Öğretmenler, Öğretmenlik Meslek Kanununa karşı iş bırakacak

Öğretmenler, Öğretmenlik Meslek Kanununun (ÖMK) iptali için 26, 27 ve 28 Ekim’de eylem çıkacak. Yakalarına “uyarıyoruz” yazılı kokart takıp ilk teneffüs saatinde öğretmenler odasında bildiri metni okuyacak. Taleplerinin kabul edilmemesi halinde, 2 Kasım’da bir günlüğüne iş bırakacak.

Eylemi düzenleme çağrısı yapan Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) Eğitim Sekreteri Sinan Muşlu, ÖMK’nın bir meslek kanunu niteliği taşımadığını söyledi.

ÖMK’nin sektörlerde çalışan tüm öğretmenleri kapsamadığından bahseden Muşlu özel sektör öğretmenlerini örnek gösterdi.

Muşlu “Meslek, her yerde meslektir. Öğretmen, her yerde öğretmendir. Ama sadece kamuya dönük bir düzenlemeden bahsediyoruz. Ayrıca bu kanunda ekonomik, özlük, sosyal, mesleki ve demokratik haklar bölümü yok” diye konuştu.

Kanunda olan şeyleri ise şöyle sıraladı:

“Ücretli öğretmenlikte Adaylık Kaldırma Komisyonu’nun yerine mülakat gerçekleştirilecek. Adaylık kaldırma komisyonunun kimler tarafından oluşacağı yasada açık, net belirtilmemiş. Komisyona sınav ve mülakat gibi kavramlar girdiğinde, eşittir torpil. Bu algıyı yaratanın kendisi mevcut siyasi iktidar.”

Her yıl 90 bin ücretli öğretmen

Ücretli öğretmenliğin eğitimin niteliğini düşürdüğünü söyleyen Muşlu şöyle devam etti:

“Bu ücretli öğretmenliği kaldıran bir kanun değil, öğretmeni ucuz iş gücü haline getirme süreci. Her yıl 90 binin üzerinde ücretli öğretmen atanıyor. Milli Eğitim Bakanlığı öğretmen açığını ucuz iş gücü olarak gördüğü ücretli öğretmenlik uygulamasıyla kapatıyor.

“Ücretli öğretmenliğe, öğretmen olmayan, eğitim fakültesi mezunu olmayan, pedagojik formasyon almamış öğretmenler de başvurabiliyor. Ayrıca çok ucuza girdiği saat başı ücrete çalışan öğretmenin verimini herkes üç aşağı beş yukarı tahmin edebilir.”

Aynı iş farklı ücretler

Muşlu, yeni kanunla öğretmenler arasında kıdem farkı yaratılıp rekabet ortamının oluşturulduğunu da ekledi.

Muşlu, “Kanunla uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik gibi iki basamak daha getiriliyor. Uzman öğretmenlik ve başöğretmenliğin görev tanımı yok. Aynı sınıfa girecek ve diğer öğretmenlerle aynı işi yapacak. Fakat farklı ücret alacak. Yani uzun vadede öğretmenlerimizin iş güvencesini aynen sözleşmeli öğretmenlik uygulamasında olduğu gibi iş güvencesini zayıflatan bir süreç olduğu anlaşılıyor. Yine uzun vadede bu sistem oturtturulursa eğitim öğretimin özelleştirme sürecinin
kamu alanına kadar yansıyacağı kamusal eğitimin tamamen tasfiye edileceğine dair bir belirti de bu kanunda görmek mümkün” dedi.

ÖMK yerine alternatif önerilerinin olduğunu anlatan Muşlu, “Tüm dünya öğretmenleri için 1966’da ILO ve UNESCO tarafından yayınlanan Birleşmiş Milletler ve Türkiye tarafından da onaylanmış ‘Öğretmenlerin statüsü tavsiyesi’ kararları. Bu metin, yüz kırk beş paragraftan oluşmaktadır. Ekonomik, özlük, sosyal, mesleki ve demokratik hakları kapsamaktadır” diye konuştu.

Muşlu kanunun iç hukuka uyarlanması ve tüm eğitim sendikalarının ve tüm öğretmenlerin de görüşleri alınarak bir meslek kanununa dönüştürülmesi yönünde çağrılarının ve taleplerinin olduğunu belirtti:

“Taleplerimiz oldu. Ama her zamanki gibi mevcut iktidar ve Milli Eğitim Bakanlığı bu sesi duymazlıktan geldi. Ancak onlar duymamaya devam ettikçe, biz sesimizi daha gür çıkartmak üzere çalışmalarımızı yoğunlaştırıyoruz.”

Öğretmenlerin neredeyse hepsi tepkili

Kanuna karşı pek çok çevreden destek aldıklarını belirten Sinan Muşlu sözlerini şöyle sürdürdü:

“Mevcut iktidara yakınlığıyla bilinen veya koalisyon durumunda olan Eğitim Bir Sen, Türk Eğitim Sen gibi sendikaların üyelerine de sizler bir çağrı yapmak istiyoruz. Öğretmenlik meslek kanunu ve kariyer basamakları sınavından onlar da rahatsız. O sendikaların üyesi olabilirler. Kendi sendikalarını bu konuda eleştiriyorlar. Biz onların da bu iş bırakmaya mutlaka katılmalarının, çağrısını yapmak isteriz. Tepkilerini, iş bırakma yönünde ortaya koymalıdırlar. 2 Kasım'da öğretmenler gücünü gösterebilme noktasında birlikte hareket etmelidir.”

Öğretmenler statüsü tavsiyesi için tıklayın

(MT/HA)