Tarihi Paul kilisesinde gerçekleşen törende ödülünü birliğin başkanı Dieter Schormann'dan alan Pamuk, konuşmasında Türkiye'de bir yazarın Kürt sorunu, azınlıklar ve ülkenin kapalı kalmış tarihine değinmemesini eksiklik olarak gördüğünü söyledi.
Pamuk, sanıldığı gibi romancının siyasetinin, "romancının kendini siyasi davalara adamasıyla, cemaatlere, partilere, gruplara katılmasıyla ilgili bir şey olmadığını" belirtti.
Romancının siyasetinin romancının hayal gücünden kaynaklandığını kaydeden Pamuk, roman yazarının kendisini bir başkasının yerine koyma gücü olduğunu ifade etti.
Pamuk, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üyelik sürecine de değinerek, "AB rüyası görmeyen bir Türkiye hayal edemeyeceğim gibi, kendini Türkiye'siz tanımlayan bir AB'ye inanmıyorum" dedi.
Törene Türkiye'den hiçbir siyasi yetkili katılmadı.Orhan Pamuk kendisine bu yönde yöneltilen bir soruya, "Benim de zaten böyle bir beklentim yoktu. Kimsenin katılmamasından şeref duydum. Herkes yerini ve durumunu biliyor" dedi.
Alman Yayıncılar Birliği Başkanı Dieter Schormann da, "Pamuk'un, hafızası ne kadar inatla büyük Osmanlı tarihine kadar uzanıyorsa, o kadar korkusuzca, bugünün yakıcı konularını ele aldığını, insan ve azınlık hakları için çaba gösterdiğini" bunun Barış Ödülü'nün bu yılki sahibi olmasına neden olduğunu söyledi.
Birlik tarafından 1950 yılından bu yana edebiyat, bilim veya sanat yolunda barış fikrinin gerçekleştirilmesine önemli oranda katkıda bulunan kişilere verilen ödülü, beş yıl önce Yaşar Kemal almıştı. (KÖ)