İstanbul'da yaşayan görme engelli yurttaş Resul Selvi (31), 19 Ekim Cumartesi akşam saatlerinde Kağıthane’deki evinden çıkıp metro ile Hacıosman yönüne gitmek istedi. Selvi, M2 metrosunun 4. Levent durağında gelen araca binmek için adım attığında iki vagon arasındaki boşluktan raylara düştü.
Çevredekilerin yardımıyla raylardan çıkartılan Selvi’nin ayağında doku zedelenmesi, başında sıyrıklar ve vücudunun çeşitli yerlerinde morluklar oluştu.
“Olayın psikolojik etkisini atlatamadım”
bianet'e konuşan Selvi, kaza anını şöyle anlattı:
“Boşluktan aşağı düştüm. Çevredekilerin tepkisiyle araç durduruldu. Korkudan metronun altındaki küçük bir boşluğa sığındım. Aracın durduğuna emin olduklarında çıkabileceğimi söylediler. Kollarımdan tutup beni yukarı çıkarttılar. Başımda ve ayağımda yaralanmalar var ama halen olayın psikolojik etkisini atabilmiş değilim.”
“Aklıma direkt ailem geldi”
Kaza anında aklına ilk ailesinin geldiğini belirten Selvi, “Evliyim, 3 yaşında bir çocuğum var. Aklıma direkt ailem geldi. İki çizginin arasında gibi hissettim ve “Tren hareket ederse ölürüm” diye düşündüm. Arkamda bıraktığım insanlar, acımı yaşayacak insanları düşündüm. Şu anda da hala olayın etkisindeyim” dedi.
“Tüm metrolarda ayırıcı kapı sistemi kullanılsın”
Ancak görme engelli yurttaşların toplu taşımada yaşadığı sıkıntılar münferit değil. Selvi, daha önce bir görme engelli arkadaşının da raylara düştüğünü anlattı, bu konuda gerekli tedbirlerin alınmamasına tepki gösterdi:
“Önlemler için ‘maliyeti yüksek’ diyorlar. Bir yetkili benim karşıma gelirse ona şunu sorarım: 'Benim canımın maliyeti ne kadar?' Çok merak ediyorum benim canımın maliyetini hangi bütçeden karşılayacaklar?”
Selvi, ihmalleri olanlar hakkında hem hukuki hem de idari olarak işlem yapılması için mücadele edeceğini belirterek, “Önlemler alınsın, tüm metrolarda ayırıcı kapı sistemi kullanılsın. İnsanlar güvenli bir şekilde ulaşımlarını gerçekleştirsin” dedi.
Görme engelli yurttaş, Yenikapı Metro'da raylara düştü
Güvenli metro istasyonu nasıl olur?
Engelli hakları savunucuları, raylı sistem ulaşım araçları istasyonlarında güvenli seyahat için peron ayırıcı kapı sistemi kullanılmasını talep ediyor. İstanbul'da İBB ve Ulaştırma Bakanlığı tarafından işletilen 11 hattan sadece M5 Üsküdar-Samandıra, M7 Yıldız-Mahmutbey, M8 Bostancı-Parseller ve M11 Gayrettepe-İstanbul Havalimanı-Halkalı metro hatlarında bu sistem bulunuyor. Peron ayırıcı kapı sistemi; metro hattı ile istasyondaki yolcu peronunu birbirinden ayıran otomatik kayar kapılardan oluşan bir güvenlik sistemidir.
"Artık yeter!"
Engelsiz Erişim Derneği konuya ilişkin yaptığı yazılı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
"Yeter artık! Defalarca anlattık, her yolu denedik. Erişilebilirliğin bir ayrıcalık değil, herkes için en temel hak olduğunu, yaşam hakkının güvencesi olduğunu nefesimiz tükenircesine haykırdık. Yapılan başvurulara koruyucu bariyerler yapılamayacağı cevabı veriliyor. Yaralanmalar, ölümler umursanmıyor. Koruyucu bariyerlerin yapılacağına dair bir plan, bir takvim açıklanmıyor. Yani 'Yeter artık' demekten başka bir sözün anlamı kalmadı. Çünkü hayatımız bütçe pazarlıklarına ve yetkililerin insafına bırakılmayacak kadar değerli.
Yıllardır sokaklarda, metro ve tren istasyonlarında yerine getirilmeyen erişilebilirlik koşulları nedeniyle ölüyoruz, yaralanıyoruz. Yıllardır ender yaşanan kazalar son yıllarda neden rakamlara sığmaz hale geldi? Neden yolda yürümek, toplu taşıma kullanmak gibi günlük rutinlerimizi bile yerine getirirken savaşa gider gibi tedirginlik hissediyoruz? En önemlisi, kimin bize bunu yaşatmaya hakkı var? Atla deve değil talebimiz. İstasyonlara 'koruyucu bariyer yapılsın' diyoruz. Ölmemek için, yaralanmamak için bunu talep ediyoruz.
Birkaç yıl önce Ankara’da raylara düşen bir arkadaşımız trenin altında kalarak yaşamını yitirdi. Yine Ankara’da geçtiğimiz aylarda bir arkadaşımız raylara düştü. Ankara Büyükşehir Belediyesi, çözümü engelli yolcuların peşine güvenlik takmakta buldu. Yani engellilerin bağımsız seyahat hakkını kısıtladı ve güvenliğe ekstra iş tanımladı. Oysa raylar ile çizgi arasına yapılacak bir bariyer ile herkesin güvenli seyahat hakkı garantiye alınacaktı.
Güvenlikten destek talep eden zaten ederdi. Ayrıca bu bariyer sadece engelliler için değil tüm yolcular için hayati önem taşıyor. Erişilebilirlik herkes için derken tam da bunu ifade ediyoruz. Yetkililer sürekli çeşitli gerekçeler öne sürerek bu talebimizi öteliyorlar. Bu öteleme yeni yaralanmalara neden oluyor. Son aylarda İstanbul’da da sürekli raya düşme kazaları yaşanıyor. Yani erişilebilirliğin ötelenmesi ölüme davetiye çıkarıyor."
Bu araç nereye gider?
(AD)