Demokrasi için Birlik (DİB) bugün yaptığı “Ölüm ucuz, hayat pahalı” başlıklı yazılı açıklamada, “salgın ve yoksulluğun kıskacındaki Türkiye’nin, Suriye, Irak ve Libya’dan sonra bu kez de Doğu Akdeniz’de savaş batağına sürüklendiğini” ifade etti.
Açıklamada, savaşa ve yayılmacı politikalara tavır almayanların, tek adam rejimi karşısında seçenek oluşturma şansı olmadığı ifade edildi.
DİB, dış politikadaki saldırgan tavrın, iç politikadaki sorunları örtme amaçlı olduğunu belirtti:
“Amaç, Cumhur İttifakı’nın toplumsal desteğindeki erimeyi durdurmak, milliyetçi militarist çevrelerle iktidarını tahkim etmek, ekonomik krizin derin etkilerinin üstünü örtmek, milli çıkarlar adına peşine takılan muhalefeti iyice etkisizleştirip iktidar alternatifi olmaktan çıkarmak.”
“Muhalefet milli çıkarlar yutturmacasına katılıyor”
Açıklamadan öne çıkan ifadeler şöyle:
“İktidarın milli çıkarlar adı altında muhalefeti de arkasına aldığı savaşçı ve yayılmacı politikaları salgının, işsizliğin ve yoksulluğun kıskacındaki bu ülkenin halkına hiçbir faydası yok.
“Tam aksine, bütçenin özellikle böyle bir salgın döneminde toplumun temel ihtiyaçlarına değil, savaşa ayrılması, savaş harcamalarının yeni vergilerle toplumun sırtına yüklenmesine, yandaş savaş sermayesinin palazlanmasına neden oluyor.
“Muhalefetin milli çıkarlar yutturmacasına katılıp, ülkemizi batağa sürükleyen bu savaşçı politikalara destek olmaktan derhal vazgeçmesi gerekiyor. Pekala biliniyor ki, AKP iktidarında milli çıkar söz konusu değildir. Ortada, sadece ülkenin bütün doğal kaynaklarını yerli ve yabancı tekellere, yandaş sermayenin yağmasına açan tek adam rejiminin ve yandaşlarının çıkarları vardır. Toplum ise zorbalıkla susturulmaktadır.”
“Barışçıl diplomasiyle çözülebilir”
“Tek adam rejimi barışçıl diplomasiyle çözülebilecek olan Ege ve Doğu Akdeniz’deki sorunları bölge halkları için yıkıcı sonuçlar doğuran yayılmacı, Yeni Osmanlıcı, İhvancı politikalarına gerekçe yapmaktan vazgeçmelidir.
“Ülkemizin iç ve dış sorunlarının çözümünde kritik bir öneme sahip olan Kürt sorunu eşit yurttaşlık ve yerel demokrasi temelinde barışçıl çözüme kavuşturulmalıdır. Bütün askeri operasyonlar durdurulmalı, yurttaşların ödediği vergilerden oluşan kaynaklarımız salgınla ve ekonomik krizin yarattığı yoksulluk ve işsizlikle mücadeleye ayrılmalıdır.
“Bugün tek adam rejimine karşı halkçı bir seçenek yaratmanın yolu her zamankinden daha fazla barış mücadelesini toplumsallaştırmaktan geçiyor.
“Emperyalist müdahalelere, gerici iktidarların bölgesel egemenlik girişimlerine karşı adil, eşit, bütün halkların kardeşçe ve barış içinde yaşadığı bir dünya için verilen mücadele demokrasi mücadelesinden ayrı düşünülemez.” (AS)