Sığınma evlerinde yaşayan kadınların çocuklarının okul kayıt bilgilerinin gizliliği önemli bir sorun. Şiddet uygulayan erkekler, e-okul sisteminden çocuklarıyla ilgili bilgileri öğrenebiliyor, çocuğu bulduktan sonra anneye ulaşmaları da kolaylaşıyor.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) bu sorunu gidermek için yeni eğitim öğretim yılı için “gizli kayıt” uygulaması yapacağı duyuruldu. Bu konuyla ilgili daha detaylı bilgi almak için Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı’na danıştık.
Hafta başında Takvim gazetesinde çıkan bir habere göre Milli Eğitim Bakanlığı yeni eğitim öğretim yılı için bir “kayıt genelgesi” yayınladı.
Habere göre, genelgede şiddete uğrayan kadınların çocuklarını koruma altına almayı hedefleyen yeni bir uygulama var. Şiddet nedeniyle sığınma evlerinde kalan kadınların çocukları, geçici velayetleri ve eğitim tedbirleri olması durumunda Şiddeti Önleme ve İzleme Merkezi bilgileri doğrultusunda okula gizli kayıt yaptırabilecek.
Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı’ndan Melike Keleş’in bianet’e aktardığına göre aslında ortada bir genelge yok: “Bizzat bu haberden sonra birkaç okula sorduk, hatta bizim sığınakta kalan çocukların sıkça gittiği okulun müdürüne de sorduk ama böyle bir genelgeden haberleri yok. Ellerine ulaşmadığını belirttiler. Ben de MEB’in sayfasında da böyle bir genelgeye rastlamadım.”
Fakat Melike Keleş "gizli kayıt" uygulaması yeni değil diyor: “6284 sayılı Koruma Kararı Yasası’nda ‘şiddet gören kadınların tüm bilgilerinin gizliliği’ diye bir ibare geçiyor. Çocuklarının okul kayıtlarının gizliliğinden tutun da SGK [Sosyal Güvenlik Kurumu] ikametgah adreslerinin gizliliğine kadar kapsayan bir yasa.”
8 Mart 2012 tarihinde kabul edilen 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’da kadına gizlilik hakkı veriliyor ancak e-devlet sistemi bu hakların kullanılmasını zorlaştırıyor.
Beş kadın deşifre olup sığınaktan ayrıldı
Oysa bu uygulamalar hiç de kağıt üzerinde göründüğü gibi değil, çok sorunlu: “Geçen yıl koruma kararında gizli kayıt ibaresi geçen, geçici velayeti alınmış çocuklarda bakanlığın uyguladığı bu gizli kayıt sistemiyle ilgili sorun yaşadık. Babalar beş çocuğun okulunu elleriyle koymuş gibi buldular. Kayıt sisteminde çok büyük boşluklar var.”
Çocuklara gizli kayıt da yapılsa baba hangi okula nakil yapıldığını eski okulundan rahatlıkla öğrenebiliyor. Keleş gizli kayıt uygulamasının e-okul sisteminde nasıl geçersiz kaldığını şöyle anlatıyor.
“Aslında bir gizlilik var, baba çocuğunun e-okul sistemine girdiğinde okulun adresini ve ismini göremiyor. Ancak hangi derse hangi öğretmenlerin girdiği, bu öğretmenlerin adı ve soyadı yazıyor. Google’dan veya sosyal paylaşım sitelerinden öğretmenlerin bilgisini girdiğinizde size hangi okulda öğretmenlik yaptığının bilgisini veriyor. Birkaç baba çocuğun okulunu bu yöntemle buldu.”
“Geçen yıl beş çocuğun okulu sistemin bu tür açığından dolayı babası tarafından bulundu ve kadınlar deşifre oldukları için sığınaktan ayrılmak zorunda kaldılar. Bu uygulamalarda yaşadığımız sıkıntıları Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na bir yazı ile bildirdik. Geri bildirim alamadık.”
Sistemdeki boşlukların yanı sıra, okul çalışanlarının da uygulamayla ilgili bir bilgisi yok.
“Okul idarelerinin konu hakkında hiçbir farkındalığı yok. ‘Babadır, çocuğun okulunu bilmek zorundadır,’ diye yaklaşıyorlar. En önemli sorun ise okul idarelerinin ve öğretmenlerin, ‘gizli kayıt’ diye bir uygulamadan haberlerinin olmaması. Çocuğun hangi okula nakil olduğunu babaya söyleyince de bunun bir yaptırımı yok.
''Aslında olması gereken, ‘gizli kayıt’ sistemiyle okula kayıt olan öğrencilerin bir önceki okulunun bilgilerinin görünmemesi ve hiçbir öğrenci bilgisinin çocuğun e-okul sisteminde olmaması. Bütün okullara bu konuda genelge göndermeli, açık verecek hiçbir boşluk olmamalı.”
Bahsi geçen genelge bir sorun yumağı
Keleş’in yorumuna göre bahsi geçen genelge bir bütün olarak sorun yumağı. Keleş, genelge metnindeki iki önemli soruna dikkat çekti. İlk sorun, geçici velayet ve eğitim tedbiri hakkında: “Dava henüz açılmamışsa ve geçici velayet yoksa ne olacak? Çocuklar dava açılana kadar ve geçici velayetleri çıkana kadar okula gitmesin mi? Dava açma süreci birkaç ayı bulabiliyor ve bu süreçte çocukların temel eğitim hakları elinden alınıyor.”
İkinci sorun ise sığınakta kalmayan ya da kalamayan kadınların çocukları "gizli kayıt" yaptırabilecek mi bunun belli olmaması. Genelgenin sadece sığınaklarda kalan kadınların çocuklarını kapsaması çok sorunlu.
Keleş’e göre bazı kadınlar koruma kararı çıkarttırıp, adres bilgisini ve çocuğunun okul kaydını gizleyerek sığınak tercihi yapmadan hayatını sürdürmek istiyor. Bu genelge bu kadınları yok sayıyor.
Keleş bianet’e Mor Çatı’da gizli kayıt uygulamasıyla ilgili yaşanan yeni bir olayı da anlattı:
“Sığınağımıza yeni gelen çocuklu bir kadının koruma kararı için dilekçe yazdık. Çocuğun da okula gidebilmesi için gizli kayıt yapılmasını da içeren 6284’den yararlanması talebiyle bir dilekçe yazdık. Sadece kadının korunması için karar çıkmış. Çocuğun kaydını gizlemek için bir karar çıkmayınca, 7. Aile Mahkemesi kadına ‘Böyle gerekli görüldüğü için bu karar verildi’ demiş.
''Kadın karara itiraz etti, itirazı reddedildi. Şimdi de avukatı daha detaylı bir dilekçe hazırlayıp yeniden dava açılması için başvuruyor. Kısaca, 6284 sayılı Koruma Yasası’nda geçen gizli kayıttan yararlanma hakkı hakimin kararına bağlı. Eğer bahsi geçen kadının 6284 koruma kararında gizli kayıt geçmezse, çocuk ya okula gidemeyecek ya da okul adresi baba tarafından e-okul sistemine girerek kolaylıkla öğrenilecek.”
Keleş, Mor Çatı olarak yeni eğitim-öğretim yılında neler deneyimleyeceklerini kendilerinin de bilemediğini belirtti. Mor Çatı’nın araştırmasına göre henüz ortada okullara gönderilen bir MEB genelgesi yok.
Sonuçta Keleş’in de dediği gibi “Devlet şiddete uğrayan kadınları ve çocukları koruyamıyor çünkü önceliği bu değil”. (EK/HK)