İş insanı ve insan hakları savunucusu.
Manchester Üniversitesi Ekonomi Bölümü’nden mezun olduktan sonra, 1982 yılında Kavala Grubu şirketlerinin yönetimini üstlendi.
12 Eylül sonrasının baskıcı ortamında etkili, yaygın ve popüler bir yayıncılık faaliyeti yoluyla, ülkenin demokratikleşme ve sivilleşmesine hizmet etmesi amacıyla 1983 yılında İletişim Yayınları’nın kuruluşuna katıldı. Sonraki yıllarda yürüttüğü çalışmalarda hedeflerine kültürel çeşitliliğin tanınması, kültür sanat diyaloğu ve kültürel işbirliği eklendi.
1999 depremi ardından önayak olduğu dayanışma faaliyetlerinden sonra aktif iş hayatını bırakıp tamamen sivil toplum alanına yöneldi ve Türkiye’de 1990’lardan itibaren gelişmeye başlayan sivil toplum hareketliliğinin önemli aktörlerinden biri oldu. Pek çok farklı sivil toplum kuruluşunun oluşumunda ve çalışmalarında yer aldı. 2002 yılında bu alandaki çalışmalarını kültür sanat alanında yoğunlaştırarak, Türkiye’de kültür ve sanatın üretimini, izlenmesini, paylaşımını çoğaltmak, yerel inisiyatifleri desteklemek, kültürel çeşitliliği ve hakları vurgulamak, bölgelerarası ve uluslararası işbirliklerini güçlendirmek amacıyla sanatın değişik alanlarından, iş dünyasından ve sivil toplumdan kişilerle birlikte Anadolu Kültür’ü kurdu. Anadolu Kültür, gerçekleştirdiği projelerle toplumsal barış kültürünün yerleşmesini hedefledi.
1990’ların ağır çatışma ortamından sonra sivil bir sanat girişiminin diyaloğa ve barışa hizmet edeceği düşünülerek kurulan ve Anadolu Kültür’ün ilk girişimi olan Diyarbakır Sanat Merkezi (DSM) İstanbul’dan ve Avrupa şehirlerinden sanatçıların ziyaret ettiği, yerel sanatçılarla tanıştığı, ortak projeler tasarladığı herkese açık bir mekân oldu. 2005 yılında açılan Kars Sanat Merkezi ise, 2009 yılındaki kapanışına kadar, kentin çok amaçlı tek salonu olarak sadece Kars için değil Türkiye, Ermenistan, Gürcistan ve Azerbaycan için bir kültürel iletişim ve etkinlik merkezi olarak hizmet verdi.
Anadolu kentlerindeki çalışmalar, başta Antakya ve Çanakkale olmak üzere İzmir, Eskişehir, Antep, Van, Batman ve başka kentlerin katılımıyla yaygınlaştı. 2010’a gelindiğinde Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne kabulüne ilişkin müzakere sürecinin hazırlıkları sürerken Anadolu Kültür de Avrupa ile Anadolu kentleri arasında bağlar kuracak çalışmalara ağırlık verdi.
Üzerinde çalıştığı diğer alan ise kültürel miras. Kuruluşuna katkıda bulunduğu Kültürel Mirası Koruma Derneği (KMKD), tahrip edilmiş ve geleceği tehlikede olan taşınır veya taşınmaz varlıkların korunması ve aslına uygun bir şekilde restore edilmesi için alan araştırmaları yürütüp raporlar yayımlıyor.
Ana uğraşı olan ve 24. yılını dolduran Anadolu Kültür Yönetim Kurulu Başkanlığı’nın yanısıra Açık Toplum Vakfı, TESEV, TEMA Vakfı, Tarih Vakfı, Diyarbakır Siyasal ve Sosyal Araştırmalar Enstitüsü, Türkiye Sinema ve Audiovisuel Kültür Vakfı gibi pek çok sivil toplum örgütünde kurucu üye, yönetim kurulu üyesi veya danışma kurulu üyesi.
Mahpusluk süreci
1 Kasım 2017: İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca ifadesi alınmaksızın "Anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüs, hükümeti ortadan kaldırma" ve "Devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal ve askeri casusluk amacıyla temin etme" suçlamasıyla gözaltına alındıktan sonra tutuklamaya sevk edildi. Hakkında, İstanbul 1. Sulh Ceza Hakimliği tarafından TCK’nin 309 ve 312. maddelerinde düzenlenen suçlardan tutuklama kararı verildi.
