Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği’nden Narin açıklaması: Sorularımız cevapsız

“Adalet, yalnızca mahkeme salonlarında alınan cezalarla değil, bu tür olayların tekrar yaşanmasını engelleyecek bir düzen kurularak sağlanabilir.”

BİA Haber Merkezi

Bu fotoğraf, toplumsal bir protesto ya da farkındalık etkinliğinde çekilmiş. Görselde, ellerinde pankartlar taşıyan insanlar yer almakta. Pankartlarda genç bir kızın fotoğrafı yer alıyor ve üzerinde "Narin Güran" ismi yazıyor. Ayrıca "Kadın ve Çocuk Cinayetleri Politiktir!" ve "Narin’in Katilleri Bulunsun!" gibi mesajlar yer almakta. İnsanların yüz ifadeleri ciddi ve kararlı, olayın ağır bir adalet talebini simgelediği görülüyor. Katılımcılardan biri, pankart taşırken diğerleri telefonlarıyla bu anı kaydetmeye çalışıyor. Fotoğraf, toplumsal duyarlılığı artırmaya yönelik bir etkinlikten alınmış bir sahne olarak değerlendirilebilir.

8 yaşındaki Narin Güran'ın öldürülmesiyle ilgili Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada, anne Yüksel Güran, ağabey Enes Güran ve Salim Güran'a ağırlaştırılmış müebbet hapis, Narin'in cesedini sakladığını söyleyen Nevzat Bahtiyar'a "Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme" suçundan 4 yıl 6 ay hapis cezası verildi.

“Adalet arayışına gölge düşürdü”
Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği’nden karara ilişkin bir açıklama yapıldı. Açıklamada, özetle şöyle denildi:
"Henüz gerekçeli karar açıklanmamış olsa da bu karar, ne adaleti sağladı ne de içimizdeki öfkeyi dindirdi. Bir çocuğun canına kıyıldı. Bütün bir köy, aşiretin gücüyle susturuldu. İktidar bu adaletsizliğe göz yumdu. Bugün verilen cezalar, bu gerçeği değiştirmeye yetmiyor. Verilen cezalarla “adalet” sağladığını iddia edenler çocuklara ve kadınlara reva görülen bu karanlık tabloyu yeniden üretenlerdir.
Yalnızca kamuoyuna mal olmuş davalarda gösteriş yaparken, gündem olmayan pek çok kadın ve çocuk cinayetinin üstü örtülüyor. Bu dava da aynı karanlık politikanın bir parçası olarak hızlıca sonuçlandırıldı, ama cevaplanmamış onlarca soru ortada duruyor. Davanın bu kadar kısa bir sürede sonuçlanması, dellilerdeki eksikler, gündeme alınmayan istismar iddialarıyla birlikte sorular yanıtsız kaldı. Şova dönüştürülen duruşmalar adalet arayışına gölge düşürdü.
Sorularımız cevapsız, öfkemiz diri bu dava, türkiye’de kadınların ve çocukların yaşam hakkını hiçe sayan düzene karşı mücadelemizin neden bu kadar hayati olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Adalet, yalnızca mahkeme salonlarında alınan cezalarla değil, bu tür olayların tekrar yaşanmasını engelleyecek bir düzen kurularak sağlanabilir.
Biz biliyoruz ki, bu adaletsiz düzeni ancak kadınların ve çocukların örgütlü mücadelesi değiştirebilir. Öfkemizden güç alarak, çocukların öldürülmediği, kadınların şiddetten uzak bir yaşam sürdüğü, ölümlere sebep olanların iktidarla işbirliğinin olmadığı bir dünya için mücadelemizi büyüteceğiz. Narin Güran’ın ve tüm şiddet mağdurlarının anısı, mücadelemizde yaşamaya devam edecek. Susmayacağız, unutturmayacağız, adalet mücadelemizi büyüteceğiz!"