Okuldan Haber Odası'na (OHO) eğitimine katılan gazeteci adayları bianet ofisini ziyaret ederek editörlerin nasıl çalıştığını gözlemledi ve haber odası ile ilgili merak ettiklerini sordu.
bianet ofisinde gerçekleşen ziyarete 27 farklı üniversiteden gelen 28 öğrenci katıldı. OHO 2015 eğitimine katılan öğrencilere bianet yayın yönetmeni Haluk Kalafat bilgi verdi.
“Dikey değil, yatay örgütlenme”
bianet'te dikey değil yatay bir örgütlenme olduğunu söyleyen Kalafat, basında genelde muhabir, editör, yazı işleri müdürü silsilesiyle çalışan bir yapı olduğunu bianet'te ise bunun tersi bir yapılanma olduğunu söyleyerek şöyle konuştu:
“Günün gelişmelerinin yanı sıra bianet çalışanları kendi haberlerini öneriyor ve hazırlıyorlar. Haberin hem muhabiri hem editörü olarak çalışıyoruz.
“Burada herkes aynı zamanda haberi yayınlayan kişi ve haberler soru sorularak yapılıyor. bianet’in habercilik anlayışında OHO seminerlerinde verilenlerin teorik çerçevesinin vücut bulmuş halini görebilirsiniz.
“OHO eğitimlerinde anlatılanları; hak haberciliği, barış haberciliği ilkelerini burada uyguluyoruz. bianet’i bu teorinin uygulama alanı olarak görebilirsiniz.”
“Haberin dili de haber kadar önemli”
OHO 2015 katılımcılarına bianet çalışanlarını tanıtan Kalafat, haber merkezinin çalışma biçimini ise şöyle özetledi:
“Haber masasında farklı alanlara çalışan kişilerin dışında dışarıdan gönüllü çalışanlar da var. Gazetecilik yapmak isteyenler bizimle bağlantıya geçiyor ve şu ana kadar şu ya da bu şekilde bianet’e katkı yapmış binden fazla insan var. Sitede yazarlar kısmında bu isimlere ulaşabilirsiniz.
“Burada ajans haberciliği yapmıyoruz ihmal edilen alanlarda hak haberciliği ve barış gazeteciliği alanında haber yapıyoruz.
“Biz haberlerimizi en hızlı şekilde vermeye çalışmıyoruz. Biz haberlerimizin içeriğine daha çok odaklanıyoruz; doğruluyor, kontrol ediyor, diline, söylemine özen gösteriyoruz.
“Haberin dili de bizim için önemli bir alan. Örneğin dün akşam şöyle bir şey yaptık. Son operasyonlar ile ilgili Anadolu Ajansı bazı veriler geçmiş ancak haber dili hem çelişkilerle doluydu hem de dili çok kötüydü. Diğer kaynakları da taradık ve herkesin haberi aynı dille verdiğini gördük.
“Haberi düzeltme, dilini değiştirme ihtiyacı hissetmemişler. Biz oturup en azından bu kötü dili düzeltmeye, haberi daha doğru bir dille vermeye çalıştık.
“Haberin dili de bizce en az haberin kendisi kadar önemli ve hak haberciliğinde gördüğünüz gibi haberin dili bile mağdurlar yaratabiliyor.
Vatandaş gazeteciliği sorunlu bir alan
Vatandaş gazeteciliği kavramı ile ilgili gelen bir soruya cevap veren Kalafat, bilgi ile haber arasında fark olduğunu söyledi. Gazete de insanın önüne bir sürü veri geldiğini ve gazetecinin bunların içinden haberi çekip çıkardığını belirten Kalafat, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Vatandaş gazeteciliği aslında eski bir tanım. Eskiden de vatandaştan haber kaynağı olarak faydalanıldığı danışıldığı dönemler oldu.
“Şimdi Twitter gibi kaynaklar ve vatandaşın habercilik yapması olanak verecek teknolojik olanaklar var. Ancak bunun ne kadarı ile gazetecilik yapılabilir orası henüz netleşmedi. Olayın hem mağduru hem habercisi olmak sorunlu bir alan.
“Karamsarlığa kapıldığınız zamanlar olduğunu biliyorum ama gazetecilik hala belirli bir formasyonun gerekli olduğu bir alan. Önünüzde geniş bir dijital dünya var. Orada pek çok olanak olduğunu düşünüyorum." (ZY/EKN)