklifi Madde 2):
Hastalığı ve engeli sebebiyle yatağa bağımlı olan seçmenlerin oy kullanmasına yönelik düzenlemeler olumlu olmakla beraber seyyar sandık uygulamasında ortaya koyulacak koşullar ile mevcut durumda sandık alanında oluşturulan koşullar ve güvenceler kaçınılmaz olarak birbirinden farklı olacaktır.
Anayasa ile güvence altına alınan serbest, eşit ve gizli oy ilkelerinin seyyar sandık uygulamasında fiilen sağlanıp sağlanmadığının denetimi, ayrıntılı yasal düzenleme gerektiren bir konudur. Seçmenin her türlü baskıdan uzak şekilde, gizli oy kullanmasını sağlamaya yönelik yasal düzenlemeler getirilmeli, demokratik seçimlerin olmazsa olmazı konumundaki sandık alanındaki kamu denetiminin, seyyar sandık uygulamasında da uygulanması için mümkün olan tüm tedbirler (örneğin birbirleriyle ittifak ilişkisi içerisinde olmayan en az 3 farklı parti müşahidinin de seyyar sandık uygulamasında sürekli olarak bulunmasının zorunlu tutulması gibi) alınmalıdır.
Ortak oy seçmen iradesini tam yansıtmayabilir
5. İttifakların her birinin aldığı ortak oy sayısının, siyasi partilerin milletvekili sayılarını belirleyecek olan siyasi parti oylarına bölüştürülmesine ilişkin teklif (Değişiklik Teklifi Madde 10 ve Madde 13):
İttifakın ortak oyu olarak tanımlanan oyların, siyasi partilere bölüştürülmesinde izlenen yöntem, nihai olarak seçmenin siyasi parti tercihi ile ilgili yanlış çıkarımlara sebep olabilir ve milletvekili dağılımında sapmalara yol açabilir. Değişiklik teklifi seçmenin siyasi parti tercihi hakkında hiçbir veriye sahip olmaksızın birleştirme tutanağındaki oy dağılımı ile sandıktaki oy dağılımı arasında doğru orantı olduğunu varsaymaktadır. Bu varsayımla hesaplanacak oy dağılımı, seçmen iradesini tam olarak yansıtmayan sonuçlara yol açabilecektir.
Aynı maddede, ittifak ortak oyları ile siyasi parti oylarının hesaplanması ve bunların geçerlilik/geçersizlik durumları sandık başında karışıklıklara yol açabilecektir ve bu sebeple bu şartlara dair çok daha ayrıntılı düzenlemeler gerekmektedir.
Sonuç olarak
Oy ve Ötesitüm bu uyarılardan sonra Anayasamızın 67. maddesini hatırlattı: "Seçimlerin serbestliği ve gizli oy ilkeleri seçimlerin güvenli ve huzurlu bir ortamda gerçekleştirilmesi ve seçmenin hiçbir etkiye maruz kalmadan hür iradesini sandığa yansıtabilmesi için büyük önem taşımaktadır.
"Herhangi bir etki ya da baskıya maruz kalmaksızın, seçmenin özgür iradesi ile yaptığı tercihin seçim sonucuna aynen yansıtılması anayasal bir şarttır.
"Süreçlerin şeffaflığını ve seçimde elde edilen verilerin denetlenebilirliğini arttırarak, daha güvenilir seçimler yolunda ilerlememiz gerektiğine inanıyoruz. Ancak, şu anda değiştirilmesi teklif edilen maddelerin bazıları, seçim işlemleri bakımından sandık kurullarının birbiri ile çelişen uygulamalarına sebebiyet verme riski taşımaktadır. Gerekçelerdeki çelişkiler ve uygulamalardaki belirsizlikler, tartışma yaratacak düzeydedir. Oysaki seçim yasası gibi önemli bir kanunun mümkün olduğu kadar net tanımlanması ve mümkünse tartışma yaratmayacak düzeyde tutarlı olması gerekmektedir."
Söz konusu maddelere ve değişiklik teklifinde yer alan diğer maddelere ilişkin ayrıntılı rapora bu linkten ulaşabilirsiniz.
Seçim İttifakı Teklifi neler getiriyor?- Siyasi partilerin seçimlerde başka bir siyasi partiyi destekleme kararı almalarını yasaklayan hüküm kaldırıyor. - Seçimlere ittifak yaparak katılma kararı alan siyasi partilerin, seçim takviminin başlamasından itibaren en geç 7 gün içerisinde genel başkanların imzaları altındaki "ittifak protokolü" ile YSK'ya başvurmaları gerekecek. - Partiler kendi aday listeleri ile yan yana yer alacaklar. Sıraları da kura ile belirlenecektir. - Milletvekili sayısı ittifak yapan siyasi partiler arasında aldıkları geçerli oy esası ile dağıtılacak. - Seçilme yaşı 18'e indiriliyor. - Yatağa bağımlı vatandaşlarca seçme hakkının kullanılması için seyyar seçim sandığı kullanılacak. - Sandık kurulu başkanları kamu görevlileri arasından kura ile belirlenecek. - Seçimlerde kullanılacak kabinler oy vermenin gizliliğini sağlayacak şekilde belirlenecek - Filigranlı ve amblemli oy zarflarının ebatları belirlenecek - Üzerinde sandık kurulu mührü bulunmamasına rağmen Türkiye Cumhuriyeti Yüksek Seçim Kurulu filigranı, amblemi ve ilçe seçim kurulu mührü bulunan zarflar ile üzerinde leke veya çizik bulunsa dahi bunun özel işaret koymak amacıyla yapıldığı kesin olarak anlaşılamayan zarflar geçerli sayılır. - Mahalli idareler seçimlerinde oy pusulaların tamamı aynı zarf ve sandığa konulacak. - Cumhurbaşkanı ve milletvekili seçiminde de pusulalar aynı zarfa konulacak. - İttifak yapan partilerin logosu oy pusulasında yan yana olacak. İttifak partileri çerçeveye alınacak. |
(HK)