"Orhan Doğan'ı tanıyınca, onu da çok değer verdiğim insanlar arasına hemen koydum. O, başka bir insandı. Bu çağda böyle bir insan beklemiyordum. Kendinden çok başkalarını düşünen az insandan biriydi. Orhan Doğan, yalnız Doğu Beyazıt'ta değil, Fırat'ın ötesinde değil, Türkiye'nin birçok yerinde tanınıyor, seviliyordu. Büyük bir avukattı. İnsanlara sevgiyle yardım ediyordu. Mesleği avukatlıktı da hukuk kültürü yanı sıra geniş bir kültürü vardı; edebiyattan müziğe, Kürt ve Türk destanlarına kadar..."
Yaşar Kemal, İletişim Yayınları'ndan yayımlanan ve Orhan Doğan'ın savunmalarını ve söyleşilerini bir araya getiren "Nîv Jîyan - Yarıda Kalan Hayat" kitabının önsözünde Doğan'ı işte bu sözlerle tanıtıyor.
Hatırladıklarımızdan çok hatırlayamadıklarımız
Kitap kapağında "Orhan Doğan'ınki, sadece kendisi ve sevenleri için değil, sahiden dünya ve memleket için, yarım kalmış bir hayattı. Özellikle "Kürt Açılımı"yla hararetlenen tartışmalarda, hemen herkesin aklından geçiyor: 'Keşke şimdi Orhan Doğan olsaydı...'" deniliyor.
Kızı Ayşegül Doğan ise kitabı, "Nîv Jîyan, Orhan Doğan'ın 'son sözleri' ile derlenen yazılardan oluşuyor. 30 yılda biriktirilmiş bu sözler, aynı zamanda yarım kalmış, yarım bırakılmış yakın tarihin de gerçek izlerinde barındırıyor" diye anlatıyor.
"Mevcut gündemin hafıza ve algı ayarlarımızı bozan hızı aslolanı alt ettiği için, bugüne göndermeler yapan, hâlâ güncelliğini koruyan, ufuk açabilecek analizler içeren bu derleme, hatırladıklarımızdan çok hatırlayamadıklarımızın, ilk anda aklımıza gelmeyenlerin kayıt altına alınma çabasıdır."
Kitapta yer alan savunmalar, söyleşiler, sorular, üsluplar ve yanıtlar hem yaşananlara hem de dönemlerin tahammül eşiklerine dair yoruma gerek bırakmayacak ipuçlarıyla dolu. Gündeme gelmeyen fakat üzerinde konuşulduğunda çözüme katkı sunacak pek çok tespit ve öngörüye de yer veriyor.
Doğan, kitabın sunuş yazısında kitabın, fikirleri, önerileri ve öngörüleri ile bugün de bazı yüzleşmelere katkı sağlayabileceğini de ekliyor:
"Elbette sorun anlama, anlatma ve yeni bir dil bulmakla sınırlı değil. Ancak kapsama alanı geniş, esnek, 'yeni bir dil', bu 'dil'de konuşabilme niyet ve becerisinin ne kadar kolaylaştırıcı, hatta çözümleyici olduğunu da fark edeceksiniz. Muhtemelen, şimdiki zamanda, sözü edilen öneriler katlanılabilir, fikirler aşina, öngörüler uygulanabilir olacaktır. O halde, Yarıda Kalan Hayat, bazı yüzleşmelere de katkı sağlayabilir."
Kitaptan
Kitap, Yaşar Kemal'in "İkimiz de Biliyorduk: Bu Savaş Bitecek!" başlıklı önsözüyle yayınlanmış. Ayşegül Doğan'ın sunuş yazısının ardından Ragıp Duran ve İrfan Aktan, Doğan'ı siyasetçi, dost, arkadaş, ağabey kimlikleriyle anlatmış.
Doğan'ın 2 Mart 1994'te Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde yaptığı konuşma, o gün yaşananları anımsatması için kitaba alınmış. Ardından hem o yılları hem de daha sonra yaşananları özetleyen 2003-2004 yeniden yargılanma sürecinin savunmaları yeralmış.
Sonra Faruk Bildirici, Kemal Avcı, Derya Sazak, Nuriye Akman, İrfan Aktan, Cengiz Kapmaz, Neşe Düzel, Ergülen Toprak, Enis Tayman, Fatih Altaylı, Nazım Alpman ve Semin Gümüşel'in Doğan'la yaptığı söyleşiler geliyor.
Doğan'la yapılan söyleşilerin başlıkları da, onun açık sözlülüğünün ve cesaretli arayışının ipuçlarını veriyor:
"Ne Red Ne Biat", "Nazilli'de 'Kuyruklu Kürt' Olmak", "Hiçbir Türk Aydınını Arkamıza Alamadık", "Kürtlerin Ayrı Bir Devlete İhtiyacı Yok", "Maalesef Kürtler Bizi Andıçladı", "Reddin Reddinin Reddi", "Öcalan Bir Gün Serbest Kalacak", "PKK Meclis'e Girsin", "Barışın Programını Oluşturmak İstiyoruz", "Türkiye De Klerk'ini Yaratabilseydi...", "En Büyük Kürt Şehri İstanbul", "Ya Değişeceksiniz, Ya Değişeceksiniz"...
Son söz ise Orhan Doğan'ın. Kendisiyle yapılan söyleşilerden sonra Katıldığı son televizyon programında yaptığı konuşmalardan derlemede Doğan, son bir kez "konuşuyor": "Yalnızlık ve Uzaklık".
Meclis'ten cezaevine
Demokrasi Partisi (DEP) üyesi Orhan Doğan, Leyla Zana, Hatip Dicle, Mahmut Alınak ve Selim Sadak, 1991 seçimlerinde Sosyaldemokrat Halkçı Parti (SHP) listelerinden Meclis'e girmişti. Leyla Zana'nın Meclisteki törende yeminine "Bu yemini Türk ve Kürt halklarının kardeşliği için ediyorum" cümlesini Kürtçe söyleyerek başlaması protewtolarla karşılandı.
Ankara Devler Güvenlik Mahkemesi (DGM) Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talebi üzerine, 2 Mart 1994'te DEP'li milletvekillerinin dokunulmazlığı kaldırıldı. Aynı gün gözaltına alınan milletvekilleri, tutuklanarak cezaevine kondu.
DEP'liler, Aralık 1994'te 15'er yıl hapis cezasına mahkûm edildi. Avupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) yargılamayı adil bulmadı, Türkiye'yi toplam 140 bin dolar tazminat ödemeye mahkûm etti.
DEP'lilerin yeniden yargılanma talepleri bir şey değiştirmedi, mahkeme kararında direndi. Ancak itiraz üzerine dosyayı görüşen Yargıtay, sanıklar hakkında yürütülen infazın durdurulmasına ve salıverilmelerine karar verdi. DEP'liler yaklaşık 10 yıl cezaevinde kaldıktan sonra Haziran 2004'te tahliye edildiler.
Doğan, 25 Haziran 2007'de Doğubeyazıt'ta halka hitap ederken geçirdiği kalp krizinin ardından 29 Haziran 2007'de Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Hastanesi'nde hayatını kaybetti. (BB/EÖ)
- Orhan Doğan, Yarıda Kalan Hayat - Nîv Jiyan
- İletişim Yayınları, Bugünün Kitapları Dizisi, 309 sayfa,
- Yayına Hazırlayan, Ayşegül Doğan