Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), 17 Şubat 2015’te Kadıköy’de öldürülen gazeteci Nuh Köklü’yü öldürülüşünün ilk yıl dönümünde andı.
Dün (16 Şubat) Basın Müzesi’nde düzenlenen toplantıda bir gazeteci olan Nuh Köklü’nün politik bir cinayete gittiğine vurgu yapıldı.
Toplantıda TGC’den Başkan Turgay Olcayto ile Sibel Güneş, Ahmet Özdemir, Muammer Tuncer, Haşmet Yavuz, Türkiye Gazeteciler Sendikası’ndan (TGS) Başkan Uğur Güç, Gökhan Durmuş, öldürülen gazeteci Nuh Köklü’nün eski eşi ve Yurt Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Sibel Köklü ve Nuh Köklü cinayetinin davasının avukatı Mehmet Ümit Erdem ile gazeteci Namık Koçak da yer aldı.
Olcayto: “Benim askerim, benim esnafım” sözü öldürdü
Toplantıda konuşan Olcayto, Köklü’nün ölümünü “Devletin ‘benim askerim, benim esnafım’ diye ayırdığı bir toplumda cahilliğin verdiği cesaretle önlerine geleni sindirmeye çalışanların saldırısına uğradı” sözleriyle değerlendirdi.
Olcayto şöyle devam etti:
“Bugün Güneydoğu’da gazeteci arkadaşlara, ‘Dua edin öldürülmüyorsunuz; dayak yiyorsunuz’ diyorlar. Bu bir tür itiraf aynı zamanda. Neden gazeteciler korkutulur? Çünkü gazeteciler halkın sesidir. Halkın doğru haber alma, gerçekleri öğrenme hakkını savunur. O nedenle de gazeteciler pek sevilmez.”
Güneş: Toplum ayrıştıkça insanlar ölüyor
Güneş ise Köklü’nün isminin TGC Öldürülen Gazeteciler listesinde olduğunu hatırlatarak TGC’nin şu açıklamasını hatırlattı:
“Nuh Köklü’nün öldürülmesi halkı birbirine düşman etmeye yönelik ‘Benim esnafım aynı zamanda polistir’ söyleminin yarattığı en kötü sonuçlardan biridir. Nefret cinayetidir. Siyasetçileri halkı birbirine düşman etmeye yönelik açıklamalar yapmaktan vazgeçmeye, sorumlu davranmaya, demokrasiyi geliştirmeye barışı ve kardeşliği sağlayacak adımları atmaya davet ediyoruz.”
Güneş “Nuh Köklü’nün ölümünün birinci yılında yine barışın ve demokrasinin geliştirilmesi için siyasetçilere çağrı yapıyoruz. Toplum ayrıştırıldıkça insanlar bir hiç uğruna ölüyor” diye konuştu.
Köklü: Gazetecilikten başka iş yapmadı
Öldürülen gazeteci Nuh Köklü’nün eski eşi Sibel Köklü, konuşmasında şunları ifade etti:
“Nuh Köklü, tam bir basın emekçisiydi. Ölümüyle tanındı. Gazeteciliğe dergilerle başladı. Daha çok muhalif yayınlarda çalıştı. Özellikle gençlerin okuduğu dergilerde çalıştı. Tempo’da bianet’te çalıştı. Birgün Gazetesi’nin kuruluşunda bulundu. Sabah gazetesindeki o meşhur Grev Nuh’u medya dünyasında tanıttı. Grev sözcüsü olarak, bazı günler tek başına gazetenin önünde bekledi. Sabah gazetesinde Grev yapan on gazeteciden biriydi. Kamuoyunu harekete geçirebilmişti.
“Sonuçta işten atıldı. Bir süre tazminatıyla idare etti. NTV’ye girdi. Dört sene çalıştı. Ölmeden 7-8 ay önce ekonomik gerekçelerle de işten çıkarılmıştı. İşsiz gazeteci olarak öldü.”
“Gazetecilikten başka bir iş yapmadı” diyen Köklü, “Bugün hava 20 derece. Bugün havanın bu kadar sıcak olduğunu görünce ‘Geçen sene kar yağmasaydı ne olurdu?’ diye düşündüm. ‘Madem şubat 20 derece oluyor, o insan niye öldü?’ diye geçirdim aklımdan” dedi.
Güç: Politik bir cinayet
TGS Başkanı Güç ise Sabah Grevi’nde Nuh Köklü ile birlikte olduklarını belirterek ölümüyle ilgili şunları söyledi:
“O gece bir adalet nöbeti tutuyordu. Güvenlik paketi için adalet nöbeti tutuyordu. Oradan çıkıp eve doğru giderken, iktidar tarafından tahrik edilen bir esnaf tarafından katledildi. Karın rengi kırmızı oldu. Nuh, bizden sonraki kuşakların anması gereken bir isimdi. Ben arkadaşı olarak anmak istemezdim. Maalesef anmak bize düştü. Politik bir cinayet olarak tarihte yer alacaktır.”
Erdem: Davaya sahip çıkılmalı
Dava avukatı Erdem de dosyanın basit bir cinayet davası olmadığını vurguladığı konuşmasında “Arka planında ‘Benim esnafım kendi işini kendi görür’ psikolojisinin olduğu görülüyor. Oradaki husumet sadece Nuh’a değil, oradaki topluma olan bir husumettir” dedi.
Davanın toplumsal bir dava olduğunu vurgulayan Erdem dayanışmaya ve davayı sahiplenmeye çağırdı.
Ne olmuştu?
bianet'in eski editörlerinden gazeteci Nuh Köklü, Kadıköy'de 17 Şubat 2015’te arkadaşlarıyla kartopu oynarken saldırıya uğradı ve hayatını kaybetti. 46 yaşındaydı.
Köklü bir grup arkadaşıyla saat 22:00 sularında Kadıköy'ün Yeldeğirmeni semtinde bulunan Dayanışma Evi'nden çıktı ve yürürken kartopu oynamaya başladı. Köklü'nün attığı kartoplarından biri çevredeki esnafın vitrinine denk geldi. Bunun üzerine dükkanından çıkan esnafın saldırısına uğrayan ve yere düşen bir arkadaşını kaldırmaya çalışırken dükkan sahibinin bıçaklı saldırısına uğradı.
Kalbinden bıçaklanan Nuh Köklü, kaldırıldığı Haydarpaşa Numune Hastanesi'nde 23:50'de hayatını kaybetti.
Nuh Köklü cinayeti davası İstanbul Anadolu 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülüyor.
Nuh Köklü kimdir?
Nuh Köklü 2002-2003 yıllarında bianet'te editör olarak çalıştı, haberler yaptı. O sırada Tavsife Selen imzasıyla medya eleştirileri de yazdı. İspanyolca öğrenmeye başladıktan sonra bianet okurları Köklü'nün Latin Amerika'dan geçtiği haberleri, yazıları, izlenimleri okuma şansı yakaladı.
Köklü Açık Radyo'nun program ve yazarları arasındaydı.
Latin Amerika dönüşü Hürriyet ve Radikal gazetelerinde muhabirlik ve editörlük yaptı. Daha sonra Sabah gazetesinde çalışmaya başladı.
13 Şubat 2009'da greve çıkan ATV-Sabah çalışanlarından olan Köklü, o dönem Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) işyeri temsilcisiydi. Köklü greve çıktıktan sonra işten çıkarılan 10 gazeteciden biriydi. Daha sonra NTV'de program editörü olarak çalıştı, Mayıs 2014'te işten çıkarıldı. (EA)