Siyasi gerekçelerle kaybedilen yakınlarını Beyoğlu Galatasaray Meydanı'nda arayan kayıp yakınları ve insanları, bu kez de 1995 yılında Mardin Dargeçit'teki evi askerlerce kasıldıktan sonra kaybedilen 18 yaşındaki Abdullah Olcay'ın dosyasının Ergenekon Soruşturması kapsamına alınmasını talep ettiler.
224. kez oturma eylemi yaparak yetkililerden geçmişteki kaybedilen kişilerin durumunu aydınlığa kavuşturmasını talep eden kayıp yakınları ve İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Kayıplara Karşı Komisyonu, savcılardan Olcay ile birlikte kaybedilen altı kişinin akıbetini araştırmaya çağırdı.
Kayıp yakınlarına bu hafta da Demokratik Toplum Partisi (DTP) İstanbul milletvekili Sabahat Tuncel, program sunucusu ve tiyatro sanatçısı Nedim Saban, Genel-İş Sendikası İstanbul Konutlar Şube Başkanı Nebile Irmak, sinema sanatçısı Yusuf Çetin, hukukçu Erdal Doğan, çevirmen Atilla Tuygan, 78'liler Girişimi'nden Nimet Tanrıkulu ve Filiz Karakuş destek verdi.
"Komutanlar yargılanırsa akıbetleri ortaya çıkar"
Sadık Ulumaksan ve oğlu Seyithan'ın bulunması için İHD Diyarbakır Şubesi'nin yürüttüğü girişimler sayesinde Lice'nin Dibek Köyü yakınlarındaki bir çukurda insan kemikleri ve elbiselere rastlandığı, Sadık Ulumaksan'ın oğlu İsmail'in bulunan bir gümüş diş protezinin babasına ait olduğunu söylediğini hatırlatan İHD yetkilileri, Olcay'ın durumundan Mardin ve Dargeçit Jandarma Tugayları'nı sorumlu tutuyor.
Komisyon adına basın bildirisini okuyan tiyatro sanatçısı Hülya Karataş, "Dönemin Tugay komutanları ve diğer sorumlular yargılanırsa Olcay'ın akıbeti ortaya çıkacaktır. Aksi halde hukuk, bu memlekette laf-ı güzaftan ibaret olmaya devam edecek" dedi; Olcay Ailesi'nin baskılara karşın korucu olmayı reddettiği için çocukları gözaltında kaybedilerek cezalandırıldığını açıkladı.
Abdullah nasıl kaybedildi?
Lise öğrencisi Olcay, 29 Ekim 1995'te Dargeçit'teki evleri sabaha karşı ağır silahlı askerlerce basıldıktan sonra dokuz kişiyle birlikte Dargeçit Jandarma Tugayı'na götürüldü. Ailesinin başvurduğu savcılık, telefonda askerlerle görüştükten sonra, Olcay'ın Mardin Jandarma Tugayı'na gönderildiğini söyledi.
Ailenin görüştüğü Mardin Savcısı, telefonda Drgeçit Savcısı'nı azarlayarak, "Neden bunları bana gönderdin" dedi. Sonraki başvurudaysa aileye, "Hepsini serbest bıraktık" dediler.
Oysa yalnızca dokuz yaşındaki Hazni Doğan serbest bırakılmış, 58 yaşındaki Süleyman Seyhan'ın yanmış bedeni beş ay sonra bir kuyuda çıkmıştı. Abdullah Olcay ve diğer kaybedilenlerden bir daha haber alınamadı. (EÖ)