Fotoğraf / Ogün Işık - Bianet
14 Eylül'de ağır çalışma koşulları, iş cinayetleri ve maaşları ödenmediği için eylem yapan ve ardından 35 işçinin tutuklanmasıyla devam eden olayların ardından geçtiğimiz günlerde havalimanı şantiyesinde bir iş cinayeti daha yaşandı.
Kimliği öğrenilemeyen yabancı uyruklu bir işçi yaşamını yitirdi. Olayın ardından işçilere destek olmak için kurulan 3. Havalimanı İşçileriyle Dayanışma Platformu konuyla ilgili bugün bir basın açıklaması düzenledi.
TIKLAYIN - 3. Havalimanı İşçilerinin Eylem Kronolojisi
Tophane tramvay durağında buluşan platform üyeleri buranın yakınında bulunan İstanbul Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü'ne yürüdüler. Burada basın açıklamasını gerçekleştiren gruba CHP Milletvekili Ali Şeker, HDP Milletvekili Züleyha Gülüm, inşaat işçileri sendikaları, meslek örgütleri ve bazı partilerin gençlik örgütleri katıldı.
Platform adına basın açıklamasını Devrimci Yapı-İş Sendikası'ndan Nihat Demir okudu. 3. Havalimanı inşaatında bir işçinin daha öldüğünü belirten Demir ölen kişinin kimliğine ulaşılamadığını söyledi.
"Örtbas edilmeye çalışılıyor"
İşçinin cenazesinin şantiyedeki rögarın içinde, yine işçiler tarafından bulunduğunu söyleyen Demir, tanık işçilerin telefonları ellerinden alınarak kayıtların silindiğini ve cinayetin örtbas edilmeye çalıştığını belirtti.
Havalimanını yapan şirketten de, Çalışma Bakanlığı'ndan da, cinayeti soruşturmakla yükümlü adli makamlardan da tek bir açıklama yapılmadığını kaydeden Demir açıklamanın devamında kısaca şunları söyledi.
"İktidarıyla, patronuyla bu işin sahipleri için, polisi, jandarması, adliyesi, meslek ahlakından yoksun yazarları için bu cinayet hiç işlenmedi! Hatta bu işçi hiç var olmadı. Örtbas etme çabaları, mutlak suskunlukları başka neyi gösterir?
"Bu sefer, bu cinayet gizlenemedi. Şimdilik, ölen kardeşimizin kimliğini değil ama en azından öldürülmüş olduğunu biliyoruz. Şunu da biliyoruz ki bu cinayetin gizlenememiş olması, havalimanı işçilerinin talepleri için ayağa kalkmaları ile her kesimde, işçilerde, vicdanlarda artan bir farkındalığın eseridir. İşçilerin haklı tepkisi bütün ülkede ses getirmese bu cinayetin de üstünü örtebileceklerdi.
"Havalimanı işçileri gibi başka şantiyelerde, başka iş kollarında hakları için ayağa kalkan, direnen bütün işçiler ve onlarla dayanışma gösterenler olarak biliyoruz ki: şantiyelerde, iş yerlerinde ücretten, çalışma, yaşama koşullarına kadar yükselen bütün taleplerin nedeni, patronların daha çok kar için işçiye vermedikleri haklarıdır. İşçi sağlığı iş güvenliğine yatırım yapmamaları, iş güvenliğini maliyet artıran gereksiz masraf olarak görmeleridir.
"Havalimanı işçilerinin haklı talepleri için verdikleri mücadele ile dayanışmamızı yükselteceğimizi yineliyoruz. İş cinayetlerini gizleme, bilgi karartma çabaları karşısında her duyarlı bireyi, kurumu gerçeği yayan birer mecra olmaya, birlikte mücadeleye çağırıyoruz.
Saygılı: "İşçi sağlığı konusunda en ufak bir adım atılmadı"
Demir'in ardından DİSK adına Kamber Saygılı söz aldı. 16 yıllık AKP iktidarında 20 bini aşkın işçinin iş cinayetlerine kurban gittiğini hatırlatan Saygılı, işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda hükümetin en küçük bir tedbir almadığını ve en küçük bir adım bile atmaya tenezzül etmediğini söyledi.
Havalimanı şantiyesinde bir işçinin cenazesinin bulunmasıyla ilgili de konuşan Saygılı konuyla ilgili şunları söyledi:
"3. Havalimanı şantiyesinde bir işçi arkadaşımızın cesedi bulundu. Burada arkadaşlarımız ölüyor, cesetleri ancak üç gün sonra ancak bulunabiliyor.
