Fotoğraf: AA
Yeni eğitim-öğretim yılının başlamasıyla birlikte milyonlarca çocuk ders başı yaparken otistik ya da Down sendromlu çocuklar eğitime erişmekte güçlük çekiyor.
Okulların açılmasına bir gün kala velilere, otistik, Down sendromlu çocukların da eğitim gördüğü Şehit Hüseyin Tunç Özel Eğitim Uygulama Okulu'nda servis ve yemek hizmetinin verilemeyeceği bildirildi.
Bu okulda eğitim görenlerden biri de avukat Deniz Yazgan Şenay'ın 21 yaşındaki otistik kardeşi. Yazgan okulların açılmasına bir gün kala 1,5 saatlik mesafeye servis verilemeyeceğini öğrendiklerinde okula başvurduklarını ve "Kusura bakmayın, geç başvurmuşuz" yanıtını aldıklarını söyledi.
Sorunlar bir yıl öncesine dayanıyor
Yazgan ve ailesinin eğitim sisteminde yaşadıkları sorunlar, kardeşinin eğitim gördüğü okulun kapanmasıyla, yani bir yıl önce başlıyor.
Otistik, Down sendromlu ve ve farklı nörolojik ve sistemik; bedensel ve zihinsel engellere sahip lise çağında çocukların eğitim gördüğü Şehit Üsteğmen Ali Büyükdicle Özel Eğitim Uygulama Okulu, bir yıl önce binasının prefabrik olması, bina arazisinin mülkiyetinde yaşanan sorunlar nedeniyle fiilen kapatıldı.
Bu okulda okuyan öğrencilerin önemli bir kısmı Sarıyer ilçesine bağlı, Kuzey Ormanlarına yakın mahallelerde, okula kırk beş dakika uzak yerlerde yaşıyordu.
Okul değişti, mesafe 1,5 saat oldu
Beşiktaş Kuruçeşme'de bulunan Şehit Hüseyin Tunç Özel Eğitim Uygulama Okulu'na "misafir öğrenci" olarak nakledilen çocuklardan bir bölümü her gün 1,5 saatte ulaşmak zorunda kaldı.
Yazgan, kardeşinin evlerinden okula 1,5 saatte gitmek zorunda olduğunu belirterek, "Rutinine bağlı olan kardeşim, sabahı sabaha benzemeyen karanlık havalarda uyandığından dolayı gün algısında bozukluklar oluştu ve uyku düzenini yitirdi" dedi.
Aynı zamanda İstanbul Barosu Engelli Hakları Merkezi Yürütme Kurulu üyesi ve Ceviz Otizm Araştırmaları ve Toplumsal Savunma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı olan Yazgan, kardeşi özelinde okulda eğitim gören engelli çocukların yaşadıklarını şöyle anlattı:
Dört saatlik eğitim için üç saat yol
"Tüm bunlar yetmezmiş gibi, yolculuk 90 dakika sürdüğü ve çocukların okula gidişinde trafiğe bağlı daha büyük sorunların önünü almak için eğitim başlangıcı sabah saat 10 sularına çekildi ve 14'te sonlandırıldı. Kardeşim, dört saatlik bu eğitim için günde üç saat yol gitti.
"Sözel olmayan, yani konuşmayan ve hiperaktiviteye sahip kardeşim için çok zor bir yıldı, ancak bu bir yılda, sistemin sözleşmeli öğretmene yaklaşımından dolayı değişen öğretmenlere; bu yolculuklara rağmen yeni arkadaşlarına, okuluna alıştı.
"Kardeşim de yaz mevsimini hakkıyla yaşayamadı"
"Birçok otistiğin yaz tatili alanlarına, denize, kıyıya, kuma, tatil kurumlarına erişimi; otistiğe ve ailesine yönelen sorgulayıcı gözler ve hatta doğrudan reddediş dolayısıyla sınırlı olduğu için, tüm bunların ardından otistik çocuk ve yetişkinlere özgü spor kurumlarında bitmek bilmeyen şiddet iddiaları ve el yakıcı ücretler dolayısıyla, kardeşim de bu yıl yaz mevsimi aktivitelerine hakkı ve layıkıyla erişemedi. Okulun tüm bu koşullara rağmen açılışıyla, en başta kardeşim ve sonra ailemiz tarafından tünelin ardından bir ışık muamelesi gördü.
"Kusura bakmayın, geç başvurmuşuz!"
"Okulun başka bir yere taşınması dedikodularını her veli gibi biz de duyduğumuz için okulların açılmasına bir ay kala, öğretmenlerimize ulaşmaya gayret ettik. Sorularımızı yönelttik. Her defasında 'Bir bilgimiz yok' yanıtını aldık. Okulun açılmasına bir gün kala ise okula ulaşımı sağlayacak servisin 'olmadığını', öğlen yemeğinin ise 'verilemeyeceğini' öğrendik.
"Neden diye sorduğumuzda, "Kusura bakmayın, geç başvurmuşuz" yanıtını aldık.
"Bu çaresizlik pratiğine alıştık"
"Bu, engelli ve engelli yakınının alışık olduğu bir çaresizlik pratiği. Türkiye'de engellinin insan onuruna layık bir eğitim alması, yani öğretmenin dünya görüşüne göre engelliye yaptığı 'şakalardan' tutunuz da direkt olarak engelliye karşı psikolojik ve fiziksel şiddetten uzak bir eğitim için engelli yakınının binlerce lira harcaması gerekiyor. Ki o parayı da -varsa- engelli kişinin bir yaşına kadar doğru yerlere harcayabiliyorsunuz.
"Yetişkin otistik çocuklaştırılıyor"
"Engelli, özellikle otistik, sözel değilse, ergenliğinden sonra uzman bir hekimle bile karşılaşmıyor, ergen ve yetişkin otistik, çocuklaştırılıyor ve aynı eğitim uygulamaları başa dönüyor.
"Biz, örgün eğitiminin son yılına geçen ve sonrası için şiddetsiz, insan onuruna yaraşır kurumda eğitim için kara kara düşündüğümüz kardeşimin ve okuluna neredeyse iki saatlik mesafede oturan tüm engelli öğrencilerin eğitim hakkına insan onuruna yaraşır biçimde erişmesini, açıkça söylemek gerekirse, yollarda sürünmemesini, okulda aç kalmamasını istiyoruz.
"Utanç içindeyiz"
"Ve engelli hakları mücadelesinin içindeyken hâlâ asgari şartları istemek zorunda oluşumuzdan dolayı utanç içindeyiz. Yaşadığı sorunları tipik biçimde, yani konuşarak, otoritelere, başkalarına yakınarak belirtemeyen engellilerin unutuluşundaki kastın farkındayız.
"Okulların açılmasıyla otizm odaklı derneklere onlarca şikayet gelirken, bu şikayetlerin konusu 'Çocuğumu okula almadılar' iken, aksini düşünmemiz mümkün değil."
(AÖ)