Polisin kötü muamele ve işkencesine maruz kalmasının ardından bir kez daha karakola çağrılınca yaşamına son veren ODTÜ Mezunu Mimar Onur Yaser Can'ın annesi Hatice Can da iki gün önce intihar etti.
Cenazesi yarın öğle namazının ardından Ankara’da Karşıyaka Mezarlığı’na defnedilecek.
Hatice Can, oğlunun ölümünün ardından “Onur Yaser'in Hayatını Çaldılar” diye yazmıştı:
“Nice emeklerle yetişen, ressam, müzisyen, sporla uğraşan, mimarlık mesleğinde son derecede başarılı oğlumuzun, 11,4 gram esrar bulundurduğu yargılama sonucunda kanıtlansa bile, Onur Yaser'imiz, denetimli serbestlik ve koruyucu önlemlerden faydalanarak sapasağlam genç bir adam olarak yaşamını sürdürecek, nice güzellikler ve sevdalar yaşayacak, nice eşi bulunmaz eserler yaratabilecekken, emniyet görevlileri, onun kendi yaşamına kıymasına neden olacak süreci hazırladı.”
Onur Yaser Can öldüğünde 28 yaşındaydı, annesi Hatice Can da 57 yaşında.
Avukat Ercan Kanar’ın polislerin yargılanmasına dair ve amirlere dava açılmamasına karşın yaptığı tüm itirazlar reddedildi. Kanar’ın AİHM’e ve Anayasa Mahkemesi’ne yaptığı başvurular ise sonuçlanmadı.
Dört yıl hukuk mücadelesi verdi
Onur Yaser Can, Can, 2 Haziran 2010'da esrar satın aldığı gerekçesi ile gözaltına alınmış, gözaltında kötü muamele görmüş, çıplak aramaya maruz kalmıştı. İlk gözaltına alınışının ardından iki gün sonra “evrakta eksiklikler olduğu gerekçesiyle” tekrar Narkotik Şube'ye çağrıldı. İkinci kez Emniyete giden Can önüne konan evrakları imzaladı. Can üçüncü kez Emniyet’e çağrılınca 23 Haziran 2010’da intihar etti.
Annesi Hatice Can o günden bu yana polislerin yargılanması için hukuk mücadelesi veriyordu.
Tek suçlama: Evrakta sahtecilik
ODTÜ Mezunu Mimar Onur Yaser Can'ı "uyuşturucu bulundurmak" suçlamasıyla gözaltına alan ve üçüncü kez ifadeye çağıran, Emniyet'te verdiği ifadede değişiklik yapmakla suçlanan polislerin yargılanmasına 20 Temmuz 2011’de başlandı. Polisler sadece “evrakta sahtecilikle” suçlandı.
Can'ın ölmeden önce yazdığı, ifadesinin değiştirildiğini ve kötü muamele gördüğünü anlattığı mektup da mahkemeye sunuldu. Mektupta, nezarete alınarak çırılçıplak soyularak cinsel istismara maruz bırakıldığını, bu sırada acı içinde polislere yalvaran genç bir insanın sesinin dinletildiğini, hakarete uğradığını, tokatlandığını, muhbirliğe zorlandığını yazmıştı.
Bilirkişi “işkenceye rastlamadı”
Can'ın ailesi, "sonucu itibariyle işkence, kötü muamele, cinsel istismar ve görevi kötüye kullanmak" gerekçeleriyle Vatan Caddesi Narkotik Şube'deki polisler hakkında suç duyurusunda bulunmuştu.
Polisler hakkındaki soruşturma Fatih Cumhuriyet Savcılığı'nda 11 ay sürdü. Bu sürede üç kez savcı değişti. Nezaret Odası kameralarını değil de yalnızca emniyetin giriş çıkış kameralarını inceleyen bilirkişiler, Onur Yaser'e işkence, cinsel istismar ve kötü muamele yapıldığına ilişkin bir kayda rastlamadıklarını belirttiler.
Soruşturmayı tamamlayan Cumhuriyet Savcısı Muammer Akkaş bilirkişilerin bu raporu üzerine, dört polis hakkında işkence suçundan takipsizlik karar verdi.
Ailenin itirazları reddedildi.
İşkence suçlaması AİHM’de
Avukat Ercan Kanar, bianet’e yaptığı açıklamada, polislerin “işkence ve cinsel saldırıdan” yargılanmasına dair tüm başvurularının reddedildiğini, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurduklarını aktardı.
AİHM’in davayı en geç bir yıl içinde sonuçlandırması bekleniyor.
Davaya itiraz Anayasa Mahkemesi’nde
Yazdıkları tutanakta değişiklik yaptıkları bilirkişiyle saptanan polisler Sonay Gündoğdu ve Salih Bahar ise “evrakta sahtecilikten” suçlu bulundu.
İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nin Mayıs 2012 tarihli kararına göre, iki polise 2 yıl 6 ay ceza verildi.
Avukat Kanar bu davada yargılanmayan diğer sorumluların da mahkeme önüne çıkması için itirazda bulundu. Kanar, dönemin Narkotik Şube Müdürü Cengiz Melbeyoğlu ve Komiser Hakan Aydın ile polis memurları Muhammet Ongun, Şükrü Velioğlu, Yunus Başay ve Onur Ülker ile ilgili mahkemenin suç duyurusunda bulunmasını talep etti.
Talepleri reddedildi. Kanar itirazını Anayasa Mahkemesi’ne taşıdı.
“Hafif cezaya” itiraz Yargıtay’da
Avukat Ercan Kanar, ayrıca polislerin 2,5 yıl ceza almasına da itiraz ettiklerini, olayın Yargıtay’da değerlendirmede olduğunu belirtti. Kanar, cezanın daha ağır olması yönünde başvuru yapmıştı. (AS)