Aksaray'daki bir ilkokulda otizmli çocuklar ve ailelerine yönelik saldırıların ardından Aksaray Otizm Dayanışma Derneği Dernek Başkanı Neriman Gün dün sosyal medyadan bir açıklama yayınlayarak, "Sanılmasın ki bu gibi durumlar, sadece bizim okulumuzda Aksaray'da yaşanıyor" dedi.
Gün açıklamasında özetle şunları söyledi:
"Aynı durum onlarca şehirde yüzlerce okulda yaşanıyor. Bizim amacımız, çocuklarımızın karşılaştığı olumsuz duruma dikkat çekerek, haksızlıkların giderilmesi ve bu üzücü olaya ülkemizde ses getirerek yenilenmesinin önüne geçmekti. Bununla birlikte bizim tecrübe ettiğimiz acıların başka ailelere de yaşatılmadan ülke çapındaki tüm okullarda eğitim gören özel gereksinimli çocuklarımızın karşılaştıkları güçlüklerinin ortadan kaldırılması adına gerekli adımların bir an önce atılması ile en uygun eğitim ortamlarına kavuşmalarını sağlamaktır.
"Yasalar uygulanmayarak çocuklarımızın toplumsal hakları gasp ediliyor"
Ne yazık ki ülkemizde, anayasa başta olmak üzere çocukların eşit eğitim fırsatlarına ulaşabilmeleri için birçok yasal düzenleme yapılmış olmasına rağmen, maalesef yasalar uygulanmayarak çocuklarımızın toplumsal ve eğitsel hakları gasp edilmektedir. Bu noktada pek çok sorun ele alınabilir. Öncelikle, bizim çocuklarımız kısa sürede bazen 15 dakika kadar kısa bir sürede tanı alıyorlar. Ardından eğitsel tanılamaları gerçekleşiyor ve eğitim ortamlarına yerleştiriliyorlar. Çocuklarımız eğitim kurumlarına yerleştirildikten sonra izleme ve takip etme sistemleri zayıf kalıyor.
Diğer önemli nokta, bizim çocuklarımızla özel eğitim alanından mezun öğretmenlerin çalışması gerekiyor. Ancak yeterli mezun olmaması başta olmak üzere pek çok nedenden dolayı bizler farklı branşlardan mezun olmuş öğretmenlerle çalışıyoruz.
Daha kötüsü eğitim fakültesinden değil farklı fakültelerden örneğin kamu yönetimi işletme gibi farklı alanlardan öğretmenlik eğitimi almamış kişilerden eğitim alıyoruz. Dolayısıyla sınıfta çocuklarımızla ne çalışılması gerektiğini bilmeyen öğretmenlerimiz bulunmaktadır.
"En alt katta, bakımsız ve karanlık sınıflar"
Çoğu şehirde, bizim çocuklarımız için oluşturulan sınıflar, en alt katta, karanlık ve çoğu zamanda bakımsız denecek fiziksel şartlara sahip olmaktadır. Bu sadece bizim okulumuzda değil Türkiye'deki çoğu okulda bu şekildedir.
Çocuklarımız ihtiyaçlarına uygun öğretim programları sınıflarda uygulanmamakta ve çocuklarımızın ihtiyaçlarına göre hazırlanmış materyaller sınıf ortamlarında yer almamaktadır.
"Çocuklarımız bağımsızlaşabilsin istiyoruz"
Öte yandan alt sınıflar ya da genel eğitim okullarının bir bölümünde oluşturulan özel eğitim bölümlerinde eğitim verilmesinin amacı, olağan gelişim gösteren çocuklarla teneffüslerde bir arada vakit geçirip sosyalleşmelerini sağlamak iken çoğu okullarda yöneticilerin teneffüslerde, törenlerde ve okul bünyesinde gerçekleştirilen diğer sosyal aktivitelerde bu çocukları bir araya getirmediğini duyuyoruz.
Bizler; evlerimizi, işlerimizi, eşlerimizi ve hatta diğer çocuklarımızı geride bırakarak gün boyu okulda beklemek zorunda kalıyoruz. Biz okulda beklemek istemiyoruz, biraz daha bağımsızlaşabilsinler diye okula gönderiyoruz. Ama nasıl bırakalım, öğretmen teneffüste haklı olarak dinlenmek istiyor. Bizim çocuklara kim bakacak kim göz kulak olacak, kimse... İşte bu nedenle biz, gün boyu okulda beklemek oturmak zorunda kalıyoruz.
"Sebep sistemdeki işleyiş"
Bunun gibi pek çok sorundan bahsedilebilir. Ama unutulmasın ki bu durumu yaşamamızın sebebi ne Aksaray halkı, ne sayın valimiz Ali Mantı, ne de diğer kurum ya da kuruluşlar. Bunun tek sebebi sistemdeki işleyiş. Kimseleri suçlamıyoruz. Keşke olmasaydı ama oldu. Ancak bir kez daha belirtmek isteriz ki çoğu ilde aynı şeyler yaşanıyor. Biz sadece sesimizi duyurduk. Bu üzücü olay inşallah başta bizim çocuklarımız olmak üzere tüm özel gereksinimli çocukların eğitiminde atılacak büyük adımlara vesile olur." (AÖ)