Bahçeşehir Üniversitesi İleitşim Fakültesi Yeni Medya Bölümü’nün düzenlediği The New Talk-The New Age of Journalism Konferansları Programı’nin ilk etkinliğinde The Daily Beast dünya haberleri editörü Christopher Dickey "Call of Duty: Ortadoğu'da Enformasyon Savaşının Ortasında Basın" başlıklı konuşmasında Ortadoğu’daki çatışmanın altında gazeteciliği, IŞİD’n bu bilgi mücadelesindeki yerini ve ABD medyasının dönüşümünü anlattı.
"Call of Duty gibi IŞİD videoları"
“Sorunlu bir süreçten geçiyoruz” diyen Dickey, Türkiye’nin çok yakınında bulunan IŞİD’in varlığına dikkat çekerek örgütün gücünü medyayla kazandığını söyledi.
“IŞİD bu yöntemlerle ikon haline geliyor, kıvrak ve odaklı çalışıyorlar. IŞİD’in yayınladığı videolarında gördüğümüz taşlama, canlı canlı yakma, kuleden atma gibi ölüm şekilleri Call of Duty’de görebileceğiniz ölümler.”
"ABD basını gün geçtikçe geriliyor"
Bugünkü “bilgi isyanını” değerlendirebilmek için ABD’de basının evrimine bakmak gerektiğini ifade eden Dickey, bundan 150 yıl önce ABD içsavaşı sırasında artan reklam gelirleri, ucuzlayan matbaa ile ucuz gazetelere ve kapsamlı bilgiye ulaşmanın mümkün olduğunu ifade ediyor.
“Artan bu rekabet ortamında haberin sansasyonel hale getirilmesi, piyasanın bir köşesinde yer edinmek için önemli bir başarı stratejiydi.
“19. yüzyılın sonuna doğru sarı gazetecilik kavramı çıktı. Yurttaş Kane filminde de konu edinilen bu gazeteciliği biz 2003’ün modern Amerikan basınında Fox ve diğerlerinin Irak’la savaşa girme konusundaki istekliliğinde de gördük.”
Radyonun yaygınlaşmasıyla yazılı basının rekabet ortamının değiştiğini belirten Dickey televizyonun katılımıyla oligarşinin oluştuğunu bu ortamda sadece gelir değil, en çok kimin kamuyu etkilediğinin de skorunun tutulmaya başladığını aktardı.
1970’lerin sonunda Vietnam savaşıyla oluşan Pentagon gazeteciliğinin geliştiğini ve bunun Watergate Skandalı ile patladığını hatırlatan Dickey “O zamandan beri ABD basını sürekli olarak geriledi” diye konuştu.
"İnsanlar unutmak, umursamamak istiyor"
“Dünyanın büyük bölümünde insanlar unutmak, umursamamak istiyor. Kanalı değiştirmeyi, başka bir siteye girmeyi tercih ediyor. İnsanlar neye inanmak istiyorlarsa ona inanıyorlar. Bilinçli bir cesaret söz konusu. 1990’larda Somali’de, Bosna’da, Ruanda’da bunu gördük” diyen Dickey “Terörizm de mesaj vermek için bir araç olarak kullanılıyor, 30 yıl önce de devletler bu amaçla terörizmi kullanıyordu” diye devam etti.
ABD’nin ortalama here yıl bir bölgeye yönelik işgal faaliyetinin olduğunu hatırlatan Dickey bunu bugün ABD’liler hatırlamasa da bu ülkelerde anıların hala taze olduğunu ifade etti.
"Obama sosyal medyayı kullandı ve kazandı"
Akıllı telefonlar ve sosyal medya ile medya araçlarının daha etkiki hale geldiğini belirten Dickey, bu araçların kullanımında gazetecilerden ziyade belli bir kitleyi yönlendirmeye çalışanların daha başarılı olduğunu ifade etti.
“Obama kazandığında insanlar Facebook’un Obama’yı seçtiğini söylüyordu. Ama Facebook sadece bir araçtı. Obama sosyal medyayı kullandı ve bu şekilde kazandı. O aracı insanları motive etmek için kullanmazsanız etkili olmaz.”
Sosyal medyanın bugün IŞİD tarafından da aktif kullanıldığını vurgulayan Dickey IŞİD’in kendine ait anlatım tarzı, Call of Duty vari eylemleri ve paylaşımları ile batıdaki gençleri etkilediğini ifade etti.
Geçmişte, gazetecilerin bir mesajın dünyaya ulaşması açısından gerekli bir araç olarak görüldüğünü ancak bugün IŞİD’in kendi medyasını yarattığını, sosyal medyayı güçlü bir şekilde kullandığını söyleyen Dickey “Bu nedenle onların gözünde değerimiz sadece bir rehine olmaktan ibaret. Durum çok kötü ama umarım Rakka’dan cesur insanlar bize haber ulaştırmaya devam edecek” diye konuştu. (EA)