"Osmaniye ikiye bölündü; D-400 karayolunun güneyinde kalan mahallelerde büyük yıkım oldu. Yukarıdakiler çok hissetmedi, normal hayatlarına devam ettiler."
bianet'e konuşan TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Osmaniye Temsilcisi Cem Burak Keskiner, depremden altı ay sonra kentin durumunu anlatırken sanki biraz mahcup. "273 bina deprem anında yıkıldı. 1010 can kaybımız oldu. Maraş gibi, Hatay gibi değilse de... düzene girmesi biraz zor oldu" derken sesi kırılıp zor tamamlıyor cümleyi.
563 bin nüfuslu Osmaniye'de, resmî açıklamalara göre 20 bin 502 konut ve köy evi yapılacak. Temeli atılan 4 bin 892'sinin inşaatı devam ediyor. TOKİ'nin yaptığı afet konutlarında kaba inşaat bitmek üzere. Meslek odaları temsilcileri de ciddi bir toparlanma olduğu görüşünde.
Binaları tamamen yıkılan ve ağır hasarlı olan yurttaşlar, kurulan konteyner kentlerde kalıyor. Göçmen nüfusun fazla olduğu şehirde zaten barınma sorunu varken depremden sonra kiralık ev bulmak neredeyse imkânsız hale gelmiş. Kiralar da aşırı yüksek. 1+1 evlere 20 bin lira istendiği söyleniyor.
TIKLAYIN - Dosya: 6 Şubat 6 Ay
En büyük sorun ağır hasarlı binalar
Depremin hemen ardından bütün ihtiyaçlarını karşılayacak kadar yardım geldiğini anlatan Osmaniyeliler için altı aydır en büyük kâbus, yıkılmak üzere olan binalar.
30 Mart'ta şehrin merkezinde yürürken, şiddetli rüzgârın etkisiyle ağır hasarlı bir binadan kafasına beton parçası düşen emekli savcı Mehmet Nazif Yaşar'ın o anda hayatını kaybetmesi herkesin içine korku salmış.
Aylar sonra, 10 Temmuz'da yine çarşıda ağır hasarlı bir bina kendiliğinden yıkılıp yolda yürüyen dört kişilik ailenin üstüne çökünce sabırları taşmış. Bir kişinin öldüğü, üç kişinin yaralandığı olaydan sonra yıkımların hızlandığını anlatıyorlar.
"Sürekli değişen kararlar karmaşa yaratıyor"
Belediyeyle ilgili zaten sıkıntıları olduğunu ifade eden Burak Keskiner, "Kendileri mücadele ettiklerini düşünseler de acil kararlar alınmadı. Yıkımlar ancak Temmuz'daki olaydan sonra, eşi ve çocuğuyla çarşıda yürürken vefat eden hanımın ardından hızlandı. Önlem alınmadı mı? Demek ki alınmamış, önünde uyarı da olmayınca devrildi..." dedikten sonra, "Korkudan çarşıya çıkmıyorum" diye ekliyor.
Hasarlı bina sayısının çok fazla olduğunu, kendisinin de mahkeme keşiflerine gittiğini anlatan Keskiner, "İnsanların birçoğu hasar durumlarına itiraz ediyor. Biraz da maddi yönden, sorumlusu müteahhit mi diye mahkemeye veriyorlar. İncelenebilmesi için projelerin çıkması zaman alıyor. Hem sayı çok hem de ilçelerde, belediye hizmet binaları da hasar alıp taşındı. Bulmak da zor. Resmî kurumlar hep yer değiştirdi" diyor.
Cem Burak Keskiner |
Hükümetin verdiği sürekli değişen kararların, çelişkili beyanların da karmaşa yarattığını vurguluyor Keskiner:
"Orta hasarlı binalar yıkılacak denildi, pencereleri söktüler. Sonra dediler ki güçlendirilecek. Şu anda mühendislik bürolarının çoğu bu işe başladı. Dün bakan bir açıklama yaptı: Orta hasarlıları ağır statüsüne alıp yıkacağız. Buyurun bakalım."
Keskiner'in verdiği bilgiye göre fay hattı D-400 karayolunun güneyinden geçiyor. Zemin yapısı alüvyon. Yukarıya, dağlara doğru çıkıldıkça zemin yapısı blok çakıla dönüyor. Bu nedenle o kısımdaki binalar depremi çok fazla hissetmedi. Güneyde kalan, esas yıkımın yaşandığı bölge ise eskiden müstakil evlerin olduğu, daha varlıklı kesimin yaşadığı ve son yıllarda apartmanların arttığı kısım. Yani hem zemin yapısı kötü hem de yanlış zemine yüksek binaların yapılması yıkımı arttıran sebepler. Yine de aynı bölgede sağlam yapılmış, az hasarlı binalar da var.
1+1 evlerin kirası 20 bin lira
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın duyurduğu "yerinde dönüşüm" projesine Osmaniyeliler de ilgi gösteriyor. Çoğu kişi projenin başlamasını bekliyor. Arazisi olanlar kendi arazisine müstakil ev yaptırmak istiyor. Ancak o kadar kolay değil, metrekaresi 3-4 bin liradan 20 bin liraya kadar yükselmiş durumda. Buna gücü yetmeyenlerse tadilat yapıp eski evlerine geçiyor.
Net oran bilinmiyor ama başka illere göç edenlerin sayısı da hayli yüksek. En çok tercih edilen iller Ankara, Antalya, İzmir.
Kalanlar, "şehrin silueti değişti" diyor. Şu sıralarda çarşının yarısı yıkılıyor. "Yüksek binaların olduğu yerler top sahası gibi şimdi, bomboş" diyorlar. Doğup büyüdükleri sokaklardan geçerken yolu karıştırıp "neredeyim" diye bakınıyorlar. Kerteriz alacakları binalar yok. Bildikleri birçok mahalle artık yok.
İtirazı olup da mahkemesi devam eden, yürütmenin durdurulmasını bekleyen ağır hasarlı binalar var, onlar sonuçlanmadan yıkım yapılamıyor. Hem bilirkişi hem de oda başkanı olarak binaların durumuna hâkim olan Keskiner, defalarca uyarıldığı halde analiz yaptırmayanların da çok olduğunu anlatıyor. Verdiği örnek vahim:
"Belediye kaç kere deprem analizleri yapılsın diye yazı yazmış. Apartman sakinleri yaptırmamış, şimdi mezar oldu hepsine. Ne yazık ki külçe külçe altınlar çıktı oradan. İnsanların gönlüne bırakınca böyle şeyler de çıkıyor. Belediyeye de kabahat buldum, tahliye etmesi lazımdı."
(EA/VC)