Burger King (Popoyes, Sbaro, Burger City) Tab Gıda Reklam Üssü Çağrı Merkezi'nden 23 Mayıs'ta sendikaya oldukları için işten çıkarılan dört işçi ve destekçileri Burger King'e yürüdü.
Türkiye Ticaret, Kooperatif, Eğitim, Büro ve Güzel Sanatlar İşçileri Sendikası'na (TEZ- KOOP İŞ) üye olan ve sendikalaşma sürecini yürütenlerden önce Murat Yıldız, "ses kaliten iyi" değil denerek işten çıkarıldı. Aynı gün İsmail Yıldız, Pınar Bat ve Gülbahar Bat da arkadaşlarına destek olunca işlerini kaybetti.
16 gündür direnişte olan işçiler Mecidiyeköy'deki sendika binasından Burger King'e yürüdü.
"Sendikalılara baskı var"
"Orta Boy Lezzet, King Boy Eziyet", "Köle Değil İşçiyiz, Burger King'in Sesiyiz", "Hamburger Dayatmasına Son, Çalışanlara Sağlıklı Yemek Verilsin", "Çağrı Merkezi Çalışanıyız, Robot Değiliz" dövizleri taşıyan yaklaşık 100 kişilik grup, "Atılan İşçiler Geri Alınsın" ve "Yaşasın Sınıf dayanışması" sloganları attı.
Basın açıklamasını okuyan işçilerden İsmail Yıldız, bir an önce işe geri alınmak, insanca koşullarda çalışmak ve anayasal hak olan sendikalaşmaya saygı gösterilmesi gerektiğini belirtti.
Yıldız, halen merkezde çalışaya devam eden sendikalı arkadaşlarının işveren tarafından baskı ve tehdit gördüğünü, ayrıca çalışanların ailelerinin de işveren tarafından arandığını söyledi.
"Her öğün hamburger, cepte antidepresan"
Yıldız, çalışma koşullarını şöyle anlattı:
* Günde 11 saat çalışıyoruz. Vardiyamız baskı unsuru olarak kullanılıyor. Daha önce kendi aramızda vardiya değişimi yapabiliyorken bu ortadan kaldırıldı.
* Sürekli bir alkış temposuyla bağırma, hakaret, her türden küçük düşürücü sözlerle, tamamen kişiliğimize, onurumuza ve bütün insani değerlerimize saldırı var.
* Vardiyamıza sadece üç beş dakika geç geldiğimiz için duvar diplerinde sıraya dizilerek dakikalarca bekletildik.
* Belirlenen saatlerde hiçbir koşulda ayağa kalkmamıza ve tuvalet ihtiyaçlarımızı gidermemize izin verilmiyor.
* İşverenin dayatması nedeniyle haftanın beş günü ve her öğünde hamburger yemek zorundayız ve bunun sonucunda birçok arkadaşımız hasta oldu.
* İzin günlerimizde çalışmaya zorlanıyoruz. Ceplerimizde anti depresan haplarla işe geliyoruz; pek çok kişi yoğun baskı ve iş temposundan dolayı sinir krizi geçirip acil servislere taşınıyor.
"Sipariş Yok Destek Var"
Eyleme Çağrı Merkezi Çalışanları Derneği de "11 Saat Çalışmayı Yarım Saat Molayı Hazmedemiyorum, Sipariş Yok Destek Var" pankartıyla destek verdi.
bianet'e konuşan dernek üyesi Mehmet Emin Türkmen, beş buçuk sene bir bankanın çağrı merkezinde çalıştığını her merkezde benzer ağır çalışma koşulları olduğunu söylüyor.
"Sürekli konuşmak sağlık sorunları yaratıyor. Boğazında nodül oluşanların bir müddet konuşmaması gerek ama izin alamıyorlar. Tuvalete düzenli gidememekten idrar yolu enfeksiyonu olanlar var."
Türkmen, bazı büyük firmaların 25-30 kişilik taşeron çağrı merkezi kurduklarını ve burada da insanların sigortasız ve sürekli işten atılma tehlikesiyle çalıştıklarını söyledi. (NV/ŞA)