27 Nisan 2018: Anayasa Mahkemesi’nin 12 Nisan 2018 tarih 2016/15637 sayılı Erdal Tercan kararında tutukluluk incelemesinin duruşmalı olarak yapılmamasının hak ihlali olarak nitelendirildiği de belirtilerek; tutukluluk incelemesinin duruşmalı olarak yapılması talepli dilekçe verildi.
16 Mayıs 2018: Duruşma yapılmaksızın "dosya üzerinden” tutukluluk halinin devamına karar verildi.
7 Haziran 2018: Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuruldu.
15 Şubat 2019: Tutukluluk incelemesi neticesinde tutukluluk halinin devamına karar verildi.
22 Mayıs 2019: Anayasa Mahkemesi, Osman Kavala’nın kişi hürriyeti ve güvenliğinin ihlal edildiğine ilişkin yapmış olduğu bireysel başvuruyu 5'e karşı 10 oy ile reddetti. Osman Kavala’nın hakkının ihlal edildiği yönünde karşı oy kullanan Anayasa Mahkemesi Başkanı ve Başkan Yardımcısı; Gezi Protestolarının Osman Kavala tarafından finanse edildiğine, Gezi Protestolarının hükümeti devirmek amacıyla gerçekleştiğine ilişkin dosyada ikna edici herhangi bir delil olmadığını belirtti.
11 Ekim 2019: 2017/96115 soruşturmalı dosyada yer alan TCK 309. maddede düzenlenen Anayasal Düzeni Ortadan Kaldırmaya Teşebbüs Etme suçundan re’sen tahliye edildi.
18 Şubat 2020: İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ve kamuoyunda Gezi Davası olarak bilinen 2019/74 Esas sayılı dosyada oy birliği ile Osman Kavala’nın beraatine ve tahliyesine karar verildi. Aynı 2017/96115 sayılı soruşturma kapsamında gözaltı kararı verildi. Silivri Cezaevi'nden çıkmadan tekrar gözaltına alındı.
19 Şubat 2020: Emniyet’te ve Savcılık'ta sorgulanmadan tutuklama istemiyle Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk edildi ve tutuklandı.
20 Mart 2020: TCK 309. maddede düzenlenen Anayasal Düzeni Ortadan Kaldırmaya Teşebbüs Etme suçundan bir kez daha re’sen tahliye edildi.
25 Nisan 2022: Hakkında; daha önce beraat ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesince kesin olarak ihlal kararı verilmiş olmasına rağmen TCK’nin 312. maddesi uyarınca Türkiye Hükümetini Ortadan Kaldırmaya veya Görevini Yapmasını Engellemeye Teşebbüs Etme suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına ve bu suçtan tutuklanmasına oy çokluğuyla karar verildi. Son iki yıldır cezaevinde tutuklu bulunmasına sebebiyet veren tek suç olan “Casusluk” suçlamasından ise beraatine ve tahliyesine karar verildi. Ayrıca, Ayşe Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater Utku, Ali Hakan Altınay, Mine Özerden, Şerafettin Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ali Ekmekçi hakkında oy çokluğuyla mahkûmiyet ve tutuklama kararı verildi.
11 Temmuz 2022: Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 46. maddesinde yer alan ihlal prosedürü kapsamında Türkiye'nin AİHM'in 10 Aralık 2019 tarihli kararını uygulamamış olması nedeniyle Sözleşme'den kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmediğini belirterek, Sözleşme'nin 46/1. maddesinin ihlaline karar verdi.
7 Temmuz 2023: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Yardımcısı Zafer Şahin’in hazırladığı ve Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin Osman Kavala’nın İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen 25 Nisan 2022 tarihli ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını onamasını talep eden tebliğnamesi yayımlandı. Tebliğname, AİHM’in Kavala’nın serbest bırakılmasını talep eden ve davada sunulan delillerin tümüyle dayanaksız olduğunu tespit eden iki bağlayıcı kararını ve Türkiye aleyhine devam eden Avrupa Konseyi ihlal prosedürünü hiçe saydı.
28 Eylül 2023: Yargıtay 3. Ceza Dairesi, 8 sanıklı Gezi Parkı davasında, Osman Kavala'ya verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis ile Mine Özerden, Çiğdem Mater, Can Atalay ve Tayfun Kahraman'a verilen 18'er yıl hapis cezalarını onadı. (TY)
Kaynak: Osman Kavala'ya Özgürlük Kampanyası'nın internet sitesi.