Hukukçu, Yrd. Doç. Kerem Altıparmak, kendisinin de görevli olduğu Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nin İnsan Hakları Merkezi’nin “rektörlüğe bağlanmasıyla” denetimin doğrudan rektöre ve YÖK’e geçtiğini söyledi.
Altıparmak, merkezin fiilen kapatılmasıyla ilgili bianet’e yaptığı açıklamada, bu kararın neden alındığına dair sorularının da cevapsız bırakıldığını ifade etti.
Merkezin kapanmasıyla işsiz kalan akademisyen olmadığını, zaten Hukuk Bilimleri Anabilim Dalı’ndan 10, merkezde görevli olan da üç öğretim üyesinin daha önce Kanun Hükmünde Kararnameler ile atıldığını söyledi.
TIKLAYIN - Ankara Üniversitesi İnsan Hakları Merkezi Kapatıldı
“Böyle sosyal bilim yapılamaz”
Kerem Altıparmak, bölümdeki bütün merkezlerin rektörlüklere atanmasının anlamının, “çatlak ses çıkarılmasını önlemek” olarak yorumladı.
“Esas mesele şu ki, her şeyin tek merkezden yönetilmesini, ‘çatlak ses’ çıkarılmasını önlemeye çalışıyorlar. Rektöre hesap sorulduğunda, rektör de atadığı kişiyi görevden alabilsin, kendi istediklerini atayabilsin. Artık sadece bizim merkezimiz değil, her şey doğrudan YÖK’ün denetimi altında olacak. Böyle sosyal bilim yapılamaz.”
“Karar, akademisyenlerden habersiz alındı”
Kerem Altıparmak, fiili kapanmayla ilgili bir yıllık süreci şöyle özetledi:
“Geçen yılın Kasım ayında rektörlükte bir komisyon kuruluyor, o komisyonda Siyaset Bilimi Ve Kamu Yönetimi Bölümü’ndeki tüm merkezlerin rektörlüğe aktarılması kararı alınıyor. Aralık ayında da bu karar senatoda alınıyor ve onaylanması için rektörlüğe gönderiliyor.
“Merkezin müdürüyüm, anabilim dalı başkanıyım. Ne ben ne merkezde görevli hocalar böyle bir karardan haberdar edilmedi.
“Bu kararı öğrendiğimde, bilgi edinme başvurusu yaptım ve rektörlüğe, ‘Böyle bir kararın hangi ön çalışmayla, ne gerekçeyle alındığını, buna dair bir rapor ya da çalışma olup olmadığını’ sordum. Ayrıca, rektörlükte insan hakları alanında çalışan biri olup olmadığını da sordum. Sorularıma cevap gelmedi.”
“Bir telefonla faaliyetlerimiz durdurmazdık”
Altıparmak, rektörlüğün bu işlemi, “kapatılma değil, rektörlüğe alınma” olarak açıkladığını ancak danışma kurulu da dahil tüm görevlilerini rektörlüğün atadığı yeni bir yapı kurulduğunu anlattı:
“Kimin atanacağı konusunda merkezde çalışmış olan hiç kimsenin bir fikri yok, böyle bir atama yapıldı mı, yapılacak mı, onu da bilmiyoruz. Kağıt üstünde söylenen, rektörlüğe alınması için kapatıldığı… Ama bu ihtiyaç 40 yılın ardından şimdi neden hasıl oldu, çalışan bir merkezin neden tüm görevlileri görevden alındı?
Kerem Altıparmak, rektörlüğün kararının şu sebeple alınmış olabileceğini söyledi:
“İnsan Hakları Merkezi, rektörlükten gelen bir telefonla ve sözlü bir talimatla faaliyetlerine son vermezdi. Daha önce de bu şekilde telefonla gelen bir talimatı, ‘önceliğimiz bilimsel ölçütler’ diyerek geri çevirmiştik.”
Yaz okulu, konferanslar, yayınlar yapılamayacak
Merkezin kapatılmasıyla sona erdirilen faaliyetleri de anlatan Altıparmak, özellikle olağanüstü hal (OHAL) konusunda muhalif düşüncelerin de yer aldığı konuşmaların yapıldığı tek yerin, İnsan Hakları Merkezi olduğunu ifade etti:
“Beş ayrı yaz okulu yaptık. Yaz okulunda, Türkiye’nin her yerinden hak savunucuları Ankara’da bir haftalığına, bir tema etrafında eğitim görüyordu. 40 kişi kabul ediyorduk ama 400-500 başvuru alıyorduk. Yaz okulu artık yapılamayacak.
“Öğrenci kongreleri yapıyorduk, bunlar da yapılamayacak.
“Akademisyenlerin yayınlarının yer aldığı çalışma metinleri bölümümüz vardı. Bu da artık yapılamayacaklardan.
İnsan Hakları Merkezi’nin internet sitesinde yayınlanan son çalışma metni, “LGTBQ Hakları İçin Üniversitelerde LBGTQ Merkezleri” başlığını taşıyor.
“Türkiye’de tartışılamayan konularda konferanslar düzenliyorduk, başka yerlerde yapılamayan… Özel bir alan yaratmıştık, 40 yıllık bir miras vardı.”
TIKLAYIN - Kerem Altıparmak’a OHAL Dersi Yüzünden Kınama Cezası
Merkezin, OHAL’i tartışmaya açtığını söyleyen Altıparmak, “1,5 yıl içerisinde üniversitelerde yapılan tek şey benim dersimdi” dedi.
Altıparmak’a açık OHAL dersi yaptığı gerekçesiyle üniversite yönetimi tarafından kınama cezası verilmişti.
Anabilim dalından 10, merkezden üç akademisyene ihraç
Merkezin kapatılmasıyla işsiz kalan olup olmadığını sorumuzu ise “Zaten daha öncesinde KHK’larla birçok öğretim üyesinin işsiz bırakılmış olduğunu” söyleyerek yanıtladı:
“Merkezin yönetim kurulu beş kişiydi, üçü barış imzacısıydı, daha önceden KHK’larla ihraç edilmişlerdi zaten. Anabilim dalından da toplam 10 akademisyen ihraç edilmişti. Şu anda mevcut tezleri tamamlama konusunda bile sorun yaşıyoruz.
“Bizim programda daha önce dışarıdan gelip ders veren hocalara da artık izin verilmiyor.”
10 yıllık odamın kapısı! Burada bir zamanlar insan hakları merkezi yazıyordu...@AnkaraUni @profdrErkanibis pic.twitter.com/4rrXCN0v0K
— Cavidan Soykan (@cavidansoykan) 22 Kasım 2017
7 Şubat 2017 tarihli, 686 sayılı KHK ile Ankara Üniversitesi'nden toplamda 95 akademisyen ihraç edildi. Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden de 23 barış imzacısı akademisyen ihraç edilmişti. İhraç edilen öğretim üyelerinden Cavidan Soykan, İnsan Hakları Merkeziyle ilgili Twitter’a böyle yazdı: "10 yıllık odamın kapısı! Burada bir zamanlar insan hakları merkezi yazıyordu..." (AS)