Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Ortaöğretim Kurumları Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sınavı'na (OKS) giren öğrencilerin diploma notunu MEB Eğitim Teknolojileri'ne (EĞİTEK) yanlış bildirdiği için, OKS puanlarında hataya neden olduğu gerekçesiyle 5 okul müdürünü açığa aldı.
Bakanlık diploma notu yanlış girilen öğrencilerin puanlarını da düzeltmeye başladı. Düzeltilen puanlara göre, 4,88 olan diploma notu yanlışlıkla 2,63 olarak girilen Damla Ersan 23 puan yükselen yeni puanıyla 63 bin 461 kişiyi geride bıraktı.
Dün (16 Temmuz) OKS'ye giren birçok öğrencinin diploma notunun yanlış hesaplanıp MEB'e yanlış bildirildiği anlaşılmıştı.
"Belirsizlik kötü bir olayla baş etmekten daha zor"
Eke, "İnsan psikolojisinde en büyük negatif etki belirsizliktir. Belirsizlik durumunda yaşanan bilinmezlik kaygısı, kötü bir olayla baş etmekten daha zor. İnsan yaşadığı hayal kırıklığının ne olduğunu bilirse, kötü sonuçlarını engellemekle ilgili bir şeyler yapabilir, bir adım atabilir. Bu acıyı yaşamak ve atlatmak zorunda olduğunu bilir" dedi
"İnkar ve öfke süreci başlayabilir"
"Tabii ki bir çocuğun OKS'de kötü sonuç beklerken iyi sonuç aldığını öğrenmesi muhteşem bir şey. İyi durumda olduğu zanneden bir çocuğunsa beklediği sonuçlar değiştiğinde dibe düşmesi çok daha sert olur."
Eke, "iyi durumdayken kötü sonuç olduğunu sananların önce inkar sürecine gireceğini, 'puanları esas şimdi yanlış hesapladılar' gibi bir düşünce üretebileceğini, inkarı yoğun bir öfkenin izleyeceğini" söyledi.
"Çocuğun duygusal destek ve aile desteğine ihtiyacı var"
Böyle bir durumla baş etmekte ailenin ve çocuğun algı düzeyinin önemli olduğunu, olumluya doğru geçişin kısa sürebileceği gibi uzun da sürebileceğini, hatta bazı çocukların destek alması gerekebileceğini belirten Eke, "Sosyal ve aile desteği varsa, çocuk bunun 'hayatın sonu' anlamına gelmediğini biliyorsa, bu aşamaları hızla tamamlayabilir. Ancak çocuk sosyal ve duygusal destekten de yoksunsa, o zaman bu aşamaları zor geçer" dedi.
"Ergenlikte bu sınava hazırlanmak zor"
Eke, son yıllarda OKS ve ÖSS'ye hazırlanan öğrenci sayısının arttığını belirtti ve "Üniversiteye alınan öğrenci sayısı değişmiyor; ancak sınava giren öğrenci sayısı artıyor. Orta sınıftan birçok çocuk açıkta kalmakla ilgili tehdit altında. Çocuğun tam ergenliğin göbeğindeyken sınava hazırlanması zor" diye konuştu.
"13-14 yaşında gelecek kaygısı yaşıyorlar"
"Çocuklar artık kendini ve dünyayı anlamlandırma, zihinsel, fiziksel ve sosyal olarak kendi oluşumlarının farkına varma çağı olan 13-14 yaşlarında gelecek kaygısıyla tanışıyorlar." (NZ/TK)