Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) hükümetinin işbaşına geldiği günden beri ekonomik krizden çıkmak adına ülkenin geleceğini, halk adına devletin yönetiminde bulun doğal değerleri satmaya çalıştığını vurgulayan Uğurel, bahsedilen okul alanlarının hemen hepsinin tarihi niteliklere sahip olduğunu hatırlattı.
Bahsedilen okulların bazılarının Osmanlı döneminin, bazılarının Cumhuriyetin kuruluş yıllarının mimari örnekleri sayıldığını belirten Uğurel, bu okulların satıldıktan sonra yıkılarak yerlerine kar getirecek tesislerin yapılacağını vurguladı.
Uğurel, yasalara göre, bir eğitim alanının kaldırılabilmesi için yine aynı bölgede, 500 metre yürüme mesafesi içinde yeni bir eğitim alanının düzenlenmesi gerektiğini belirterek, hükümetin şehir plancılarına, belediyelere ve yasalara saygı göstermesini istedi.
Okul alanları, kentlerin yeşil alanları
Kent merkezlerinin bu tür özelleştirme kararları ile Süt Endüstrisi Kurumunun, Et ve Balık Kurumunun, Sümerbankın satışı sonucundaki gelişmelerin kötü sonuçlarını yaşadığını hatırlatan Uğurel, yazılı açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
* Bu okul alanlarının varlığı kent merkezlerindeki yapı yoğunluğunu azaltmaktadır. Çok katlı yapıların arasında bu alanlar kentin vahaları gibidir. Bir çoğunun bahçesi insanların rahat soluk alıp vermesini sağlayan yeşillikler ile doludur. Bu bahçelerin yok edilmesini mi istiyorsunuz.
* Kent merkezleri bugüne kadar bu tür özelleştirme kararları ile Süt Endüstrisi Kurumu'nun, Et ve Balık Kurumu'nun, Sümerbank'ın satışı sonucundaki gelişmelerin kötü sonuçlarını yaşadı. Bu alanlar üzerindeki tesisler yıkılarak yerlerine yapılan büyük alışveriş merkezleri ile kent merkezlerindeki trafik yoğunlukları iyice artmış ve otopark sorunu daha da büyümüştür.
* Kent merkezindeki okul alanlarının bir çoğunun bahçesi, eğitim saatleri dışında otopark olarak kullanılmaktadır. Bu durum okulların sürekli eğitim ve sosyal kültürel merkez olarak kullanılması gereği ile çelişse de, otopark sorununa kısmı bir çözüm olmaktadır.
* Hükümet, şehir plancılığı işini yüklenmiş görünüyor. Kentlerimizin bugün içinde barındırdığı sorunlar, şehir plancılarının yok sayılmasından, siyasi kararlarla, ekonomik kaygılarla kentlerde isteyenin istediğini yapabilmesine olanak sağlanmasından kaynaklanmaktadır.
Şehir Planlamayı kapatın, devlete kaynak sağlayın
* Bugün Türkiyede üniversitelerden mezun olmuş yaklaşık 4 bin 200 şehir plancısı bulunmaktadır. Bunların yine yaklaşık 2 bin 500'ü işsiz ya da meslek dışı faaliyetlerde çalışmaktadır. Ayrıca her yıl yaklaşık 400 yeni şehir plancısı mezun olmaktadır.
* Eğer şehir plancılarına ihtiyaç yoksa, bu eğitim neden veriliyor ve ülke kaynakları boşa harcanıyor. Üstelik bu işi gönüllü yapmak isteyen herhangi bir eğitime gereksinim duymayan hükümetimiz varken; derhal bu bölümler kapatılarak devletin borçlarına kaynak yaratılmalıdır. (BB)