Yunanistan'a gitmek üzere 13 Temmuz sabahı havaalanına gelen 17 çocuk ile onlara refakat edecek iki öğretmen kendilerini 50 polis ile çok sayıda sivil polisin karşıladığını gördü...
Polis, havaalanında "kendilerine böyle emir verildiğini" belirterek, 10-11 yaşlarındaki 17 Kıbrıslı Türk çocuğuna 10-20 Temmuz tarihleri arasında yurtdışına çıkış için "yasak" getirildiğini söyledi, ancak yasağın gerekçesini çocuklara açıklayamadı.
Havaalanında çocuklar, aileleri ve Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) yetkilileri polisi alkışlarla protesto ederken, alandaki veliler "Çocuklarımız hangi Rum ambargosuna takıldı?" yazılı pankart açtı.
Hareket tarihinden önce, 10 Temmuz Salı günü de, Olimpiyatlar'da çocuklara eşlik edecek olan KTÖS üyesi üç öğretmene devlet "yurtdışı çıkış yasağı" getirilmiş ve bu durum toplumda büyük tepki yaratmıştı.
Havaalanına çeşitli sendika temsilcileri de gitti ve olay esnasında zaman zaman ateşli tartışmalar yaşandı. Çocuklar havaalanında "Yönetim istifa", "Gerekçe isteriz" gibi sloganlar attı. Yasaklama çocuklar arasında üzüntü ve düşkırıklığı yarattı.
Tek Kişilik çıkış da engellendi
Velilerden biri olaya tepki olarak oğlunu tek başına yurtdışına göndermek istedi. Babası tarafından bileti alınan 11 yaşındaki Baran Özkalp'ın gerekçesi belirtilmeyen aynı yasakla yurtdışına çıkışının engellendiği gözlendi.
KTÖS'te Basın Toplantısı
Havaalanından sonra KTÖS'ün Lefkoşa'daki lokalinde toplanan veliler, çocuklar ve sendikacılar ile BU Memleket Bizim Platformu temsilcileri, durumu protesto ederken, KTÖS, konuyla ilgili olarak bir basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısında veliler ve çocuklar da konuştu.
Bunun Adı Faşizmdir
Basın toplantısında konuşan KTÖS Genel Sekreteri Varol Öztuğ, "Bunun adı faşizmdir" diyerek şöyle konuştu:
"Bugün insan haklarından en önemlisi, en temellilerinden biri olan seyahat özgürlüğü hakkı , devlet eliyle çiğnenmektedir ve gördüğünüz gibi sadece büyüklerin değil, 10-11 yaşındaki çocuklarımızın yurtdışına çıkışları da açıklanmayan nedenlerle engellenmiştir.
"Bundan 6-7 ay önce, Yunanistan'da Uluslararası Çocuk Barış Olimpiyatları düzenlendi. Yunanistan'da düzenlenmesinin sebebi, ilk olimpiyatların Yunanistan'da yapılmış olmasıdır. Bu olimpiyatlarda, farklı ülkelerin çocuklarının birlikte yarışma, birlikte barış içinde olması esas alınmıştır. 13 ülke bu olimpiyatlara katılıyor. Kuzey Kıbrıs'taki bizim çocuklarımız da, Kıbrıs Türkü olarak, ulusal kimliği öne çıkmadan bu olimpiyatlara katılıyordu. Altı öğretmenimiz, bundan önce üç kez Yunanistan'a giderek olimpiyatlara yönelik ön hazırlıkları tamamlamışlardı.
"Herhalde dünyanın hiçbir yerinde 17 tane çocuğun önüne 50 tane polis dizilmez.
"Çocuklarımızın şu sorusuna birilerinin cevap vermesi lazım: 'Elimizde pasaportlarımız olduğu halde, biz neden olimpiyatlara katılamıyoruz?
