İstanbul’da % 95 otizmli bir çocuk, 17 yaşındaki H.T., geçici olarak teslim edildiği özel bir bakım evinde hayatını kaybetti.
Aile, çocuğun ölümünde ihmal olduğunu savunarak adalet arıyor, ancak neredeyse iki yıldır süren hukuki süreçte sonuç alınamıyor.
H.T.’nin ailesi 24 Aralık 2022’de, çocuklarını "Özel Ercan Bakımevi" adlı kuruma geçici süreyle teslim etti. Kurum görevlileri aileye “Çocuğun alışma sürecinin bir ayı bulabileceğini” belirtti ve “bu nedenle aile ziyaretlerinin kabul edilmeyeceği” söylendi. Ancak ilgili yönetmelikte böyle bir karar yok.
15 Ocak 2023’te kurum görevlileri H.T.’nin ailesini arayarak çocuklarını 22 Ocak’ta görebileceklerini söyledi. Sonrasında 22 Ocak’ın hemen öncesinde 21 Ocak’ta aileyi arayan görevliler, çocuğun grip olduğu kontrol amaçlı hastaneye kaldırıldığını açıkladı.
21 Ocak 2023 günü H.T., kurumda sabah kahvaltısı esnasında genel durumunda bozukluk (halsizlik ve yutkunma zorluğu) tespit edildiği için 112 vasıtası ile Mimar Sinan Devlet Hastanesi’ne götürüldü, burada yapılan tahlillerde akciğerde pıhtılaşma ve ciğerin % 10 aktif çalıştığı tespit edildi.
H.T., 112 vasıtası ile Başakşehir Çam ve Sakura hastanesine nakledildi.
Aynı gün, H.T.’nin ailesini arayan kurum görevlileri, oğlunun basit bir soğuk algınlığı geçirdiğini, önemli bir durumun olmadığını, hastaneyi ziyaret etmelerinin kesinlikle yasak olduğunu, ancak gelişmeler için gün içinde aranarak haberdar edileceğini ifade etti.
Ancak ailenin avukatı Rengin Geçen’in verdiği bilgiye göre, anne gün içinde sık sık kurumu arayarak haber almaya çalıştı, fakat kurum görevlileri müvekkilin telefonunu açmadı.
Yine avukatın verdiği bilgiye göre, H.T.’nin hastaneye sevk edilmesinden 2 gün sonrasında Özel Ercan Bakım Merkezinde çalışan bir hemşire aileyi arayarak oğullarının Solunum Yetmezliği nedeni ile Esenyurt Doğa Hastanesi'ne sevk edildiğini bildirdi.
"İtiraza dönüş yok"
Avukat Rengin Geçen sonraki süreci şöyle anlatıyor:
“Şüpheli kurum müvekkile Hastane ziyaretinin yasak olduğu bilgisi verdiğinden dolayı müvekkil de hastane ziyaretine çekinmiş, Önce Özel Doğa Hastanesi'ne oğlu H.T. hakkında bilgi alabilmek için telefon etmiştir. Telefonda hastanenin yoğun bakım doktoru müvekkile "oğlu H.'nin Özel Doğa Hastanesine Başakşehir Çam ve Sakura Hastanesinden ambulans ile getirildiği, hastanelerine ulaştığında H.'nin artık entübe halde olduğunu, H.'nin neden entübe edildiğini henüz bilmediğini" söylemiş, hatta müvekkil E.T.'ye "Buyrun gelin görün ve çocuğunuzun resimlerini çekin Kuruma bıraktığınız hal ile şimdiki hal arasında fark var mı anlarsınız’ dedi. “
Büyükçekmece Savcılığı avukat Geçen’in sorumluların “taksirle ölüme sebep olma”, “eziyet”, “kötü muamele nedeniyle ağırlaşmış yaralama” suçundan yargılanması talebi ile dilekçe verdi ancak, savcılık “delil yetersiz” diyerek, kovuşturmaya gerek yok (KYOK) kararı verdi.
