Özkök, "Bu savaş bizim savaşımız değildir, bu görev bizim görevimiz değildir," dedi.
25 Mart günü Silopi'de, hava koşulları uygun olmazsa 26 Mart'a erteleneceği duyurulan basın toplantısı bugün Diyarbakır'da yapıldı.
Toplantıya Genel Kurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Aytaç Yalman, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Cumhur Asparuk, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Bülent Alpkaya, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Şener Eruygur, 2. Ordu Komutanı Korgeneral Fevzi Türkeri, 7. Kolordu Komutanı Korgeneral Atilla Işık katıldılar.
Salı günü, Kuvvet komutanları ve jandarma genel komutanının hazırlıkları yerinde görmek, bilgi almak, komutan, subay, astsubay ve erleri görmek üzere bölgede denetlemeler ve ziyaretler yapıldığı açıklandı.
Özkök, denetlemelerle ilgili, "Gördüklerimiz bize güven vermiş ve silah arkadaşlarımıza olan inancımızı pekiştirmiştir. Hiç kimse telaş etmemeli. Huzur ve güven içinde işlerini sürdürmelidir. Bizler görevimizin başındayız. Bu aşamada söyleyeceklerim bunlardır" dedi.
Konuşma 9 dakika
150 kadar gazetecinin izlediği 7. Kolordu Komutanlığı'ndaki basın toplantısının başında gazeteciler soru alınmayacağı konusunda uyarıldılar. Orgeneral Özkök konuşmasına 09:03'te başladı ve 09:12'de bitti.
Komutanların sahra kıyafetleriyle katıldığı toplantıda; Orgeneral Özkök'ün konuşmasına Eylül 2002'den Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) Irak'a saldırısının başladığı güne kadar yaşanan gelişmeleri özetleyerek başladı.
"Bütün barışçı çabalara rağmen, savaşın kaçınılmaz olduğunun açıkça ortaya çıkması üzerine bu kez, ABD'nden hava sahamızın ivedi olarak kullanılmasına ilişkin bir istek alınmış ve bu istek üçüncü bir tezkereyle TBMM'ne sunulmuş ve ABD tarafından Saddam Hüseyin'e ülkesini terk etmesi için verilen iki günlük ültimatomun son günü TBMM tarafından onaylanmıştır. "
Planlı ve hazırlıklı bekleyiş
Özkök, "şu anda bildiğiniz gibi Irak'ta savaş şiddetini arttırarak devam etmektedir" dedi, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin "savaş"la ilişkisini şöyle açıkladı:
* ABD askeri uçakları hava sahamızı kullanmaya başlamıştır.
* TSK, Irak'ta oluşabilecek ve milli güvenliğimiz için tehlike oluşturabilecek muhtemel durumlar plan ve hazırlıklarını yapmış olarak gelişmeleri yakından izlemektedir.
* Bildiğiniz üzere Kuzey Irak'ta bir süredir bazı TSK unsurları bulunmaktadır.
Bu kuvvetlerimizde vaki olabilecek bir saldırı, savaşın beklenmedik gelişmelerine bağlı olarak oluşabilecek büyük bir mülteci akını olasılığının baş göstermesi bölge silahlı güçlerinden birinin diğer birine veya sivil halka saldırıda bulunması suretiyle oluşabilecek istikrarsızlık en önemli güvenlik mülahazalarımızdandır.
Tehdit durumunda ek kuvvet
Özkök, konuşmasında tehdit durumunda, TSK'nin Kuzey Irak'a ilave kuvvet gönderebileceğine değindi, ancak bunun "stratejik müttefik" ABD ile koordine edileceğini açıkladı.
"Şayet gelişmeler böyle bir noktaya gelirse, Kuzey Irak'a savaşmak veya işgal etmek için girmeyeceğiz. Sürekli bir tampon bölge oluşturmak gibi bir niyetimiz yoktur. Savaşın bilinmezlikleri dikkate alındığında Kuzey Irak'ta olası istikrarsızlıkların önlenmesinde, oradaki gruplara en büyük dost desteğini, eskiden olduğu yine biz sağlayacağız. "
ABD'ye "uyarı"
Özkök, savunma hakkımız dışında sıcak bir çatışmaya girilmeyeceğini belirttikten sonra, "bazı dost, müttefik ülke ve kurumların Türkiye'ye yönelik şüpheci, haksız ve bazen de kırıcı söylemleri Türk halkını derinden etkilemektedir" dedi.
Burada, esas olarak ABD'yi ima edildiği de şu cümlelerle ortaya çıktı: "Denizler ötesinde kendilerine tehdit olduğunu söyleyenlerin, aynı tehdidin hududunun hemen ötesinde olduğunu söyleyen Türkiye'yi inandırıcı bulmamalarını anlamakta güçlük çektiğimi ifade etmek isterim. "
Devamla da, "şayet, bir gün işler kontrolden çıkarsa, dilerim bu dostlarımız şimdi karşı çıktıkları hareketleri yapmamızı bizden istemek zorunda kalmasınlar" yollu bir uyarı konuşmada yer aldı.
Nasıl bir Irak?
Özkök, nasıl bir Irak istendiğini de şöyle açıkladı: "Irak'ın kendini savunma imkanlarını ortadan kaldırmayacak tarzda silahsızlandırılması, öncelikle kitle imha silahlarından arındırılması, bölgemizin ve ülkemizin istikrar ve güvenliği için hayati öneme haizdir."
"Ancak bu savaş bizim savaşımız, bu görev bizim görevimiz değildir. Irak'ın toprak bütünlüğü ve petrol kaynaklarının Irak halkının tamamına ait olması bilindiği üzere her zaman ifade edegeldiğimiz dış politikamızdır."
"İzinler kalkmadı, terhisler durmadı, Sıkıyönetim düşünülmüyor!"
Özkök, her türlü hazırlığın yapıldığını, halkın endişelenmesine gerek olmadığını açılarken, halen izinlerin kaldırılmadığını da değindi.
"Terhislerin durdurulmadığını, askerlik süresinin uzatılmadığını, seferberlik veya sıkıyönetim ilanının teklif edilmesinin düşünülmediğini ve siz değerli basın mensuplarının ve yüce ulusumuzun dikkatine sunmak istiyorum." (ÇM/NM)