Haberin İngilizcesi için tıklayın
Libya’da öldürülen MİT mensubunu ifşa davasının ikinci duruşması öncesinde gazeteciler ve basın örgütleri Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi önünde açıklama yaptı.
Açıklamaya ilk duruşmada serbest bırakılan Barış Terkoğlu’yla birlikte CHP ve HDP Milletvekilleri, Bağımsız Milletvekili Ahmet Şık, TGC Genel Başkanı Gökhan Durmuş, Genel Sekreter Sibel Güneş, Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu, DİSK Basın İş Genel Başkanı Faruk Eren, Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat, gazetecilerin avukatları ile çok sayıda gazeteci ve yurttaş katıldı.
Açıklamada "Gazetecilik suç değildir", "Gazetecilere özgürlük", "Gazeteciler tutsak demokrasi aksaktır, yanınızdayız" yazılı pankartlar açıldı.
"Cumhurbaşkanı'nın açıkladığı şey 'devlet sırrı' oldu"
Aynı dosya kapsamında dört aya yakın tutuklu kaldıktan sonra tahliye edilen ve tutuklu gazeteciler adına konuşan Barış Terkoğu “Biz bu Adliye’nin önünde kaçıncı kez toplandığımızı bilmiyoruz. Kaçıncı kez adalet çığlığı attığımızı hatırlamıyoruz. Kaçıncı kez yasalar aracı kılınarak rehin alınmış gazetecilerin fotoğrafını taşıdığımızı sayamıyoruz” diye konuştu:
“Şikayet için söylemiyoruz. Gazetecileri sudan sebeplerle tutuklayan zihniyet ne kadar sıradan ise biz de o kadar kararlıyız. Bunu anlatıyoruz. Bu kez hapisteki üç gazeteci arkadaşımızın dışarıdaki sesi olmak için buradayız.
“Barış Pehlivan, Murat Ağırel ve Hülya Kılınç 6 aydır Silivri Cezaevinde tutuklu. Elbette sebebi onların ellerini kollarını bağlamak için bahane edilmiş bir haber.
“Bu öyle bir haber ki Cumhurbaşkanı milyonlarca insana açıkladığı halde ‘devlet sırrı’ oldu! Bu öyle bir haber ki bir köy muhtarından eski silah arkadaşlarına kadar binlerce kişi paylaştığı halde ‘ilk kez ifşa olmuş’ oldu!
“Bu öyle bir haber ki MİT Başkanı ‘Teşkilat Başkanı’ diye çelenk gönderdiği halde ‘fark edilmez’ oldu! “Bu öyle bir haber ki yüzlerce insanın eliyle kaldırılan bir cenazeyi anlattığı halde ‘saklı’ oldu! Bu öyle bir haber ki cenazeye katılan protokolün verdiği poza rağmen ‘gizli çekim’ oldu!
“Bu öyle bir haber ki Millet Meclisi’nde bir milletvekili tarafından açıklandığı halde ‘görünmez’ oldu! Biliyoruz, gazetecileri tutuklamak için senaryo yazanlar, herkesin gözü önünde verdikleri röportajlara bile manalar yükleyerek suç üretenler, kendi iddianamelerine bile inanmıyor.
"Yolsuzluklar, hukuksuzluklar, istismarlar bir daha yazılmasın istiyorlar"
“Biliyoruz, cezaevine giren arkadaşımızı yumruklayanlar, salgın şartlarında onları hapiste tutanlar, 6 aydır tecrit işkencesiyle teslim almaya çalışanlar ülkemizde yolsuzluklar, hukuksuzluklar, istismarlar bir daha yazılmasın istiyor.
“Birazdan duruşma salonuna gireceğiz. Bilekleri kelepçelenerek sanık sandalyesine oturtulan gazetecilerin yargılayanları yargılamalarını izleyeceğiz.
“Karar ne olursa olsun, yıllardır başka başka ellerin sergilediği bu filmin sonunu görebiliyoruz. Emin olun, gazetecileri kurdukları kumpaslarla, tezgahlarla susturmaya çalışan bu zihniyetin sonu kendilerinden öncekiler gibi olacak. Ama adımız ne olursa olsun, biz onların ortaya çıkmasını istemediklerini yazmaya devam edeceğiz.
“Dün, bugün, yarın…
Eren: Basın özgürlüğünü sağlayan kadar mücadele edeceğiz
DİSK Basın-İş Genel Başkanı Faruk Eren, “Gazeteciler adliyelerde yargılanmaya devam ediyor. Bir ayda 30 gazeteci mahkeme önüne çıkacak bunlardan üç gazeteci bugün mahkeme karşısında. Derhal tahliye edilmesini istiyoruz. Basın ve ifade özgürlüğü ayaklar altında. Buna tahammül etmeyeceğiz. Bu ülkede demokrasi ve basın özgürlüğünü sağlayan kadar mücadele edeceğiz. Gazetecilik suç değildir” diye konuştu.
