İstanbul Pendik Fevzi Çakmak Mahallesi’nde bulunan iki katlı binada çıkan yangın sonrasında olaya ilişkin soruşturma başlatıldı. Ailenin sosyo-ekonomik koşulları denetim, sosyal yardım ve derin yoksulluk konularını gündeme getirdi.
Derin Yoksulluk Ağı kurucusu Hacer Foggo, derin yoksulluk yaşayan ailelerin kamu tarafından denetlenmesinin zorunlu olduğunu belirterek olayın ekonomik ve politik boyutlarını bianet’e anlattı.
“Yine bir derin yoksulluk var”
Olayın anneyi veya babayı suçlamakla değil kamu kurumlarının bu konuda ne yapması gerektiğini masaya yatırmakla anlaşılabileceğini vurgulayan Foggo, olayın derin yoksullukla olan bağlantısını anlattı:
“Olay çok yeni. Ama bana İzmir’deki yangını hatırlattı. Yine bir derin yoksulluk var ve burada da anne veya baba suçlanıyor. Bizim ilgilendiğimiz ailelerle çok benzerliği var. Kağıt toplayan bir anne var. Hastalanan bir çocuk var ki çocuklar yaşadıkları ev koşullarından dolayı hastalanıyorlar. Zaten çok az para kazanıyorlar. Buraya yeni taşınmış ve eminim kiraların yüksekliğinden dolayı yılda 2-3 kez ev değiştirmişlerdir. Ben kağıt toplayıcı ailelerle çalışıyorum. Bir gün boyunca 100 lira kazanamayan aileler var. Çocuğuna bebeğine mama alamayan aileler var. Gerçekten bütün gününü aç geçiren insanlar var. “

Pendik'te bir evde yangın: Üç çocuk hayatını kaybetti, birinin durumu ağır
“Hak temelli bir sosyal yardım sistemine ihtiyaç var”
Derin yoksulluk yaşayan ailelerin izlendiği ve sürekli takibinin yapıldığı bir mekanizması olmadığı için bu olayların yaşanmaya devam edeceğini belirten Foggo, hak temelli bir sosyal yardım sistemine olan ihtiyacı şu ifadelerle belirtti:
“Sadece verdikleri o küçük sosyal desteklerle bu insanların ayakta kalması mümkün değil. Bu hanelerin hepsini hem yerel yönetimler hem de bakanlık biliyor. Destek alıyorlarsa hem belediyede hem de bakanlıklarda bu aileyle ilgili zaten bilgiler vardır. Önemli olan şu; 3 çocuğumuzu kaybettik. Korkunç bir şey. Ben görüyorum, sokaktayım. Hak temelli bir sosyal yardım sistemine ihtiyaç var. Derin yoksulluk yaşayan ailelerin sürekli takip edilmesi gerekiyor. Çocukların gidebilecekleri kreşler olmalı, bu çocuklar okula gidiyorsa okulda izlenmeli.”
“İzlemek sadece parayı verip arkanı dönmek değil”
Kira fiyatları ve yüksek enflasyon sebebiyle insanların sık sık ev ve okul değiştirmek zorunda kaldığını belirten Foggo, yapılan kamu yardımlarının yetersizliğini şu şekilde açıkladı:
“Kira fiyatları çok yüksek. Gıda enflasyonunda birinciyiz. Nasıl yaşasın bu insanlar? Benim bildiğim yılda 2-3 kez ev değiştiren insanlar var bu sebeplerden dolayı. Bu nedenle de okulunu değiştiren, çocuk işçi olan çocuklar var. Bu politikaların uygulanması gerekiyor. Çok cüzzî bir miktarda sosyal destek alıyorlardır diye tahmin ediyorum. Eğer alıyorlarsa bu aile izleniyor ve biliniyor demektir. Ama izlemek sadece parayı verip arkanı dönmek değil. O paralarla, yardımlarla ayakta durması mümkün değil. Neden öyle bir evde yaşamak zorunda kalıyor aileler? Türkiye’nin her yanında var bu durum. İsterlerse nerede olduklarını biliyorlar.“

ÇOCUKLUĞUN YOK OLUŞU
Yoksulluk, eğitimden kopuş, suça sürüklenme, çalıştırılma ve zorla evlendirilme
“Kamu buradaki sorumluluğunu masaya yatırmalı”
Derin yoksulluk yaşayan ailelerin refah içerisinde yaşayacağı politikalar üretmemizin gerekliliğine vurgu yapan Foggo, derin yoksullukla mücadele için neler yapılması gerektiğini şu şekilde sıraladı:
“ Hak temelli bir yoksulluk politikasına ihtiyaç var. Kamu buradaki sorumluluğunu masaya yatırmalı çünkü sorumluluk kamuda. Derin yoksullukla mücadele için şu adımların muhakkak uygulanması gerekiyor:
Derin yoksulluk yaşayan ailelerin sürekli takip edileceği bir mekanizmanın kurulması gerekiyor. Hem çocuklar hem aile izlenmeli. Sosyal destek verilmesinin yanında takibinin yapılması gerekiyor.
Çocukların mutlaka okulda ve kreşte olması gerekiyor.
Çocukların sağlık koşullarının sürekli izlenmesi gerekiyor.
Yaşadıkları konutun daha sağlıklı olması için gerçek sosyal konutların oluşturulması gerekiyor.”
(ÇTY/NÖ)







