Uzmanlar her ne kadar şehre girecek 10-15 bin ABD askerinin sayıları bin ila 4 bin arasında olduğu tahmin edilen direnişçileri askeri bir yenilgiye uğratacağını söylüyorsa da, ortaya çıkacak sonucun aynı zamanda ülkenin daha da istikrarsızlaşmasına yol açacağını belirtiyorlar.
Özelliklede operasyonda kayıpların çoğalması ve operasyonun uzaması halinde 25 milyonluk Irak nüfusunun yaklaşık yüzde 25'ini oluşturan Sünnilerin iyiden iyiye yabancılaşacağı belirtiliyor. Suudi Arabistan, Körfez emirlikleri, Suriye, Ürdün ve Türkiye'deki geniş Sünni cemaatlerinin de operasyondan etkileneceği kesin.
California Üniversitesi, Berkeley'den Irak uzmanı Azad Ebuhalil, "Bush'un seçimlerden yenik çıkmasını uman tüm Arap kamuoyu gelişmeleri dikkatle izliyordu" diyor. "Washington'daki kutlamaları gören insanlar şimdi televizyon ekranlarından katliam görüntülerine bakacak."
Geçici yönetim parçalanabilir
Operasyon zaten fikir ayrılıklarının yaşandığı Irak geçici yönetiminin de parçalanmasına yol açabilir. Yönetimin başkanı Gazi El-Yaver, ABD birlikleri geçen sefer Felluce'ye girmeye çalıştığında gelen sivil kayıp haberleri üzerine istifa etmeyi düşündüğünü söylemişti.
BBC'nin haberine göre, bugün, Irak'ta Sünnilerin en büyük siyasi partisi olan Irak İslami Partisi geçici yönetimden çekildiğini açıkladı.
Michigan Üniversitesi'nden Irak uzmanı Juan Cole, "Sünni cemaati içinde zaten Ocak'ta yapılacak seçimlere katılıp katılmama konusunda bir bölünme var" diyor. "Sertleşen politikalar muhtemelen boykot yanlılarının güçlenmesine yol açacak."
Geçtiğimiz Ağustos'ta, Necef'te, Mukteda El-Sadr'a karşı yürütülen operasyonu kazanan işgal güçlerinin genç liderin siyasi pozisyonunu güçlendirdiğini hatırlatan Cole, "Dolayısıyla, bu operasyonla ABD güçleri kendi topuklarına ateş ediyor" diyor.
'Şahinler' Felluce'nin vurulmasını istiyordu
Fakat açık ki, Bush yönetimi böyle düşünmüyor. ABD yönetimine göre, kısa bir süre sonra yapılacak ulusal seçimler düşünüldüğünde "Sünni üçgeni" içinde yer alan en büyük kentlerin direnişçilerin kontrolünde kalması kabul edilemez.
Savunma Bakanı Donald Rumsfeld Pazartesi günü yaptığı basın açıklamasında "Ülkenin bir bölümünün Saddam Hüseyin artığı katillerin elinde kalması kabul edilemez" dedi.
Rumsfeld basın toplantısında Felluce'de elde edilecek bir zaferin direnişin sonu anlamına gelmediğini vurgulamaya dikkat etti. Fakat direnişin kırılması sonucunda Ocak'ta seçimlerin başarıyla yapılabilmesi halinde "Afganistan'dakine benzer bir şekilde, eşiğin geçileceğini" belirtti.
Bush yönetimi içinde ve dışında yer alan "şahinler" Felluce'deki direnişe karşı ciddi bir saldırıya girişilmesini, dört ABD'li işadamının kaçırılarak öldürüldüğü Nisan ayından beri söylüyorlar.
O dönemde ABD birlikleri şehrin yönetimini eski Saddam Hüseyin yönetiminden kalan ordu ve güvenlik yetkililerine bırakarak çekilmişti.
O zamandan bu yana şehrin eski Baasçılar, milliyetçi, köktenci Sünniler ve Washington'a göre el-Kaide ile bağlantısı olan Musab El-Zerkawi'ye bağlı militanların oluşturduğu bir koalisyon tarafından yönetildiği sanılıyor.
Muhafazakar yorumcular Annan'a tepkili
Geçtiğimiz hafta ABD seçimlerinde sona yaklaşmamızla birlikte neo-muhafazakar yorumcular "direnişçilere hadlerini bildirecek ve Irak ve Arap dünyasındaki diğer direniş unsurlarına da örnek oluşturacak bir saldırı" çağrısı yapmaya başlamıştı.
Muhafazakar askeri yorumcu Ralph Peters, New York Post'a yazdığı makalede "Felluce'de taş taş üzerinde kalmayacak bile olsa buna değecektir" derken; Wall Street Journal'da çıkan editoryalda Irak'ta serbest seçimlerin yapılabilmesi için "direnişçilerin yok edilmesi gerektiğini" söyleniyordu.
Aynı yazıda, saldırıya geçilmemesi için ABD Başkanı Bush, Irak geçici Başbakanı Ayad Allawi ve İngiltere Başbakanı Tony Blair'e bir mektup yazan Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Kofi Annan'a da tepki gösteriliyordu.
Annan, mektupta, "güç kullanmanın Irak'ta çeşitli toplulukları yabancılaştıracağını ve Irak halkında varolan işgal hissiyatını derinleştireceğini" yazıyordu. Gazete mektubu "düşmanca bir tavır" olarak niteledi.
Sıkıyönetim ilan edildi
Annan'ın tespitine katılan birçok uzman Irak Ulusal Muhafızları'ndan oluşan 500 kişilik bir bölüğün de ABD askerleriyle birlikte operasyona katılacak olması gibi gelişmelerin bahsedilen etkiyi daha da derinleştireceğine dikkat çekiyor.
Sünni din adamlarının oluşturduğu Müslüman Alimler Derneği ve Sadr'ın destekçileri de taraftarlarına saldırılara katılmama çağrısında bulundu.
Benzer gelişmeler ABD güçlerinin şehrin yönetimini tekrar yerel yöneticilere bırakmasını da zorlaştıracak. Bu durum hafta sonu direnişçilerin Ulusal Muhafızlara ve Irak polisine karşı gerçekleştirdiği saldırılarla daha da açık hale geldi.
Saldırılar güvenlik durumundan endişe duyan geçici Başbakan Allawi'nin, Kürdistan hariç tüm ülkede 60 günlüğüne sıkıyönetim ilan etmesine yol açtı.
Saldırılar sonrasında ABD güçleriyle birlikte hareket eden, çoğu Kürt ve Şii militanlardan oluşan sadece bir Iraklı birlik kaldı.
"Eğer bu birlik Felluce'de kurulacak yeni yönetimin 'Iraklı yüzü' olacaksa" diyen yönetimden bir yetkili "o da yeni bir işgal gücü olarak davranılmaktan kurtulamayacaktır" diye ekledi.(JL/EÜ)