Bankanın Hollanda merkezli bir gruba satılması "ulusalcılara" nazire yapılarak haberleştirildi. Tüm yorumların altında yatan varsayım ise kapitalizmin, neo-liberalizmin çekiminden kaçmanın mümkün olmadığı; başka bir yolun bulunmadığı. "Ordu bile bankasını yabancılara sattıktan sonra..."
22 Temmuz seçimlerine İstanbul 1. Bölgeden bağımsız milletvekili adayı olarak girecek olan Ufuk Uras'la bu varsayımı konuştuk:
"Oyakbank'ın satışı Türkiye'nin bütün sektörlerinin küresel sermayeyle bütünleşmesinin parçasıdır. Ulusal solculuk, kızıl elmacılık adı altındaki zihniyet kapitalizmin tabiatına aykırı olan bir ayrıma, yabancı sermaye ayrımı yapmaya dayanıyor, bu gerekçelerle yerli sermayeyi destekliyordu. Bu son satış işlemi Kızılelmacı teorinin çöktüğünü, bir zırvadan ibaret olduğunu ortaya koydu."
"Kızıl elma oldu kızıl ayva"
"Sermayeye karşı emekten yana bir mücadele yapmak yerine sermayeyi iyi, kötü diye ayırarak birini diğerine tercih etmenin nasıl bir iflasla sonuçlandığını bir kere daha gördük. Paranın sermayenin vicdanı, ulusu olmadığını da gördük. Kızıl elma ayvayı yedi, kızıl ayva oldu."
Medyada "ordunun bankası"nın satılmasını başka bankaların satılmasından farklı tepkiler görmesiyle ilgili Uras, "Bu meselede Tüpraş'ın satışı da dahil olmak üzere milliyetçi hamasetin ne kadar geçersiz olduğunu gördüğümüz gibi liberal hamasetin de geçersiz olduğunu gördük" dedi.
Meselenin medyada görülmeyen bir tarafına değinen Uras, "Oyak için askerlerin, subayların, kısaca üniformalı yoksulların maaşlarından kesinti yapılarak bir fon oluşturuldu. Bu fonun devri satışı paylaşımı konusunda teker teker hiçbir bireye sorulmuyor" diyor ve soruyor: "Hani birey esastı?"
"Al milliyetçi hamaseti vur liberal hamasete"
Bağımsız aday Ufuk Uras, yıllardan beri zorunlu kesinti yaparak oluşturulan fonların kaderini maaşlarından kesinti yapılanlara sormamanın ahlaki olmadığını belirtiyor ve "Bir kere daha liberal hamasetle karşı karşıya kalıyoruz" diyor.
"Al milliyetçi hamaseti vur liberal hamasete. Her türlü hamasetten kurtulmak akıl sağlımız açısından anlamlı olur diye düşünüyorum."
Ordu askeri küreselleşmenin bir parçası
"Ordu da küresel sermayenin ihtiyaçları doğrultusunda kendini yeniden şekillendiriyor. NATO'nun bir parçası olduğunuz zaman da askeri küreselleşmenin parçası oluyorsunuz" diyen Uras bunun, ekonomik küresel sermayenin ihtiyaçlarının da parçası haline gelmekten farklı olmadığını vurguluyor.
"Vahim olan milliyetçi tepkiyi, antiemperyalist, sol tepki diye pazarlamaya çalışmak." (NZ/EÜ)