"Köye Dönüş ve Rehabilitasyon Projesi" köye dönüşleri sağlamaya yönelikti. Ancak projenin uygulanması, yeterli istatistiki bilginin olmaması nedeniyle ağır aksak yürüdü. Son aylarda bozulan ateşkesle de tamamen durdu, bölgede yasaklar devreye girdi.
Göç-Der Başkanı Şefika Gürbüz, Güneydoğu Anadolu'da devletin yürüttüğü operasyonlar nedeniyle, köye dönüşlerin tamamen durduğunu söyledi.
Gürbüz, son iki yılda zorunlu göç veren bölgelerde, yeşeren barış ve yumuşama ortamıyla, geri dönüş eğiliminin baş gösterse de, "Köye Dönüş ve Rehabilitasyon Projesi"nin amacına ulaşmadığı kanısında.
Özellikle son aylarda başlayan operasyonların köye dönüşü durdurduğuna dikkat çeken Gürbüz, bunun nedeninin bozulan barış ortamı olduğuna dikkat çekti. Bölgede bozulan ateşkesin beraberinde yasaklamaları da getirdiği gelen haberler arasında.
"Operasyonlarla başlayan bu süreç, bir takım yasaklamaları getirdi. Ağrı Doğu Beyazıt'ta yaylaya çıkışlar yasaklandı. Hayvanlar yaylaya çıkarılamıyor. Ve bu yasaklar yayılarak devam ediyor. Dersim, Ovacık bölgesinde de yaylaya çıkışlar yasak".
Güvenlik güçlerinin, güvenlik nedeniyle koyduğu yasaklamaların beraberinde bazı taleplere de yol açtığı Gürbüz'ün ifadesinden anlaşılıyor:
"Operasyonlarla köye dönüşlerde arama noktaları oluşturuldu. Köye dönenlere koruculuk dayatılmaya ve bu yönde köylülere yoğun baskılar yapılmaya başlandı.
2000 yılı baharında bölgede çatışmanın sona ermesi siyasi ortamın nispeten yumuşamasıyla, yüz binlerce aile köylerine dönmeyi umuyordu ve psikolojik hazırlık yaptılar. Ancak beklenen maddi yardımın gelmemesi, koruculuk sistemi köye dönüş umutlarının kırılmasına neden oldu".
TBMM Başkanlığına, 2000 yılında, göç mağduru 17 bin 539 ailenin dilekçesi verildi ve çözüm önerileri yazılı ve sözlü iletildi.
Şefika Gürbüz'e göre, dilekçelere gelen yanıtlar göç mağduru ailelerin beklentilerini karşılamaktan uzak:
"Binlerce aile mevcut koşullara rağmen kendi imkanları ile geri göç ettiler. Diyarbakır, Bingöl, Batman, Hakkari, Mardin gibi illerde köylerine geri dönen ailelerin çoğu yerlerde güvenlik güçlerince dönüşleri engellendi. Kimi yerde aileler sayıları çok az olsa da geri göç ettikleri köylerinde kendi imkanları ile kurdukları barakalar ve onardıkları evlerde kalabildiler".
Gürbüz, köye dönüş projesi kapsamında, Bitlis, Bingöl, Tunceli, Hakkari ve Van'da 2 trilyon 800 milyar lira ödenek öngörüldüğü açıklansa da, proje sorunu çözümlemekten uzaktı. Geri dönenler, Bülent Ecevit'in zamanında kurulan Köy-Kentlere yerleştirildi.
Gürbüz bianet'e yaptığı açıklamada şunları söyledi:
"Köy-kentlere yerleşenler daha çok korucular oldu. Örneğin Van'ın Çatak Köy-Kentinde yapımı tamamlanan evlere yerleştirilen 35 korucuya haciz geldi. Onlara imzalatılan sözleşmelerde, 20 yıl oturma zorunluluğu getirildi, oturmayanların da önceden imzalatılan matbu sözleşmeler ile borçlandırılarak evlerin anahtarları sahiplerine teslim edildi.
Ancak ailelerin büyük çoğunluğu köye gidip yerleşmedi. Bundan dolayı bir çok aile sözleşme ile devlete borçlandırıldıklarından haciz ve icra takibi ile karşılaştılar. Bu köye dönüş projesindeki başarısızlıktır".
Göç-Der Başkanı Şefika Gürbüz, köye dönüş için geliştirilen projelerin ve 5230 sayılı töre ve töreden zararların tazminini öngören yasanın amacına ulaşmadığını söyledi. Birkaç aydır sürdürülen operasyonların da köye dönüşleri engellediğine işaret etti:
"Bu sorunu en ucuz yollu kapatmanın çözümüydü. Avrupa Birliği sürecinde, 'insanların köye dönüşleri sağlanmalı'denildiği için bu projeler geliştirildi, bazı meblağlar konuşuldu, ödendi ama çok düşüktü. Ayrıca can güvenliği sorunu da vardı.
Okul yoktu, sağlık ocağı yoktu, evlerde yaşanacak gibi değildi. Operasyonlar devam ediyordu ve köye dönenler koruculuğa zorlanıyordu. Zaten köye dönüş için başvuran 17 bin kadar ailenin yüzde 10'nu karşılayacak koşullar vardı. O da zaten operasyonlar nedeniyle geri tepen bir sonuç oldu".(AD)