Eğitim Sen, “Öğretmenlerin Çalışma Koşulları ve Sorunlarına Bakışı Araştırması” başlıklı araştırma sonuçlarını yayınladı.
Araştırmayı 9-20 Kasım 2015 tarihleri arasında Türkiye çapında 7 bölge ve 40 ilde 4 bin 952 öğretmen ile yüzyüze görüşmeler sonucu hazırladı.
Sonuçlar öğretmenlerin çoğunun çalışma koşullarının daha kötüye gittiğini, geleceğe güvenle bakamadığını ortaya koydu. Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen), öğretmenlerin sorunlarının giderilmesi için taleplerini sıraladı.
24 Kasım değil 5 EkimEğitim Sen Genel Başkanı Kamuran Karaca, araştırmayla ilgili basın açıklamasında 12 Eylül askeri darbesi sonrası ilan edilen 24 Kasım yerine uluslararası olarak kutlanan 5 Ekim'i Dünya Öğretmenler Günü olarak kabul ettiğini belirtti. 24 Kasım'da gerçekleşecek resmi kutlamaların öğretmenlerin acil çözüm bekleyen sorunların dahi dile getirilmeden gerçekleşeceğine işaret etti. "Eğitim emekçisinin sosyal ve ekonomik sorunlarını çözmek için yıllardır adım atmayanların, öğretmenlerin gerçek sorunlarını görmezden gelenlerin bildik nutuklarını daha fazla dinlemek istemiyor, eğitimin ve öğretmenlerimizin sorunlarına kalıcı çözümler üretilmesini istiyoruz." |
Öğretmenler mutlu mu?
Eğitim Sen, öğretmenlerin çalışma koşulları ve sorunları ile ilgili dokuz sorudan oluşan ve yüzyüze yapılan anket çalışması gerçekleştirdi.
* Araştırmaya katılan öğretmenlerin yüzde 58’i (2735 kişi) mesleklerini yaparken kendilerini mutlu ve huzurlu hissettiklerini, yüzde 42’si (1982 kişi) mesleğini yaparken mutlu ve huzurlu olmadığını belirtti.
* Mesleğini yaparken kendisini mutlu ve huzurlu hissetmediğini söyleyenler nedenlerini şöyle sıraladı:
“Mesleki saygınlık zedelendi”, “Ekonomik şartlar yetersiz, fiziki koşullar işimi zorlaştırıyor”, “Veli ve öğrenci profili değişti, eğitim değerini yitirdi”, “Akademik ve ekonomik tatminsizlik yaşıyorum”, “Öğrenci düzeyi düşük, velilerin baskı var”, “Öğretmenlik yetkisi olmayan ancak sorumluluğu çok olan bir meslek”, “Maddi manevi doyum alamıyorum”, “Zorunluluktan yaptığım meslek”, “Ayrımcılık ve mobbing yapılıyor”, “Adaletsiz yapılan müdür ve müdür yardımcıları görevlendirmeleri”, “Günümüz sisteminde öğretmenlerin arka plana itilmesi”, “Sistemden kaynaklanan nedenler (sınıflar kalabalık, not sistemi)”, “Sürekli para toplanması isteniyor”…
En çok rahatsız eden sorunlar
Araştırmada öğretmenler meslek hayatlarında kendilerini en çok rahatsız eden sorunlara dair şıkları numaraladı.
* Öğretmenlerin üçte biri “Maddi koşulların zorlaşması ve maaşların yetersizliği” ile “Mesleki saygınlığın olmaması” yanıtlarını birbirine yakın oranlarda öncelikli sorun olarak gördüğünü söyledi.
* Araştırmaya katılan öğretmenlerden “Mesleki saygınlığın olmaması” yanıtını verenlerin büyük bölümü hizmet yılı 16 yıl ve üzeri olan öğretmenler tarafından belirtildi. 16 yıl ve üzeri kıdemi olan öğretmenler “Mesleki saygınlığın olmaması” şıkkını birinci önemde gördüklerini belirterek, bir anlamda AKP iktidarı ile birlikte öğretmenlik mesleğinin ciddi anlamda itibar kaybettiğini ifade etti.
*Araştırmaya katılanların belirttikleri diğer sorunlar şöyle:
“İş güvencesinin kaldırılacağına ilişkin tartışmalardan endişe duyuyorum”, “Kurumlarda mobbing uygulanıyor”, “Çağın gerisinde kalan eğitim sistemi”, “Çeşitli toplumsal olayların verdiği moral bozukluğu”, “Meslek Liselerine gereken önemin verilmemesi”, “Öğretmen görüşlerinin dikkate alınmaması”, “Koşulların her bölgede aynı olmaması”, “Yöneticilerin eğitim emekçilerine karşı tarafsız olmaması”, “Anadilinde eğitimin olmaması”, “Ülkedeki savaş ortamı”, “Özlük haklarımızın iyileştirilmemesi”…
Baskı ya da yönlendirme
* Katılımcıların yüzde 39’u çalışırken baskı ve yönlendirme ile karşı karşıya kaldığını belirtti. Kıdem süresi azaldıkça bu soruya verilen yanıtlar belirgin bir şekilde değişti, özellikle 9 yıldan az mesleki deneyime sahip öğretmenler işyerlerinde baskı ve yönlendirme ile karşı karşıya kaldıklarını söyledi.