Bu cevabı verebilecek iki kişi vardır: Birisi Sayın Denktaş'tır, birisi de Mendi'dir, yani GKK Komutanı'dır. Çıksınlar ve 10-11 yaşlarındaki çocuklara bugün çektirdikleri bu ezginin sebebini izah etsinler.
"Bu ülkede faşizm vardır. Bunu başka türlü ifade etmenin yolu yoktur ve mümkün değildir. Bunun adı faşizmdir. İster kabul etsinler, isterse etmesinler, bunu ispat etmişlerdir."
Veliler: sanki Kemal Sunal filmi
Basın toplantısında hazır bulunan veliler adına konuşan Emir Özkalp ise tepkisini şöyle dile getirdi:
"Biz 30 yıldır aldatılıyoruz birileri tarafından, bize Rumlar ambargo yapıyormuş, yurtdışında spor yapmaları engelleniyormuş çocuklarımızın. Biz bugün öğrendik ki, ambargoyu biz burada yaşıyormuşuz. İşte çocuklarımız, pasaportlarını çıkardık, bize sordular nereye gidiyorsunuz diye TC elçiliğinde, Yunanistan'a dedik. Pasaportlarımızı aldık, bu çocuklar hocalarıyla birbuçuk ay çalıştı.
"Bir çocuğun dünyasını yıkmak nasıl bir duygudur? İki yıldızlı bir polis geldi, yasak dedi, Kemal Sunal'ın filmlerindeki gibi sadece yasak dedi. Çocuklar ağlamaya başladı. Bir açıklama istedik. İki ülke dışişleri bakanlarının rakı içtiği, İbrahim Kutluay adlı bir sporcunun AEK'dan Panatinakos'a transfer olduğu ve Yunanistan'da en çok sevilen sporcu ödülünü kazandığı, Sezen Aksu'nun Türkçe ve Rumca karışık şarkılar söylediği, dünyayla kucaklaşan bir Türkiye, Avrupa'ya girmek isteyen bir Türkiye var iken, Yunanistan gerekçesi bahane edilerek çocuklarımızın dünyasının yıkılmasını şiddetle protesto ediyorum.
" Ambargoyu delmek için bir fırsattı bu . Gidip orada Kıbrıs'ın kuzeyinde Türklerin yaşadığını, bu Kıbrıs'ta sadece Rumların yaşamadığını, bizim de bir Türk toplumu olarak varolduğumuzu anlatmalarının bize ne kötülüğü olabilirdi ki ilgili çevreler bunu yasakladılar. Kendilerini kınıyor ve ayıplıyorum."
Diplomatik Girişimler Yasağı Önleyemedi
KTÖS Genel Sekreteri Varol Öztuğ , Türkiye Dışişleri Bakanı İsmail Cem'in de bu projeyi desteklediğini söyledi:
"Türkiye'ye gidildi, oradan vizeler alındı geri dönüşte bilgisayar kayıtlarında böyle bir yasağın varlığı öğrenildi. O ana kadar bir sorun yoktu. Öyle ki İsmail Cem de bu projeye olumlu bakan isimlerden, ancak güvercinler ve şahinler savaşında şahinler baskın çıktı. Cem'in tüm girişimlerine, Yunanistan Dışişleri bakanı ile barış güvercinleri uçurmasına, Türkiye-Yunanistan arasında gelişen sıcak ilişkilere rağmen, Denktaş ve Tükiye Özel Harp Dairesi, hala iki ülke arasında savaş hali görüşünde olsa gerek ki böyle bir yasak geldi."
KTÖS Genel Sekreteri Varol Öztuğ, Alman Parlementer Joshka Fisher'in konuyla ilgili olarak İsmail Cem ile bağlantı kurduğunu, aynı konunun Avrupa Parlemento'sunda (AP) gündeme getirildiğini hatırlattı.
Hollanda'nın Kıbrıs'taki delegasyonunun da konuyla ilgili olarak Denktaş ile görüştüğü de belirtildi.
(SU/NU)