Osmanlı'dan Türkiye'ye kadın hareketinde önemli rol oynayan beş Ermeni feminist yazar, yaşadıkları döneminin kadın algısı, edebiyat ve milliyet kavramlarıyla birlikte ele alındı.
Uluslararası Hrant Dink Vakfı'nın (UHDV) düzenlediği "Kadın Hareketi ve Ermeni Feminist Yazarlar" isimli söyleşi dün (26 Mart) Cezayir Toplantı Salonu'nda yapıldı. Söyleşide konuşmacılar Osmanlı döneminde Ermeni feminist kadınları konuşarak bugünü ve geleceği daha farklı kurmanın yollarını aramayı amaçladıklarını dile getirdiler.
Söyleşide, Sabancı Üniversitesi Kültürel İncelemeler yüksek lisans öğrencisi Nora Tataryan, Boğaziçi Üniversitesi Batı Dilleri ve Edebiyatları doktora öğrencisi Maral Aktokmakyan, seramik sanatçısı ve kadın hakları aktivisti Kayuş Çalıkman Gavrilof, Hrant Dink Vakfı çalışanı Nora Mildanoğlu, yazar Belinda Mumcu, avukat Selina Özuzun konuştu.
Bir Adalet Feryadı...
Söyleşide konuşmacılar Bir Adalet Feryadı-Osmanlı'dan Türkiye'ye Beş Ermen Feminist Yazar isimli kitaptaki yazarları tanıttı. Kitapta, Elbis Gesaratsyan( 1830-1911), Sırpuhi Düsap (1841-1901), Zabel Asadur(1863- 1934), Zabel Yesayan(1878-1943) ve Hayganuş Mark'ın (1885-1966) hayatlarının üzerinden kadınlık ve kadın yazarlık inceleniyor. 2006'da Aras yayıncılıktan çıkan kitabı Lerna Ekmekçioğlu ve Melissa Bilal derlemiş.
Çalıkman: Kadın yazarın vasat olma lüksü yok
Çalıkman, kitaptaki sosyalist feminist yazar Yesayan'ı anlatırken, 19. yüzyılda kadının edebiyatta var olabilmesinin zorluklarından söz etti.
"Zaber, küçüklüğünden beri yazar olmak istedi. 19 yüzyılda kadın yazar olmanın şartı vardı. İlki şiir alanında yazmalı, ikincisi ise erkek alanına girmemeliydi. Edebiyat alanı kadınlar için defneler değil, dikenlerle doludur. Erkek yazarın vasat olmak gibi bir lüksü vardır, ama kadının asla. Zaber'in o dönem söylediği laf bugün için de geçerli: Kadın özgürlüğü toplumsal adaletle gerçekleşecektir."
Özuzun: Kadınlar homojen değil
Özuzun, Hayganuş Mark'ı tanıtırken onun "Eğer bir bayrak altında yaşayacaksam bu sadece kadınlık bayrağı olabilir" sözüne vurgu yaptı, kadın yazarların yıllardan beri yarattığı çoğul miras ve çeşitliliğe dikkat çekti.
"Kadınlar homojen değil. Osmanlı kadın hareketinde rol oynayan kadınlar sadece Müslüman Türk kadınlar olmadığı vurgusunu yapmaya çalışıyoruz.. Aynı dini inancı veya milliyeti paylaşan kadınlar farklı düşünebileceği gibi farklı inanç ve milliyete sahip kadınlar aynı düşünebilir. Hayganuş bunun farkında bir kadındı." (EG/EÖ)