Güneş: Gazetecilik, casusluk faaliyeti değildir
TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş ise “Gazetecilik faaliyeti casusluk faaliyeti değildir, terör faaliyeti değildir" dedi ve İktidar haberin yayımlanmasını engellemek için meslektaşlarımızı hedef gösteriyor, saldırıya uğramalarına neden oluyor. Saldırılanlar cezası kalıyor. Bugüne kadar 750 gazeteci cezavine girdi çıktı, şuana kadar 75 gazeteci meslektaşımız cezaevinde bugün burada yargılan üç meslektaşımızında haksız yere 6 aydır cezaevinde tutulduğunu düşünüyoruz gazeteci arkadaşlarımız haksız yere yargılandığını düşünüyoruz. Meslektaşlarımızın özgür bırakılmasını talep ediyoruz" diye konuştu.
Gazeteciler hakkındaki iddianame7 Mayıs'ta hazırlanan iddianamede gazetecilerin Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 329/1. maddesi ve Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu'nun 27. maddesi gereğince cezalandırılmaları isteniyor. TCK 329/1: "Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri açıklayan kimseye beş yıldan on yıla kadar hapis cezası verilir." MİT Kanunu 27. madde: "Millî İstihbarat Teşkilatının görev ve faaliyetlerine ilişkin bilgi ve belgeleri, yetkisiz olarak alan, temin eden, çalan, sahte olarak üreten, bunlar üzerinde sahtecilik yapan ve bunları yok eden kişiye dört yıldan on yıla kadar hapis cezası verilir. MİT mensupları ve ailelerinin kimliklerini, makam, görev ve faaliyetlerini herhangi bir yolla ifşa edenler ile MİT mensuplarının kimliklerini sahte olarak düzenleyen veya değiştiren ya da bu sahte belgeleri kullananlara üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezası verilir. Birinci ve ikinci fıkra kapsamındaki bilgi ve belgelerin basın ve madya yoluyla yayımlanması, yayılması veya açıklanması hâlinde üç yıldan dokuz yıla kadar hapis cezası verilir." |
Ne olmuştu?Libya'da öldürülen MİT personelinin cenazesiyle ilgili haber nedeniyle Odatv Haber Müdürü Barış Terkoğlu İstanbul’daki evinden, Hülya Kılınç Manisa’daki evinden 4 Mart sabaha karşı gözaltına alındı. Kılınç İstanbul’a getirildi. Terkoğlu ve Kılınç, aynı gün İstanbul 4. Sulh Ceza Hakimliğince tutuklandı. 5 Mart’ta Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK), Odatv’ye erişim engeli getirildiğini açıkladı. 5 Mart'ta aynı soruşturma çerçevesinde ifadeye çağrılan Odatv Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan da 6 Mart’ta tutuklandı. Aynı gün Yeni Yaşam gazetesi genel yayın yönetmeni Ferhat Çelik ve yazı işleri müdürü Aydın Keser aynı soruşturma kapsamında tutuklama talebiyle sevk edildikleri mahkemece serbest bırakıldı. 7 Mart Cumartesi Yeniçağ yazarı Murat Ağırel, savcılık ifadesinin ardından tutuklanma talebiyle sevk edildiği mahkeme tarafından adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Savcılığın itirazı üstüne Ferhat Çelik, Aydın Keser ve Murat Ağırel, 8 Mart'ta çıkarıldıkları mahkemelerce tutuklandı. Tutuklu gazeteciler Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan, Hülya Kılınç, Ferhat Çelik, Aydın Keser, Murat Ağırel ile yurtdışında bulunan gazeteci Erk Acarer ve CHP Akhisar Belediyesi Basın Birimi görevlisi E.E. hakkında 24 Nisan’da iddianame hazırlandı. Yurtdışında bulunan Erk Acarer hakkında yakalama kararı çıkartılırken, tutuklu gazetecilerin tutukluluğa itiraz duruşmasının avukatlarına haber verilmeden görüldüğü ortaya çıktı. 24 Haziran'da görülen ilk duruşmada İstanbul 34. Ağır Ceza Mahkemesi Barış Terkoğlu, Ferhat Çelik ve Aydın Keser'i adli kontrol şartıyla tahliye etti. Barış Pehlivan, Hülya Kılınç, Murat Ağırel ve Eren Ekinci'nin ise tutukluluk halinin devamına karar verdi. |
(HA)