Muğla'da Otizm Farkındalık Günü için yapılan eylemden
Tam bir yıl önce 2 Nisan Otizm Farkındalık Günü'nde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Otizm Eylem Planı taslağını açıkladı.
Sivil toplum örgütleri ile birlikte Türkiye'de ilk kez hazırlanan bu eylem planı büyük bir heyecan ve memnuniyetle karşılandı.
Çünkü hala Türkiye'de otizmli çocuğu olan aileler ev bulmakta zorlanıyor, komşularının tacizine uğruyor, çocuğunu okula yazdıramıyor. Okula gidemeyen otizmli bireyler iş bulamıyor ve yaşama katılamıyor.
İşte tüm bu nedenlerle umutla karşılanan eylem planı geçen bir yılda ilerleme sağlanamaması nedeniyle yerini hayal kırıklığına bıraktı.
3 yaşından önce başlar Otizm, 3 yaşından önce sosyal etkileşim, iletişim becerilerinde yetersizlik ve sınırlı/yinelenen ilgi ve davranış olarak kendini gösteriyor. |
"Adı bile taslak"
Otizm Dernekleri Federasyonu Sözcüsü avukat Sedef Erken, "Eylem planın adı bile hala taslak. Hiçbir ilerleme olmadı" diyor.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı önderliğinde hazırlanarak Milli Eğitim, Sağlık, Çalışma ve Sosyal Güvenlik, Gençlik ve Spor Bakanlıkları ile YÖK işbirliğinde yürütülmesi öngörülen plan 68 maddeden oluşuyor.
Planda farkındalık, erken tanı, erken müdahale ve izleme, ailelerin bilinçlendirilmesi, özel eğitim ve sınavlara ilişkin düzenlemeler, istihdamın sağlanması, toplumsal yaşama katılım gibi konular ele alınıyor.
"Kurumların irade koyması şart"
Sedef Erken, STK'larla bizzat hayatta yaşanan sorunlar ekseninde hazırlanan otizm eylem planı hayata geçtiğinde otizmli bireylerin eğitim, sağlık, istihdam, bakım hizmeti gibi tüm alanlarda gelişmiş ülkelerdeki yaşam standartlarına kavuşmuş olacaklarını belirtti.
Ancak Erken, geçen bir yıllık zaman zarfında planın hala "taslak" olarak bile adlandırılmasının çok üzücü olduğunu belirterek henüz otizmli bireylerin hayatında gerçek bir fark yaratamadığını söyledi.
"Başbakan bu planın bizzat takipçisi olacağını söylemişti. Buna rağmen bu planı 1 yıl içinde taslak olmaktan çıkaramadık. Dolayısıyla artık devletin en üst kademesinin bu konuda net bir irade ortaya koyarak tüm Bakanlıklar ve ilgili kamu kurumları topyekün harekete geçirmek zorunda. "
"Ayda 8 saat eğitim yetmez"
Otizmli bireyler için en acil meselenin eğitim ve bakım hizmeti olduğunu söyleyen Erken, Milli Eğtim Bakanlığı'nın bu konuda irade gösteremediğini belirtti.
“Devlet destekli rehabilitasyon merkezlerinde ayda 8 saat eğitim inanılmaz az. Dünyada bu 40 saat. 2009'da Devlet Denetleme Kurumu'nun raporudan bu merkezlerin yetersiz olduğu tespit edildi. Herkes sorunun farkında ancak adım atılmıyor.
"Yüzbinlerce otizmli çocuk var ama yeterli özel eğitimci yok. Eğitimciler otizmi tanımadan mezun oluyor. Çocukların iyi bir eğitim alabilmesi için özel eğitimcilerin atanması ve niteliklerinin arttırılması gerekiyor. Üstelik bu öğrencileri yetiştirecek akademisyen de yok. Eğitim fakülteleri teşvik edilerek yurtdışında eğitim görmeleri sağlanmalı. Mesele MEB'de kitleniyor. Ancak onlar bu meseleyi önemli bulmuyor.
"Ailesini kaybeden otizmli bireyin kalabileceği tek bir bakım merkezi/evi yok. Ağır otizmlerle ciddi darp vakaları yaşanıyor, cinsel taciz vakaları oluyor."
Türkiye'de istatistik yok
Otizmli çocuklarla ilgili Türkiye'de kesin bir istatistik yok. 88 çocuktan birinin otizmden etkilendiği istatistiği üzerinden hesaplandığında 863 bin otizmli birey olduğu tahmin ediliyor.
Sedef Erken, Türkiye'de bu konuda araştırma yapılmadığı için sorunun ne kadar büyüdüğünün farkına varılamadığı eleştirisi getirdi. Amerika'da yayınlanan araştırma sonucuna göre son 5 yıl içinde otizmde yüzde 30 artış olduğuna dikkat çekti. (NV)