Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) 2024/’25 eğitim öğretim yılsonu örgün eğitim istatistikleri açıklandı. Eğitim-Sen, MEB’in resmi verilerini değerlendiren bir açıklama yayımladı.
Sendika ortaya çıkan veriler için “kamusal eğitimin adım adım tasfiye edilerek, özel öğretimin ve dini eğitim veren okulların teşvik edildiğini, eğitimde yaşanan ticarileşme ve dinselleştirme uygulamalarının artarak yaygınlaştığını bütün yönleriyle ortaya koymaktadır.” ifadelerini kullandı.
Kamusal eğitimin giderek daraltıldığına vurgu yapan açıklama şöyle devam etti:
“Okulöncesi eğitimde de benzer bir tablo ortaya çıkmaktadır. Devletin okulöncesi kurumlarının sayısı azalırken özel okul sayısı artmış, özel öğretimin oranı yüzde 41’e çıkmıştır. Daha dikkat çekici olan ise Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yürüttüğü 4-6 yaş dini eğitim kurumlarıdır. Bir yılda bu kurumların sayısı 5 bin 306’dan 6 bin 459’a yükselmiş, devam eden çocuk sayısı da yüzde 33 artış göstermiştir. Yani laik-bilimsel okulöncesi eğitim yerine dinci gerici kurumlar yaygınlaştırılmakta, çocuklar oyun çağında ideolojik bir yönlendirmeye tabi tutulmaktadır.”
İstatistikler ne anlatıyor?
MEB’in örgün eğitim istatistiklerine göre Türkiye’de örgün eğitimde (resmi + özel) yaklaşık 16 milyon 906 bin öğrenci bulunuyor. Toplam 74 bin 40 (önceki 75 bin 467) eğitim kurumu/okulu içinde devlete ait kurum/okul sayısı 59 bin 336 (önceki 61 bin 111) iken, özel okulların sayısı 14 bin 700 (önceki 14 bin 352).
Devlet okullarında okuyan öğrenci sayısı 15 milyon 336 bin 143 (önceki 15 milyon 849 bin 271) özel okullarda okuyan öğrenci sayısı 1 milyon 539 bin 579 (önceki 1 milyon 631 bin 192); Açık öğretimde okuyan öğrenci sayısı ise 954 bin 777 (önceki 1 milyon 229 bin 802).
Dini eğitim alan çocuk sayısı yüzde 33 arttı
Okul öncesi eğitimde toplam öğrenci sayısı 1 milyon 741 bin 314 olarak açıklandı. Okul öncesinde 10 bin 383 (önceki 12 bin 46) devlet okulu; 7 bin 271 (önceki 6 bin 820) özel okul (yüzde 41) faaliyet yürütüyor. Okul öncesi eğitimde devlet okullarının oranı yüzde 59 (önceki yüzde 64) iken, özel öğretimin oranı son yıllarda gözlenen artışla birlikte 41’e (önceki yüzde 36)’ya çıktı.
MEB örgün eğitim istatistiklerinde “Toplum Temelli Kurumlar” adıyla yer alan ve içinde Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 4-6 yaş grubu çocuklara yönelik dini eğitim verdiği kurumların sayısı 6 bin 459 (önceki 5 bin 306) bu kurumlarda eğitim alan çocukların sayısı bir önceki yıla göre yüzde 33 artışla 163 bin 26 (önceki 122 bin 506) olarak açıklandı.

Okullar açıldı, otizmli çocukları neler bekliyor?
İlkokulda 22 bin 980 (önceki 23 bin 163) devlet okulunda 5 milyon 358 bin 49 (önceki 5 milyon 294 bin 471) öğrenci; 2 bin 119 (önceki 2 bin 82) özel okulda 346 bin 434 (önceki 349 bin 915) öğrenci eğitim görüyor.
Ortaokulda 16 bin 649 (önceki 16 bin 617) devlet okulunda 4 milyon 729 bin 514 (önceki 4 milyon 794 bin 493) öğrenci; 2 bin 228 (önceki 2 bin 232) özel okulda 356 bin 376 (önceki 366 bin 51) öğrenci bulunuyor.
Ortaöğretimde (Genel+Mesleki Ortaöğretim+Din Öğretimi) 9 bin 338 (önceki 9 bin 285) devlet okulunda 3 milyon 865 bin 1 (önceki 4 milyon 159 bin 331) öğrenci; 3 bin 82 (önceki 3 bin 218) özel ortaöğretim kurumunda 509 bin 34 (önceki 562 bin) öğrenci eğitim görüyor. Açık öğretim lisesinde okuyan öğrenci sayısı 954 bin 777 (önceki 1 milyon 75 bin 550) olarak açıklandı.
Devlet okulları azaldı, özel okullar arttı
Türkiye çapında devlet ve özel okullarda toplam 1 milyon 187 bin 403 (önceki 1 milyon 168 bin 896) öğretmen görev yapmaktadır. Devlet okullarında 388.825’i kadrolu, 20.605’i sözleşmeli olmak üzere 409 bin 430 erkek (yüzde 41); 556.337 kadrolu 43.904’ü sözleşmeli olmak üzere 600 bin 241 kadın (yüzde 59) öğretmen görev yapmaktadır. Devlet okullarında görev yapan toplam öğretmen sayısı 993 bin 397’dir. Devlet okullarında 64 bin 509 (önceki 44 bin 421) sözleşmeli öğretmen çalışmaktadır.

Yeni öğretim yılı başladı: Fırsat eşitsizliği nelere sebep oluyor?
"Kamusal eğitim tehdit altındadır"
Eğitim-Sen tüm bu veriler birlikte değerlendirildiğinde ortaya çıkan tabloyu şöyle değerlendirdi:
"Kamusal eğitimin sadece zayıflatılmadığı, aynı zamanda sistemli bir biçimde tasfiye edildiği görülmektedir. Devlet, kendi okullarını kapatıp özel öğretimi teşvik ederken, Diyanet’in, tarikat ve cemaat yapılarının okulöncesinden itibaren eğitim sürecinde etkin hale gelmesine izin verilmektedir. Öte yandan öğrencilerin önemli bir kısmı örgün eğitimden dışlanarak açık öğretime yönlendirilmekte, öğretmenler ise güvencesiz istihdama mahkûm edilmektedir."
(NÖ)






