Uluslararası Af Örgütü (UAÖ), 10 Ekim Ölüm Cezasına Karşı Dünya Günü'nde, ölüm cezasının yaşam hakkını ihlal etmesinin yanı sıra, ölüm cezasının adil yargılama olmaksızın uygulanmasının bu ihlali çok daha ağırlaştırdığına dikkat çekti ve şu örnekleri verdi:
* Çin, daha sonra masum oldukları ortaya çıkan insanları idam etti. Ölüm cezasının gerekçesi olan cinayetin hiç işlenmediği ortaya çıktı; çünkü "maktul" canlıydı ve iyi durumdaydı.
* İran, çocuklara ölüm cezası veren iki ülkeden biri. Diğeri Pakistan.
* Suudi Arabistan'da yabancı uyruklular adalet sisteminde dezavantajlı durumdalar, ayrımcılığa uğruyorlar. Genellikle anlamadıkları bir dilde yargılanıyorlar.
* ABD, ruh sağlığı bozukluğu kesin olarak kanıtlanmış kişileri idam ediyor..
* Nijerya'da avukatı veya yasal temsilcisi olmayan bir kadın ölüm cezasına çarptırıldı.
Çok az ülke, adil yargılama cezasını kaldırdıktan sonra yeniden geri getirmeyi gündeme alıyor. Ancak, son dönemde Peru ve Polonya, yasalarını değiştirerek ölüm cezasını yeniden yürürlüğe koymayı tartışıyor.
Türkiye, geçen sene ölüm cezasını yasaklayan iki uluslararası sözleşmeyi onaylamıştı.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ölüm cezasını savaş ve yakın savaş tehlikesi zamanları da dahil olmak üzere, her şartta kaldırmayı öngören 13 sayılı protokolü, 2005'te ekim ayının başında, idam cezasının tamamen kaldırılmasını öngören Birleşmiş Milletler Medeni Ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşmeye Ek İkinci İhtiyari Protokol'ü de aynı ayın sonunda Meclis'te onaylanmıştı.