"Açlıktan Ölmüş" iddiası
H.T.'nin ölümünün ardından aile, bakımevi ile iletişime geçmeye çalıştı, ancak kurumdan somut bir bilgi alamadı. Sadece, çocuğun aniden rahatsızlandığı söylendi. Ancak adli tıp raporuna göre, H.T.’nin ölümünde ihmalkârlık söz konusu. Bir doktor arkadaşının yorumuna göre çocuk, açlıktan ölmüş olabilir.
Ailenin elinde, H.T.'nin hastanede yoğun bakımdaki fotoğrafları bulunuyor. Bu fotoğraflarda çocuğun vücudunda yara izleri olduğu görülüyor. Oysa H.T. bakımevine gitmeden bir gün önce halasıyla çekilmiş bir fotoğrafta tamamen sağlıklı görünüyor ve herhangi bir yara izi bulunmuyor.
Kamera Kayıtları ve Eksik Bilgiler
Kamera kayıtlarında da şüphe uyandıran detaylar var. Kayıtlarda H.T.'nin sadece yerde yattığı ve oturduğu anlar görülüyor, ancak çocuğa ne yapıldığına dair daha fazla bilgi bulunmuyor. Aile, olayın aydınlatılması için gerekli tüm delilleri topladığını söylüyor.
Ailenin adalet mücadelesi sürüyor
H.T.'nin ailesi, çocuklarının ölümünde ihmal olduğunu savunarak adalet arayışlarını sürdürüyor. Hukuki süreçte karşılaştıkları engeller ve alınmayan adımlar, adaletin yerini bulması için ailenin mücadelesini daha da zorlaştırıyor. Aile, çocuğun ölümüne ilişkin şüphelerin giderilmesini ve sorumluların cezalandırılmasını talep ediyor.
Ailenin avukatı Rengin Geçen ise davanın peşini bırakmayacaklarını ve her türlü hukuki yola başvuracaklarını belirtiyor.
Ankara Bölge İdare Mahkemesi'ne başvuru
Ayrıca, Avukat Rengin Geçen, sorumlular hakkında soruşturmaya izin verilmemesine ilişkin Ankara Bölge İdare Mahkemesi'ne itiraz etti. Geçen şunları belirtti:
“Ankara Adli Tıp İhtisas Mütalaasında açıkça anlaşılacaktır ki müteveffa kurum içerisinde yeterince beslenememiş, vücudunun çeşitli yerlerinde yara izleri açık ve taze iken vefat etmiştir. Hal böyle iken Kurum çalışanları ve Hastane Doktorları hakkında soruşturma izni verilmemesi kararı yerinde değildir. Tüm aşamalarda hastane doktorları ve Özel Ercan Bakım Evi görevlileri tarafından sorumluluk kabul edilmemişse de ortada büyük bir ihmal ve özensizliğin mevcut olduğu açıktır. Müvekkilin oğlunun ölümüne neden olan bu ihmaller zincirinin araştırılması, Sağlık Bakanlığı Mesleki Sorumluluk Kurulunun verdiği kararın kaldırılarak hakkında ön inceleme yapılan 14 görevli hakkında etkin bir soruşturma yürütülmesine karar verilmesi gerekmektedir.”
Korur-Fincancı'nın Adli Tıp raporuna dair görüşü
Pof. Dr. Şebnem Korur Fincancı da raporu şöyle yorumladı:
"Hastane gelişinde kan şekeri de düşük ama tüm bu süreç otizm spektrum bozukluğunun çok ileri bir düzeyde olması nedeniyle beslenme ve hareket bozukluğu, yaralanma ve gelişen enfeksiyonlarla ve bu enfeksiyonlara bağlı sepsis süreci ile açıklanabilir."
Özel Bakımevi: İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü’nü arayın
İddiaları sormak üzere aradığımız Özel Ercan Bakımevi’nden bir görevli “Biz konuşmayı sürdürmek istemiyoruz, İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü’nü arayın” dedi. İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü’ndeki görevli de “basına demeç vermemiz yasak” yanıtını verdi.
(EMK)