"Geçtiğimiz günlerde İGA'nın CEO'su bir açıklama yaptı. Dedi ki; işçilerin taleplerinde haklılarmış, bilmiyorduk. Bu iş cinayeti CEO'nun o açıklamasından sonra oldu. Demek ki 3. Havalimanındaki arkadaşlarımızın isyanı haklıymış! Demek ki, 3. Havalimanında isyan ettikleri için tutuklanan bu işçiler haklıymış!
"Artık 21. Yüzyıldayız, en küçük bir tedbir alsanız, işçilere en küçük bir değer verseniz, işçi sağlığı iş güvenliği tedbirleri alsanız işçi arkadaşlarımız ölmez. Artık bu kazaların yaşanmaması için tedbir alınmasını istiyoruz. Başka kimse ölmesin istiyoruz. Aynı zamanda tutuklu işçi arkadaşlarımızın, sendika yöneticilerimizin derhal serbest bırakılmasını istiyoruz."
Şeker: "Havaalanı değil, 38 kişinin mezarı"
Saygılı'nın ardından konuşan CHP İstanbul Milletvekili Ali Şeker de işçilerin mücadelelerinde haklı olduklarını belirterek, işçilerin yanında olduklarını söyledi.
"3 yıl öncesinde 'İşçiler ölüyor, tedbir alın' dediye soru önergesi verdik Meclis'e. Bu tedbirler alınmadığı için çok sayıda işçi arkadaşımız maalesef katledildi. Orada yükselen artık bir havaalanı değil, 38 işçinin mezarı. Şantiyede kimin çalıştığı, kimin öldüğü, kimin öleceği belli değil. İşçiler sadece insanca koşullar altında çalışmak istiyor ve haklı yakarışlarının karşılığında, bu haklı taleplerine karşılık içeri atıldılar, hapse tıkıldılar. Buradan bir kez daha sesleniyorum; haklı olan işçileri serbest bırakın ve işçilerin ölmemesi için önlemler alın."
Gülüm: "Tüm yasal haklar yok sayılıyor"
Ali Şeker'in ardından konuşan HDP Milletvekili Züleyha Gülüm ise inşaat sahasında insanların öldüklerini ama bir soruşturma dahi açılmadığını söyledi:
"Sermayenin, hukukun en temel hak olan yaşama hakkını bile hiçe saydığı bir olayla karşı karşıyayız. Bu sadece sermaye açısından değil, iktidar açısından da aynı durum. İktidar hukuku hiçe sayıyorsa, en temel hakları hiçe sayıyorsa, tabii ki sermaye de AKP'den ve iktidardan destek aldığı için o da en temel hakları, tüm yasal hakları yok sayıyor.
"Karşılaşılan gerçekten vahim bir olay. Bu inşaat alanında insanlar ölüyor ve kimsenin haberi olmuyor. Bir soruşturma dahi açılmıyor, açılsa da üstü kapatılıyor. Bugüne kadar şunları duymuştuk. İş cinayetlerinde insanlar ölüyor ve sessiz sedasız gömülüyorlardı. Ailelere baskı yapılarak olayların üstü kapatıldı.
"Hatta bundan önceki bir olayda, çalışan kişinin eve gelmemesi sonrasında ailesinin işyerini araması üzerine bir cinayet işlendiği ortaya çıkmıştı. Şimdiki olay ise daha vahim bir durumda. İş cinayeti mi, birinin öldürmesi sonucunda mı gerçekleşti, ortada başka türlü bir vaka mı var, bu cinayetin üstünü kim örtüyor, kim kapatıyor, buna dair hiçbir sorunun cevabını maalesef alamıyoruz.
"Bu olayı öğrendiğimizden beri, özellikle bu olayla ilgili, Çalışma Bakanlığı'nı aramaya çalışıyoruz, muhatap bulmaya çalışıyoruz, konunun aydınlatılması, üzerine gidilmesi, soruşturma yapılması konusunda ilgililerle bağlantı kurmaya çalışıyoruz ama hiçbir şekilde telefonlarımıza dönen olmuyor. Ölen işçi arkadaşımızın adını bile öğrenebilmiş değiliz. Yine bir iş cinayeti, yine üstünün örtülmesinden korkuyoruz. (Oİ / HA)