Kırmızı Şemsiye Cinsel Sağlık ve İnsan Hakları Derneği, “Cinayetler, transfobik nefret ve orospufobik yasa ve politikaların sonucu olarak trans bireyleri hedef almaya devam ediyor” dedi. Trans bireylerin yasal ve politika temelli koruma mekanizmalarına dahil edilmesini istedi.
20 Kasım Nefret Suçu Mağduru Trans Bireyleri Anma Günü dolayısıyla yapılan açıklamada transları görmeyen yasa ve politikaların trans bireyleri şiddet sarmalına ittiği, transların istihdam alanında da dışlandığı ve toplumsal algıda “cinsi sapık”, “hastalıklı”, “düzeltilmesi/iyileştirilmesi” ve “temizlenmesi” gereken varlıklar olarak sabitleyen transfobik yaklaşım ve uygulamaların güçlenerek devam ettiği ifade edildi.
Trans Cinayetleri İzleme Projesi’nin bulgularına göre, 2009-2011 arasında öldürülen trans bireylerin yüzde 75’inin seks işçisi olduğunu belirten Kırmızı Şemsiye açıklamada şu ifadelere yer verdi:
“Seks işçiliği alanına itilen trans kadınlar, seks işçiliğinin kendilerini koruyacak şekilde değil de bizzat kendilerini hedef alacak şekilde yasalar tarafından düzenlenmesi sebebiyle riskli çalışma alanlarına itiliyor. Hiçbir koruma mekanizması olmadan, müşteri, çete ve polis şiddetini en yoğun şekilde tecrübe eden trans kadın seks işçileri, fiziksel, psikolojik ve ekonomik şiddetin mağduru oluyor.
“Hükümet trans bireylerden gelen hak taleplerini görmezden gelmeye devam ederken, şiddetin ve nefretin birincil uygulayıcısı olmaya devam ediyor. Bizzat kolluk kuvvetlerinin keyfi para cezaları yazarken, ev baskınları esnasında veya yolda yürürken trans kadınlara yönelik psikolojik ve fiziksel şiddeti gündelik tecrübeler arasında. Ayrımcılıkla Mücadele ve Eşitlik Kanun Tasarısı ile son dönemlerde tartışılan nefret suçları karşıtı yasa konularında hükümet sürekli şekilde transfobik ayrımcılık ve nefreti yok sayıyor, diğer partiler tarafından bu konuda getirilen önerileri de bloke ediyor.
“Trans kadın seks işçileri fiziksel, cinsel ve ekonomik açılardan güvenlikten uzak kılınıyor, ‘fuhşu bitirme’ iddiasıyla önerilen ‘seks işçilerinden vergi’, ‘fuhuş yapılan mekanlara ek yaptırımlar’ ve benzeri baskılar trans kadın seks işçilerini fiziksel güvenliklerini daha çok riske sokacak illegal ağlar içerisine girmeye zorluyor.
“Trans bireylere yönelik her türlü yok sayma, görmezden gelme ve hak ve özgürlüklerini kısıtlama ve yok etme politikalarının derhal son bulmasını istiyoruz. Transfobik nefret ve seks işçilerine yönelik baskı politikaları sonucu şiddet ve cinayetlerin kucağına itilen trans bireylerin yasal ve politika temelli koruma mekanizmalarına dahil edilmesini talep ediyoruz. Trans cinayetlerinin faillerinin “haksız tahrik” ve “iyi hal” gibi gerekçelerle ödüllendirilmesine son verilmesini, cinayetler sonrası etkin soruşturma yürütülmesini istiyoruz. Hükümet’in trans bireylerin maruz kaldıkları hak ihlallerini sonlandırma konusunda ilgili trans sivil toplum kuruluşlarına danışarak derhal kapsamlı bir politika oluşturmasını talep ediyoruz!”
2013’de 238 trans öldürüldü
Transgender Europe raporuna göre, son bir senede dünyada 238 trans birey nefret cinayetleri nedeniyle hayatını kaybetti.
Türkiye’de ise 2013’te beş trans birey; 2008-2013 arasında 34 trans birey öldürüldü.(ÇT)