Duvarlarda futbol formaları asılı. Hepsinin üzerinde Roboski yazıyor. Ve tabii isimleri: Aslan, Savaş, Şivan...
"Oğlumun köpeği vardı, adı Messi..."
"Sevdiği bir kız vardı, bana 'Abla git konuş, ben onunla evlenmek istiyorum' dedi, hiç kız arkadaşı olmamıştı."
"Yeni nişanlanmıştı, öldüğünde nişan yüzündeki kırmızı kurdelası duruyordu."
"Benim gözlerim görmüyor, oğlum benim gözlerimdi. Her yere birlikte giderdik."
28 Aralık 2011'de Şırnak'ın Uludere ilçesinin Gülyazı (Bujeh) ve Ortasu (Roboski) köylerinden, yaşları 12-41 arasında 34 köylü, sınır ticareti yaptıkları sırada, sınırı geçtikten hemen sonra savaş uçaklarıyla bombalanarak öldürüldü.
Encü ailesinden Cemal, Celal, Hüseyin, Serhat, Salih, Muhammet, Selman, Cihan, Erkan, Erhan, Zeydan, Vedat, Fadıl, Şervan, Şerafettin, Şivan, Savaş, Karker, Nevzat, Mahsun, Bilal, Hüsnü, Hamza, Aslan, Selam, Bedran ile Seyithan Enç, Mehmet Ali Tosun, Nadir Alma, Özcan Uysal, Osman Kaplan, Adem Ant, Yüksel ve Salih Ürek.
Katliamın ardında, Roboski'de büyük bir acı, duvarda fotoğrafları ve ailelerinde yaşayan anıları kaldı.
İnsan Hakları Derneği (İHD) ve İnsan Hakları ve Mazlumlar için Dayanışma Derneği'nin (MAZLUMDER) desteğiyle Ümit Kıvanç'ın çektiği "Ağlama Anne, Güzel Yerdeyim" adlı belgeselin ilk gösterimi bugün Cezayir Restoran'da yapıldı.
Bir yanda yas, diğer yanda kutlama
Kıvanç, filmini anlatırken "34 sadece bir rakam değil, onlar insandı, orada 34 insan öldü" dedi.
Katliamın hemen ardından büyük bir coşkuyla yılbaşının kutlandığını söyleyen Kıvanç'ın filmi de bu çelişkiyle açılıyor.
Olaydan üç gün sonra Türkiye'nin her yerinde şarkılar söyleniyor, havai fişekler atılıyor, sofralar kuruluyor.
Roboski hariç.
Roboski'de o günden beri ağıtlar hiç susmadı. Kıvanç'ın filmi de bu ağıtları, özlemleri, hatıraları yansıtırken, ölenlerin "insan" olduğunu, bir istatistikten ibaret olmadığını vurguluyor.
Babalar ve anneler oğullarını; genç kadınlar kardeşlerini, yeğenlerini ve nişanlılarını anlatıyor. Filmde katliam sırasındaki trajediden çok yas tutan ailelerin anlattıkları var.
Ancak bir babanın şu yorumu da akıldan çıkacak gibi değil: "Bombardımanı duyunca daha evden çıkmadan 112'yi aradık, sonra olay yerine gittik. Ancak gün ağardı, yardıma gelen hiçkimse olmadı. Zamanında ambulans veya helikopter gelseydi belki yaralı kurtulan 13 kişi şimdi yaşıyor olurdu. Yaralananlar için de 'Bırakın ölsünler' demişler gibiydi."
"Bu son filmimiz olsun"
Katliamda biri kardeşi olmak üzere 11 akrabasını kaybeden Veli Encü bu akşam yaptığı konuşmada, "Yumurta atanlara bile ceza veriliyor, Roboski'nin failleri daha yargı önüne çıkmadı" dedi.
İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan da adalet arayışlarının süreceğini söyledi ve "Katliamın ertesi günü ortalığı kaplayan ağıtları unutmıyorum" diye konuştu.
MAZLUMDER Genel Başkanı Ahmet Faruk Ünsal, galada yaptığı konuşmada, "Üzerinden neredeyse bir yıl geçti ancak vicdanları rahatlatacak bir yaklaşımı hala göremedik. Umarım bir daha böyle filmler yapmak zorunda kalmayız" dedi. (AS)
* Filmin tamamını buradan izleyebilirsiniz.