Yaklaşık on iki gündür sıkı bir mücadele veren Tehlikeli Gemi Sökümünü Önleme Girişimi bileşenlerinden Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP)Dönem Sözcüsü avukat Arif Ali Cangı süreci bianet'e değerlendirdi.
Avukat Cangı, Otapan'ın karasular dışında tutulması talebimiz yerine getirildi. Bu önemsenmesi gereken bir ilk, bir başarı" diyor ancak sorunun hâla çözülemediğini ifade ediyor.
Cangı'ya göre Hollanda'nın taraf olduğu sözleşme gereği gemiyi geri çağırması şart. Yoksa gemi ya olduğu yerde kirlilik yaratacak ya da Türkiye'den daha kötü gemi söküm tesisi olan başka bir ülkeye gidip tehlikeye yaratmaya devam edecek.
Tehlikeli Gemi Sökümünü Önleme Girişimi'nin mücadelesinin olayı bu noktaya getirdiğini söyleyen Cangı "Eğer girişimin, duyarlı kamuoyunun baskısı olmasaydı ve medya konuyu sürekli gündemde tutmasaydı Otapan'ın karasulara sokulmaması diye bir şey söz konusu olmazdı" diyor.
"Otapan Türkiye'nin atık çöplüğü olamayacağını gösterdi"
Av. Cangı, Otapan'la ilgili "Bu başarı hem bizim açımızdan için hem Çevre Bakanlığı açısından bir örnek hem de Türkiye'ye atıklarını göndermeyi düşünenler için alınması gereken bir ders" diyerek bundan sonra artık Türkiye'nin kolay kolay eskimiş teknolojilerin çöplüğü olamayacağının herkesin anlaması gerektiğini söylüyor.
Cangı, Tehlikeli Gemi Sökümünü Önleme Girişiminin çalışmasına devam edeceğini, örgütlülüğünü tehlikeli gemi sökümünün tehlikeli olmaktan, insan sağlığı için risk olmaktan çıkması konusunda standartların getirilmesi ve önlemlerin artırılması konusunda sürdüreceğini belirtiyor.
"Otapan'ın Türkiye karasularına sokulmaması bizim girişim olarak ilk talebimizdi. İlk talebimiz yerine geldi.
Otapan karasulara girmese de sorun daha çözülmedi
"Ama sorun tam olarak çözüldü diyemeyiz" diyen Cangı Basel sözleşmesi gereğince yapılması gerekenin Hollanda Hükümeti tarafından geminin geri çağrılması yani geminin Hollanda'ya iadesi olduğunu ekleyerek bundan sonra yapılacaklar konusunda uyarılarda bulunuyor:
"Eğer Hollanda'nın uluslararası sularda başka bir ülkeyle , firmayla anlaşması durumunda gemi oraya giderse yine Hollanda sözleşmeye aykırı davranışını devam ettirmiş olacak. Şuanda Hollanda'dan çağrı yok. Avrupa Gemi Söküm Platformu çalışmalarını sürdürüyor. Sözleşmenin gereği Hollanda çağrıyı yaptığı zaman yerine getirilmiş olacak."
"Bakan 'benden bu kadar' dememeli"
Basel Sözleşmesine taraf olan Türkiye devleti Çevre Bakanlığı'nın kamuoyunun baskısıyla yapılması gerekeni yaptığını ifade eden Cangı "Ama Bakan 'Her şeyi yaptım. Bundan sonrası beni ilgilendirmez" dememeli. Çünkü uluslararası sularda hala bir sürü gemi dolaşıyor. Karasularımız içinde olmasa da bu konuda müdahil olmamız gerekiyor" dedi.
"Hollanda hükümetinin gemiyi geri çağırması için gereken diplomatik baskıyı sadece Türkiye'nin değil Basel sözleşmesine taraf olan ülkelerin hükümetlerinin de hatta sözleşmeye taraf olsun ya da olmasın tüm insanlığın baskı yapması gerekiyor."
"Ulla deneyiminden yola çıktık"
Ulla Gemisi, Beyrut gemisi gibi pek çok olumsuz örnekler yaşandığına dikkat çeken Cangı o tür örneklerin bir daha yaşanmaması için Otapan'ın umut ışığı olduğunu belirtti.
"Ulla zaten tehlikeli atık taşıyan bir gemiydi.Denetim olsaydı tehlikeli atığın gelmemesi gerekirdi. Geldi ve batırıldı. Zaten Otapan'ın karasularımıza girmesine karşı çıkmamızın nedeni Ulla deneyimidir."
