Dernek, 2 Ekim'de gerçekleşen olayla ilgili raporunda, İçişleri Bakanlığı, İnsan Haklarından Sorumlu Başbakan Yardımcılığı ve TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu'nu sorumlular hakkında idari ve adli kovuşturma için göreve çağırdı.
İHD, idari soruşturma yapmakla görevli kamu kurumlarında sorumlu kamu görevlilerinin açığa alınmasını da istedi.
HRW'dan Gül'e: Karakol ziyaretlerini yaygınlaştırın
Bu arada, İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) de İnsan Haklarından Sorumlu Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül'e olayla ilgili bir mektup gönderdi; yalnızca işkence değil, gözaltı uygulamasında hak ihlali olduğunu, çocukların derhal savcı karşısına çıkarılması veya serbest bırakılması gerektiğini söyledi.
Örgüt, gözaltına alınan beş kişinin de avukata erişiminin engellendiğine dikkat çekti; olaydan sonra Ordu Devlet Hastanesi'nin verdiği adli tıp raporlarında da kötü muamele iddialarının doğrulandığını, raporlarda çocukların sırt, yüz, boyun ve ayak bilekleri de dahil olmak üzere vücutlarının çeşitli yerlerinde bere ve yaraların olduğunu belgelediğine dikkat çekti.
HRW, Gül'den iki konuda adım atmasını istedi:
* İnsan Hakları Başkanlığı'nın ve İçişleri Bakanlığı'nın, adli kovuşturmadan bağımsız olarak, Ordu Emniyet Müdürlüğü'nde gözaltı prosedürüne uyulup uyulmadığına dair derinlemesine bir kovuşturma yürütülmesi. Prosedürlere uyulmadığının görülmesi halinde, nedeninin ortaya çıkarılması.
* Olay, Ordu'da bölge İnsan Hakları Kurulu'nun hiçbir polis karakolunu ziyaret etmediği bir yerde gerçekleşti. Polis karakolu ziyaretleri programları bütün ülkede yaygınlaştırılmalı ve güçlendirilmeli.
İHD: İşkence ve keyfi gözaltı var
İHD raporu, vakayı şöyle tanımlıyor:
"İşkence vakası, 02 Ekim 2005 tarihinde Ordu merkezde bulunan Fiskomar adlı alışveriş merkezinin konserli açılış töreni sırasında çıkan kargaşa nedeniyle İ.Z (18) adlı çocuğun gözaltına alınmasıyla başlayan, bir motosikletin E.B (17) adlı çocuğa çarpması nedeniyle çıkan tartışmaya müdahale eden polisler tarafından E.B, E.N.Ç (16) , M.K (16) ve C.Ş (15) adlı dört çocuğun gözaltına alınarak polis aracında ve götürüldükleri, Çarşı Polis Karakolu'nda işkenceye maruz kalmaları ile devam eden ve çocuklardan E.B, E.N.Ç ve M.K'nin gözaltı kaydı tutulmaksızın kentin farklı yerlerine, C.Ş'nin de kayda geçirilmek suretiyle ailesine teslim edilmesi ile sonuçlanan vakadır."
Raporun olayla ilgili saptamalardan bazıları şöyle:
* Mağdurların tümü, keyfi ve yasa dışı biçimde özgürlüklerinden yoksun bırakılmıştır.
* Mağdurların tümü, gözaltı işleminin başlangıcından itibaren tutuldukları süre boyunca çeşitli işkence yöntemlerine maruz bırakılmıştır. Çocuklar mağdur polisler tarafından özgürlüklerinden yoksun tutulmaya başlandığı andan itibaren yumruk, tekme darbeleri ile dövülmüşlerdir.
* Gerçekleşen tıbbi muayenelerin tümü adli tıp birimi olmayan devlet hastanelerinde ve adli tıp uzmanlığı olmayan hekimler tarafından gerçekleştirilmiştir.
* Emniyet Müdürü ve Cumhuriyet Savcısı ile yapılan görüşmelerde, bu olaylarda büyütülecek bir şey olmadığı, işkencenin olmadığı belirtilmekle birlikte, adı geçen çocukların suç işlemeyi alışkanlık haline getiren ve suç dosyası kabarık çocuklar oldukları, bu nedenle dediklerine inanılmaması gerektiği yönünde beyanlarda bulunulmuştur.
* Gözaltına alınan E.B, E.N.Ç ve M. K adlı mağdurlar hakkında hiçbir biçimde resmi kayıt tutulmamıştır.
* Ordu Çarşı Polis Karakolu görevlileri tarafından gerçekleştirilen ve resmi kayıtlara geçirilmeyen bu gözaltı işlemi Emniyet Müdürü ve Cumhuriyet Savcısı tarafından reddedilmiştir.
* Özgürlüğünden yoksun bırakılan mağdurlar hakkındaki işlemin hukuka uygunluğunu denetleyecek biçimde mahkemeye itirazda bulunma olanakları tanınmamıştır.
* Mağdurların tümü sahip oldukları haklar (koruma hakları) konusunda gözaltı işlemi yapan kolluk görevlileri tarafından bilgilendirilmemiş ve hakların kullanımı konusunda gerekli koşullar sağlanmamıştır.
* Özgürlüğünden yoksun bırakılan mağdurların yakınlarına hiçbir biçimde haber verilmemiştir.
* Mağdurların tümü gözaltında tutuldukları süre boyunca müdafi yardımından yararlandırılmamışlardır.
* Mağdurlar, özgürlüklerinden yoksun bırakıldıkları süre içerisinde kendilerine yöneltilen suçlamaları öğrenememiştir.
* Hukuka ve yasalara aykırı olmasına rağmen mağdurlar derhal salıverilmemiş ve salıverilme işlemi de yasadışı biçimde gerçekleştirilmiştir.
* Çocukların gözaltı işlemlerinin ve gözaltında tutulma koşullarının polis içinde uzman birim olan Çocuk Şubesi tarafından yapılması gerekirken bu yapılmamıştır. Bütün işlem ve muameleler karakol bünyesinde gerçekleştirilmiştir.
* Savcılık tarafından yürütülen işkence soruşturma dosyaları heyet tarafından incelenme talebinde bulunulmuş ancak bu talep dosyada taraf olunmadığı gerekçesiyle reddedilmiştir. Bu nedenle adli soruşturma dosyaları incelenememiştir. (TK)