Antalya Manavgat 1. Asliye Ceza Mahkemesi, Şair Şükrü Erbaş ve 2005'te öldürülen Kürt siyasetçi Hikmet Fidan'ın da aralarında bulunduğu 15 kişi hakkında seçim sürecinde "Kürtçe konuştukları" iddiasıyla dokuz ay hapis cezası verdi.
Kapatılan Demokratik Halk Partisi'nin (DEHAP) 2002'deki seçim bürosu açılışında konuşan Fidan'a ve geleceğine dair listede ismi olan ancak orada bulunmayan milletvekili adayı şair Erbaş ve 14 kişi dokuz ay hapis cezasına çarptırıldı.
DEHAP çatısı altında Emek-Barış-Demokrasi Bloğundan Antalya Milletvekili adayı olan Erbaş ve yanında bulunanlara ceza verilmesi, aralarında Aydın Çubukçu, Sibel Özbudun, Zerrin Taşpınar ve Ali Balkız'ın da bulunduğu çok sayıda yazarın çağrısıyla Ankara Yüksel Caddesi'nde yapılan bir basın açıklamasında kınandı.
Gürgöz: Dört yıl önce ölen kişiye ceza verildi
Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Antalya Şubesi sekreteri avukat Nusret Gürgöz, bianet'e dosyayı henüz göremediklerini ifade etti; dört yıl önce yaşamını yitiren Fidan'a ceza verilmesinin yargılamanın ne şekilde yürütüldüğü konusunda yeterli bilgi verdiğini söyledi.
Ceza alan Erbaş'ın ve Şemsettin Kalay'ın Kürtçe bilmediğini, bazılarınınsa Manavgat'a bile gelmediğini kaydeden Gürgöz, dört sanıklarla ilgili kararı temyiz ettikleri, kararın bozulmasından sonra da sanıkların vekilliğini üstleneceklerini ifade etti.
Manavgat 1. Asliye Mahkemesi'nce cezaların "Türkçe'den başka dil konuşulduğu" gerekçesiyle, Seçim Yasası'nın 151/1 maddesi ve Siyasi Partiler Yasası'nın 117. maddesi uyarınca verildiği ifade ediliyor.
Dokuz ay hapis cezası verilen kişiler, Celal Gülsavan Budak, Cevdet Çağlar, Şükrü Erbaş, Şemsettin Kalay, Yılmaz Yavuz, Ahmet Tozluyurt, Hikmet Fidan, Mehmet Gündüz, Rukiye Altılar, Hazne Yıldırım, Cemil Aktaş, Ömer Açar, Adnan Koçak Demir, İhsan Yıldız.
"Trajikomik ve garip bir yargılama"
Antalya Gazeteciler Cemiyeti'nde dün (17 Aralık) basın toplantısı düzenleyen mağdurlar, Türkiye'de Kürt sorunuyla ilgili bazı adımların atılacağını söyledikleri günlerde sonuçlanan bu yargılamayı "trajikomik ve garip" olarak nitelendirdiler.
Erbaş, yargı, yasama ve yürütmenin daha nesnel olacağını umduğunu, ancak bu davayla hayal kırıklığı yaşadığını belirtti.
Erbaş, sorunun kendisiyle ilgili olmadığını, esas sorunun Kürtçe'nin kamusal alanda ve gündelik hayatta baskı altında olmadan konuşulmasıyla ilgili olduğunu dile getirdi.
Yazar Hasan Kıyafet de, konuşulan bütün dillere, Kürt diline de saygılı olmak gerektiğini belirtti. Cezalandırmanın bir tehdit ve gözdağı olduğu dile getiren Kıyafet, 40 yıl önce, Komünist İmam romanının 1969'daki ilk baskısında kitabın arka kapağında bildiği diller arasında Kürtçe yazıldığı için 12 Mart döneminde yoğun işkencelerden geçirildiğini, bugün Kürtçe'nin hâlâ yargılanma sebebi olduğunu belirtti.
DTP Antalya İl Başkanı Cevdet Çağlar, benzer sebeplerle hakkında 67 dava açıldığı esprili bir dille anlattı.
SDP Antalya İl Başkanı Şemsettin Kalaycı, DEHAP ya da DTP'den aday olan herkesin Kürt olarak ötekileştirilip cezalandırıldığını ifade etti. (EÖ/TK)