* Herhangi bir baskı ya da yönlendirme ile karşı karşıya kalmadıklarını belirten yüzde 61’lik kesimin ortak özelliği hizmet yılının 16 yıldan daha fazla, yani mesleki deneyime sahip öğretmenler olması. MEB’in siyasallaşmış yönetim kadroları mesleki deneyimi daha az olan öğretmenlere yönelik baskı ve yönlendirmeyi daha çok yapıyor, ancak deneyimli öğretmenlere yeterince baskı yapamıyor.
Angarya
Öğretmenlerin yüzde 51,2’si kendilerine angarya iş yaptırılıp yaptırılmadığına dair soruya “Evet” yanıtı verdi.
* Öğretmenlerin angaryaya dair örneklerinin başında “Nöbet” gelirken onu “Evrak işleri” izledi.
Diğer angarya çalışma örneklerini şöyle sıraladılar:
“Performans”, “Sınav analizleri”, “MEB’in öğrenci veli anketleri”, “formlar”, “İKS”, “TKY”, “Ölçme değerlendirme işleri”, “Fotokopi, e-okul vb”, “Mesai saati dışındaki toplantılar”, “Keyfi görevlendirmeler”, “Kermes”, “Para toplama işleri”, “Sınavlarda zorunlu görev”
Çalışma koşullarının gidişatı
* “Meslek hayatınızı göz önünde bulundurduğunuzda, çalışma koşullarınızın gidişatı hakkında ne düşünüyorsunuz?” sorusuna yüzde 74,5 gibi (3.599 kişi) “Koşulların daha kötüye gittiğini düşünüyorum” yanıtını verdi.
Ülkenin ve eğitimin geleceği
* “Ülkenin ve eğitimin içinde bulunduğu koşulları göz önüne aldığınızda geleceğe güvenle bakabiliyor musunuz?” sorusuna katılımcıların yüzde 90,6’sı (4371 kişi) “Hayır” yanıtını verdi.
* “Evet” yanıtını veren 451 kişi (yüzde 8,4) gerekçe olarak şunları sıraladı:
“Sağlam ve bilinçli bir nesil geliyor”, “Gençlere güveniyorum”, “Bu sistem Afrika’da dahi yok”, “Eğitime ayrılan yatırımın artması”, “Her şey güzel olur inşallah”, “Eskiye göre çok iyiye gittiğini düşünüyorum”, “Eğitim şartları iyileştiriliyor ve eğitime verilen önem artıyor”, “Gereken hızda olmasa bile daha iyi bir sisteme yönelim var”, “Daha bilinçli bireyler yetiştirildiğini düşünüyorum”, “Mutluyum”, “Biz insan yetiştirdiğimiz için umut her zaman var”, “İstikrarın belli düzenlemeleri sağlayacağını düşünüyorum”, “Devletime güveniyorum.”
* “Hayır” yanıtını verenlerin çok büyük bir bölümünün üzerinde ortaklaştığı temel neden “Eğitim sisteminin sürekli değişmesi” ifadesi oldu. Bunu “Bilimsel ve laik eğitimden uzaklaşılması” izledi.
Talepler |
Eğitim Sen Türkiye eğitim emekçilerinin sorunlarının giderek arttığını belirterek şu talepleri sıraladı: * Öğretmenler günü olarak 12 Eylül ürünü olan 24 Kasım değil, Dünya Öğretmenler Günü olan 5 Ekim tarihi esas alınmalı, öğretmenlere hak ettiği değer verilmeli. * Başta insanca yaşayacak ücret talebimiz olmak üzere, eğitim emekçilerinin bugüne kadar yaşadığı ekonomik mağduriyetler giderilmeli, son 13 yıl içinde satın alım gücümüzdeki azalmayı telafi eden adaletli bir ücret artışı sağlanmalı. * Ek ödemelerin tamamı temel ücrete ve emekliliğe yansıtılmalı, vergi dilimi uygulaması sabitlenerek ücretlerde yaşanan erimenin önüne geçilmelidir. Ek ders ücretleri günün şartlarına uygun bir şekilde yeniden düzenlenmeli ve en az iki kat arttırılmalı. * Eğitim-öğretim yılı başında öğretmenlere yapılan eğitim-öğretime hazırlık ödeneği, her dönem başında olmak üzere yılda iki kez olmalı ve bütün eğitim ve bilim emekçilerinin yararlanması sağlanmalı. * Eğitimde esnek, kuralsız ve angarya çalışma uygulamalarına son verilmeli, performans değerlendirme ve iş güvencemizi hedef alan girişimlerden tamamen vazgeçilmeli. * Hizmetli ve memurlara özel hizmet tazminatı ödenmeli. * Kamu emekçilerinin grevli toplusözleşme hakkı önündeki engeller kaldırılmalı, gerçek bir toplusözleşme düzenin yaratılması sağlanmalı. (BK) |
* Araştırmanın tamamına buradan ulaşabilirsiniz.