Roji Kürd dergisinin yayımlanmasının yüzüncü yılı vesilesiyle İstanbul Bilgi Üniversitesi Tarih Bölümü ve Kürdoloji Çalışmaları Grubu Osmanlı Kürt Basını Konferansı düzenledi. İstanbul Bilgi Üniversitesi'nde gerçekleştirilen konferansta üç oturum boyunca Roji Kürd dergisi öncesi Kürt Basını ve Kürt kimliği oluşum süreci ile derginin yayın hikayesi, yazarları ve dili tartışıldı.
Moderatörlüğünü Prof.Dr. Mete Tunçay'ın yaptığı “Bağlam ve Arka Plan” oturumunda EHESS'ten Prof.Dr. Hamit Bozarslan, İstanbul Bilgi Üniversitesi'nden Doç.Dr. Bülent Bilmez, Mardin Artuklu Üniversitesi'nden Mehmet Malmisanıj ve araştırmacı Abdulla M. Zangana konuşmacı olarak katıldı.
İlk Kürtçe gazete kurucuları: Bedirhanzadeler
Malmisanıj konuşmasında ilk Kürtçe gazeteyi çıkaran “Kürdistan” gazetesinin kurucuları Bedirhanzadeleri aktardı.
“O dönemde İstanbul'da bulunan Kürtler Kürdistan'daki toplumun ya en üst tabakası ya da en alt tabakasındandı. Ya hamallar ya da Kürdistan'da devletle çatışıp sürgün edilmiş ailelerden çocuklar İstanbul'da okuyor sonra üst düzey memuriyetlerde çalışıyordu.
“1898'de kurulan Kürdistan gazetesinin kurucularından Mithat Bedirhan ve Abdurrahman Bedirhan o dönemim okumuş çok dilli aydınlarından. Mithat gazeteden önce memur ve savcı olarak çalışmış.
“Abdurrahman ise Mektebi Sultan-i'den (Galatasaray Lisesi) sonra Mülkiye'de okumuş. Daha sonra da memur olarak çalışmış.”
Malmisanıj Abdülhamit döneminin baskı politikaları ve sansürünün yaşandığı dönemde Bedirhanzadeler'in de diğer okumuş gençler gibi İttihatçılar ile yakınlaştığı söyledi.
“Keza Bedihanzadeler 1902'de Jöntürklerin kongresine Kürt delege olarak katıldılar.”
Konuşmasında Kürt Kitap'a da değinen Mamisanıj ilk Kürtçe kitabın yasaklanmasının Cumhuriyet Dönemi değil 1906'da gerçekleştiğini aktardı.
Osmanlı'nın modernleşmesi ve aydınlar
Prof. Bozarslan konuşmasında 19. yüzyılın sonu ve 20. yüzyılın başında Osmanlı Devleti'nde modernleşme ve kimlik oluşum süreçlerini aktardı. Osmanlı Devleti'nde muhalif ve sürgün edilmiş Kürt ailelerinin oğullarının İstanbul'da devlete yakın ama iyi okullarda okuduğunu, benzer koşullarda eğitim alan Arnavut ve Arap gençlerle Osmanlı entelijansiyasını oluşturduğunu söyledi.
Dr. Bilmez döneme ait Türkçe olmayan basının da hedef kitlesinin sadece kendi toplumları değil bu aydın kesim olduğunu söyledi.
“Osmanlı'da bu aydın Müslüman ise Farsça, Arapça biliyordu. Sokakta çarşıda Rumca öğreniyordu. Ortak dil olan Fransızca'yı zaten öğrenmek zorundaydı. Bir de Arnavut ise okulda Arnavutça'yı öğreniyordu.
“Bu kişiler sadece konuşmuyorlar, mecmualarda Rum bir yazarla Rumca atışıyorlardı. Bu yüzden misal o dönemde çıkan Rumca dergi sadece Rum toplumuna değil Rum bilenlere sesleniyordu. Bu yüzden Rum Basını ya da Kürt Basını aslında Osmanlı Basını'dır.”
Soranice sunum yapan Zangana 19'uncu yüzyılın sonundan bu yana Kürt Basın'ına dair bilgi verdi.
Konferansın öğleden sonraki oturumlarında araştırmacı Sami Tan, İstanbul Bilgi Üniversitesi'nden Ronayi Önen, araştırmacı Namık Kemal Dinç Kürdoloji Çalışmaları Grubu'ndan Mesut Serfiraz, Gülseren Duman, Ayhan Işık ve Tahir Baykuşak'ın sunumları yer aldı. (EA)