Haberin İngilizcesi için tıklayın
Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Başkanı Şebnem Korur Fincancı, Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye Temsilcisi ve bianet raportörü Erol Önderoğlu ile gazeteci yazar Ahmet Nesin’in tutuklanmasına, Türkiye ve Avrupa’dan yetkililer, hak ve basın örgütleri tepki gösterdi.
AB: Basın özgürlüğüne aykırı
Avrupa Birliği Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi, Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Federica Mogherini ile AB Bölgesel Politika Komiseri Johannes Hahn, Özgür Gündem’in üç nöbetçi yayın yönetmeninin tutuklanmasıyla ilgili ortak açıklama yayınladı.
Mogherini ve Hahn’dan bugün yapılan açıklamada, üç gazeteci ve hak örgütü temsilcisinin tutuklanmasının, Türkiye’nin, basın özgürlüğünün de içinde bulunduğu temel haklara saygıyla ilgili taahhütlerine aykırı olduğu belirtildi.
Açıklamada ayrıca “masumiyet karinesine saygının” önemine dikkat çekildi, “AB’nin defalarca Türkiye’nin demokratik standartlar ve uygulamaları kriter alması gerektiğinin hatırlatıldığı” belirtildi.
“AB ile müzakereleri süren her aday ülke, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) uyarınca insan haklarını garanti altına almalıdır. Özgür, çeşitli ve bağımsız medya her demokratik toplum için esastır.”
HRW: Suçlamalar düşürülmeli
İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), insan hakları alanında anahtar roldeki kişilerin tutuklandığını belirtti ve acilen serbest bırakılmalarını ve suçlamaların düşürülmesini istedi.
HRW Avrupa ve Merkez Asya Direktörü Hugh Williamson şu açıklamayı yaptı:
“Önderoğlu, Fincancı ve Nesin’in tutuklanması, Türkiye’deki hak ihlallerini belgeleyen gazeteciler ile bilinen hak savunucularının yetkililerce hiç tereddüt edilmeksizin hedef alınmasının şoke edici bir kanıtı oldu.”
“Türkiye’nin en saygın hak savunucularından Önderoğlu ve Fincancı’nın tutuklanması, insan hakları savunucularının yeni hedefler olacaklarının da göstergesi. AB ve ABD hükümetleri sansür ve sindirmeye karşı yapılan bu uygulamaya güçlü şekilde karşı çıkmalı.”
PEN: Derhal serbest bırakılsınlar
PEN Türkiye Yönetim Kurulu, tutuklamalarla ilgili şu açıklamayı yaptı:
“Düşünce ve ifade özgürlüğü açısından bu tutuklama dehşet verici bir durumdur. Gazetecilik mesleği ve dayanışma bir ülkede suç sayılıyorsa, o ülke yüzünü aydınlığa değil karanlığa dönmüş sayılır.
Vicdanlarda ve hukukta yeri olmayan bu durumu kınıyoruz ve tutuklananların derhal salıverilmelerini istiyoruz."
EuroMed: Yıldırmaya çalışmaktan vazgeçin
Avrupa-Akdeniz İnsan Hakları Ağı (EuroMed) de açıklamasında, şu taleplerin yerine getirilmesini istedi:
“Tutukluların fiziki ve psikolojik bütünlükleri garanti altına alınmalı, acilen serbest bırakılmalıdırlar. Hak savunucularına ve gazetecilere karşı taciz ve yıldırma uygulamalarına son verin.”
TGC: Özgür habercilik yok edilmek isteniyor
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) “ülkenin her gün biraz daha karanlık ve bunalımlı bir ortama itildiğini” belirtti.
“Bu karar Türkiye’de basın ve düşünceyi ifade özgürlüğü açısından ülkeyi çok daha karanlık bir geleceğin beklediğinin göstergesi.”
“Gazeteciliği terör örgütü propagandası ile örtüştüren zihniyetin yayın organlarını iş yapamaz duruma getirdiği, özgür haberciliği yok etmek istediği ortada. Israrla salt iktidara yanaşan tek tip yayıncılık ve tek tip gazeteciliğin ülkede geçerli kılınmaya çalışılması, kamuoyunun haber alma özgürlüğünü de yok sayıyor.”
“İktidarı, demokratik ülkelerde örneği görülmeyen, evrensel gazetecilik ilkeleriyle asla uyuşmayan bu tutumdan halkın haber alma ve gerçekleri öğrenme hakkı için vazgeçmesini istiyoruz.”
AGİT: Tüm toplum etkilenecek
Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Basın Özgürlüğü Temsilcisi Dunja Mijatović şu açıklamayı yaptı:
“Meslektaşlarıyla dayanışmalarını ifade ettikleri için gazeteciler ve hak savunucularının tutuklanması, basın ve ifade özgürlüğüne büyük bir darbe. Bu kişileri susturmak, sadece onları ve yakınlarını değil tüm toplumu etkileyecektir. Tüm suçlamalar düşürülmeli ve hapsetmek, farklı seslerle mücadelenin aracı olarak kullanılmamalı.” (AS)