Diyarbakır'da Demokratik Özgür Kadın Hareketi'nin (DÖKH) Diyarbakır'da düzenlediği 1. Orta Doğu Konferansı'nın ikinci gününde Ortadoğu'nun kadınları kendi deneyimlerini aktardı.
Suriye'deki Kürt yönetimi Demokratik Birlik Partisi (PYD) Eşbaşkanı Asiya Ebdulla Rojava'da yaşanan dönüşümde kadınların öncü olduğunu, Ahlem Belhadj Tunus'ta kadınların ayaklanmada ve sonrasında verdikleri hak mücadelesini, Bingazi Üniversitesi'nden Salwa El Daghili de Libya'daki kadın haklarını Kaddafi öncesi ve sonrasını karşılaştırarak aktardı.
Belhadj: Anayasal güvenceyle eşitlik istiyoruz
“Bugün Tunus'ta kurucu meclis bir anayasa hazırlıyor. Biz kadınlar olarak bu anaysanın kadınlar için de olmasını istiyoruz. Biz çok büyük bir mücadelenin arifesindeyiz. Bu mücadeleyi şeriata karşı evriyoruz. Çünkü demokratlar, solcular ve kadınlar olarak anayasanın şeriata dayandırılmasına karşı çıkıyoruz.
“Bugün Tunus'ta hareket halinde bir halk var ve en ön sıralarda da kadınlar yer alıyor.
Tunus'ta kadınlar ve erkekler olarak eşitlik için sokaklara çıktık. Şimdi bakıyoruz ki anayasanın son bölümünde eşitlikten bahsediliyor ama 'vatandaşlar arasındaki eşitlik' tarif ediliyor. Biz bu tanıma kadın ve erkek eşitliğinin de girmesini istiyoruz. Sokakta ve evde erkeklerle eşit olmak bunun anayasa tarafından güvence altına alınmasını istiyoruz.
“Bir mücadelemiz ise şiddete karşı. Kamusal alana çıkan Tunuslu kadınlar şiddete maruz kalıyor. Devrimci güçler ve kadınlar buna karşı çok ciddi mücadele verirken devlete bağlı Selefiler kadınlara şiddet uyguluyor, kadına koruma sağlanmıyor.”
Ebdulla: Kadınların olmadığı devrim, devrim değildir
“İki buçuk senedir Suriye'deki bütün sorunlarımızı çözecek bir sistem kurmaya çalışıyoruz. Bugün Rojava'da bütün halk kendi kendini yönetmektedir. Bu yüzden bu sistem sadece Rojava için değil, bu sistemi uygulamak isteyen herkes içindir.
“Suriye'de kadınlar olarak kadınların özgürlüğü için bu devrimin öncülüğünü yapıyoruz. Bugün siyaset içinde kadınların önündeki yol kapatılmak istenmektedir. Başta Suriye muhalefeti olmak üzere kadınların siyasete katılımı engellenmeye çalışılıyor. Muhalefet değişim ve özgürlük içindir. Anck Suriye'deki muhalefette kadınlar geri planda bırakmaya çalışan erkekler önsaflara geçmek istemektedir. Ama kadınların da içinde yer almadığı devrim, devrim olmayacaktır.
“Bu yüzden Rojava'daki kadılar devrimde en ön saflarda yer alıyorlar. Kadınlar kendilerini örgütlüyor, siyasal alanda çalışıyor, savunma hatlarında yer alıyorlar. Kadın sorunu ikincil bir sorun değildir. Kadın özgürleşmedikçe toplumsal özgürlük olmaz, kadınlar karar alma mekanizmalarında yer almazlarsa demokrasi olmayacaktır. Bu yüzden Kürt kadınlar olarak bugün iki devrimi, ulus devrimini ve kadın devrimini birlikte yapıyoruz.”
El Daghili: Büyük bir mücadelenin arifesindeyiz
“Libya'da ilk 1958'de kadın örgütü kuruldu. 1969'da yönetime geçen Kaddafi'nin iktidarının son 49 yılında hiçbir bağımsız sivil toplum örgütü göremezdiniz. Ancak Kaddafi düşürülmeden on yıl önce iki örgütü desteklemiş, bunlardan biri kızının desteklediği kadın örgütü, diğeriyse oğlununun ismiyle açılan insan hakları örgütüydü. Bu örgütlerin de ne kadar bağımsız olduğunu tahmin edebilirsiniz.
“17 Şubat devriminde Bingazi'de bir kadın ellerinde bayrakla polis merkezinin önünde bağımsızlık istedi. Devrimin ardından çok hızlı bir şekilde sivil toplum örgütleri kuruldu. Bu örgütler kadın örgütleri olduğu kadar yine kadınların liderlik ettiği sivil toplum örgütleriydi.
“Ancak Trablus'un kurtulması ve Kaddafi^'nin öldürülmesinin ardından kadın haklarıyle ilgili yapılan bazı tasarruflar beraberinde ilk hayal kırıklıklarını getirdi. Kurtuluş Günü geçici yürütme konseyi başkanı yaptığı açıklamasında şeriatı işaret etti. Konseyin ilk çalışması medeni kanunla alakalıydı. Konsey ilk olarak bu kanunda korunan çokeşlilik yasağını ortadan kaldırdı. Bu bizlerin kadın hakalrı için daha da endişelenmesine sebep oldu.
“Devrimdeki siyasal başarılarına karşın, kadınlar hükümette ancak dört sandalyeyle yer buldu. Bu vekillerin sosyal politikalar bakanlığına getirilmesi için ciddi bir baskı yaratık ve başardık.
“Objektif olmak gerekirse Kaddadi döneminde kanunlar aslında kadını destekliyordu ancak kadının üst düzeylere gelmesi konusunda sıkıntı vardı. Geçici yönetimde hiçbir şekilde kadın temsil edilmedi. Bunun için konseyin savaş döneminde olduştuğu bahanesini ileri sürüyorlardı. İlk konseyde sadece bir kadın üye vardı. Bunun üzerine yaptığımız baskılarla konseye yüzde 10 kadın kotası getirdik.” (EA)