Karasulara girdikleri zaman tehlikeli atık taşıyan gemilerin batırılarak kirlenmeye yol açmasının ardından Otapan'ın uluslararası sularda kalması için ısrar ettikleri aktaran Cangı bu sorunu ulusal bir sorun olarak değerlendirmek gerektiği çözümünden hakaret ettiklerini ifade ediyor.
Otapan tehlike yaratmaya devam ediyor
Ancak Cangı'nın aktardığına göre Otapan'ın uluslararası sularda kalmış olması belirsizliğini koruyor çünkü denetleme yok. Atıkların denize boşaltılması ya da batırılması riski var.
Şu an ne Otapan'ın ne içerdiğini ya da durduğu yerde kirlenmeye sebep olup olmaması hakkında fikir edinecek incelemenin olmaması da tehlikenin devam ettiğinin işaretini veriyor.
'Türkiye kirlenmesin de varsın başka ülkeler kirlensin' deme lükslerinin olmadığını söyleyen Cangı "Bu dünya hepimizin dünyası" diyor.
Titan adası
Geçen cumartesi (19 Ağustos) karasularımıza giren Otapan Çeşme yakınlarında demir almıştı.
Cangı, Pepe'nin 18 Ağustos tarihli açıklamasını hatırlatıyor:
"Geminin açıkta bekletileceğini söyleyen Banak Pepe'ye uluslararası sularda mı yoksa karasularında mı açıkta bekletileceğini sormuştuk. Karasuların dışına çıkarılsın diye Bakanlığı tekrar uyardık.Sahil güvenlikle gerekli iletişime geçildi ve karasulardan çıkarıldı. Ama şimdi uluslararası sularda olduğu için kontrol etme şansımız yok."
"Demek ki yanlıştan dönülebiliyormuş"
Otapan'la yaşanan son gelişmelerin diğer çevre sorunlarında da emsal olacağının söz konusu olduğunu söyleyen Cangı "Bu bir başlangıç. Demek ki duyarlı olunca, tüm kamuoyu tepki gösterince olumsuz gelişmeler yaşanmadan önlem alınabiliyormuş. Yanlıştan dönülebiliyormuş" diyor.
Pepe'nin bundan sonra ne yapması gerektiğiyle ilgili sorumuza Cangı, "Bakanlığın bu olumlu davranışı diğer olumsuz uygulamalarını ortadan kaldırmaz" diyerek Çevre Bakanlığının sorumluluklarını sıralıyor:
* Aynı duyarlılığı Bergama-Ovacık Altın Madeni hakkında verilen yargı kararlarının uygulanmasında da göstermeli.
* Efemçukuru'nda su kaynaklarının kirletilmesine neden olan altın madenine aynı bakanlık tarafından Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) olumlu raporu verilmiş durumda Yine Kışladağ Altın Madeni'ne ÇED olumlu raporu verildi.
"Bakan verdiği cevaptan dönmeyecek"
Tehlikeli Gemi Sökümünü Önleme Girişimi, "Türkiye'nin, Hollanda'nın olası baskılarına karşı duracağına ve "Hayır" cevabını kesinlikle değiştirmeyeceğine inanıyoruz" diyerek , Hollanda`nın gemiyle ilgili sorumluluğu üstlenmesi ve geminin Hindistan ya da Bangladeş gibi ülkelerde kötü şartlarda sökülmesini engellemek için konunun uluslararası platformda da takipçisi olacaklarını aktarıyor.
Tehlikeli Gemi Sökümünü Önleme Girişimi bileşenleri şöyle:
Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP), Greenpeace, İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi, Doğal ve Kültürel Çevre İçin Yaşam Girişimi, Liman, Tersane Gemi Yapım-Onarım İşçileri Sendikası (LİMTER-İŞ) İzmir Şubesi, Türkiye Petrol Kimya Lastik İşçileri Sendikası (Petrol-İş) Aliağa Şubesi, İzmir Tabip Odası, Türk Mimar ve Mühendisleri Odaları Birliği (TMMOB) Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi, Gemi Mühendisleri Odası İzmir Şubesi, Kimya Mühendisleri Odası Ege Şubesi, Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi, Elektrik Mühendisleri Odası İzmir Şubesi, Avrupa Gemi Söküm Platformu (European Platform On Shipdreaking), Basel Eylem Ağı (Basel Action Network), Kuzey Denizi Kuruluşu (Northsea Foundation). (EZÖ)