Cumartesi Anneleri/İnsanları faili devlet cinayetlerinin ve kayıplarının açıklığa kavuşması için Galatasaray Meydanı’nda 544. kez toplandı,
Yapılan açıklamalarda son dönemlerde şiddetin had safhaya çıktığı Cizre ve Yüksekova da anıldı.
Leyla Kaya’nın yaptığı açıklamada çatışan taraflara “silahlarınızı susturun, ölümleri durdurun, çatışma ve çözümsüzlük yerine barışa ve çözüme odaklanın bunun için diyalog ve müzakere süreçlerini başlatın” çağrıları yapıldı.
Yasal düzenleme
Cumartesi İnsanları Birleşmiş Milletler’in Herkesin Zorla Kaybedilmeden Korunmasına Karşı Uluslararası Sözleşmesi’nin imzalanması için tam dokuz yıldır ısrar ettiklerini belirten Kaya, buna rağmen söz konusu sözleşmenin imzalanmadığını belirtti.
Zorla kaybetmenin ağır ceza gerektiren bir insanlık suçu olduğunu ve zamanaşımına uğramayacağını anlattı.
Yasal düzenlemelerin yapılmasını, faillerinin cezasızlık zırhını kaldırıp zorla kaybedilme vakalarına dâhil olan herkesin cezai olarak sorumlu tutulmasını istedi.
Dünya kayıplar günü
30 Ağustos’un Dünya Kayıplar Günü olduğu vurgusu yapıldı ve insanlar bir kez daha kayıpları için seslerini yükseltti.
1 Eylül Dünya Barış Günü’nün adil bir barış ortamı için önemli olduğu vurgulandığı açıklamada, “Kayıplarımıza ulaşmamız faillerden hesap sormamız ancak adil bir barış ortamında gerçekleşebilir, barış istiyoruz” denildi.
“Barışın filmi”
Yüksekova Çetesi tarafından öldürülen Abdullah Canan’ın oğlu Tayyip Canan, 7 Haziran seçimlerinin hemen ardından 8 Haziran’da savaşın başlatıldığını ifade etti.
Canan “Çözüm Süreci’nin ancak filmini çekersiniz” sözlerini hatırlatarak “biz Çözüm Süreci’nin değil barışın filmini çekmek istiyoruz” dedi.
“Değişmiyor”
Babasının 1996’da Yüksekova’da terzilik yaptığı herkes tarafından bilinen Fettah Es’in 2015’te katledildiğini belirten Canan, 90’lardan 2015’e bir şeylerin değişmediğini söyledi.
“Babam öldüğünde 10 yaşında olan en küçük kardeşim geçen gün Fettah Es’in ikiz kız çocuklarından birini kucağında taşıyarak mezarlığa götürdü.”
Medyaya sesleniş
1994 yılında gözaltında kaybedilen İsmail Bahçeci’nin kardeşi Umut Bahçeci de Kayıplar Günü’nü ve 1 Eylül Dünya Barış Günü’nü vurgulayarak artık kan ve savaş istemediklerini dile getirdi.
Medyaya da seslenen Bahçeci, “İstanbul’da bir şey olduğu zaman biraz daha rahat verebiliyorsunuz ama Doğu ve Güneydoğu’da çok kötü şeyler oluyor” dedi.
“Barış istiyoruz”
Siverek’te 1993 yılında gözaltına alınan ve sonrasında kemikleri bile bulunamayan Hüseyin Taşkaya’nın eşi Sultan Taşkaya, bunca yıl sonra kanın hala dökülmeye devam ettiğini belirtti.
Ölenlerin hep fakir insanlar olduğunu söyleyen Taşkaya Kürt, Türk herkesin bu savaştan kötü etkilendiğini anlattı. Konuşmasını “Barış istiyoruz, barış istiyoruz, barış istiyoruz” sözleriyle bitirdi.
Yarbayın sözleri
Hasan Ocak’ın ağabeyi Hüseyin Ocak ise savaşın yöneticiler ve muktedirler tarafından idare edildiğini söyledi ve “Yarbay Mehmet’in söyledikleri bizim bugüne kadar söylediklerimizle tamamen aynı” dedi. (AB/YY)